HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Kürt basın emekçilerinin katledilmesinin araştırılması için Meclis Başkanlığı'na Meclis Araştırma Önergesi verdi.

Buldan önergenin gerekçesinde, Kürt basın tarihine hatırlatmada bulunarak, Kürtçe gazetelerin sürekli baskılara maruz kaldığını kaydetti. Buldan, "1990'lı yıllarda başlayan 'Özgür Basın Geleneği'nden gelen Kürtçe gazete ve dergiler de, asıl hedef kitlesinden uzakta, yayın yapmak zorunda kaldı." Özgür basın geleneğinin en önemli duraklarından biri olan Özgür Gündem Gazetesi, 30 Mayıs 1992'de 'Gerçekler karanlıkta kalmayacak' şiarı ve 'Egemenlik kayıtsız şartsız: DGM'nindir' manşetiyle yayın hayatına başladı. Haftalık bir gazeteden sonra günlük bir gazetenin çıkmış olması Kürtler arasında büyük bir sevinç ve memnuiyetle karşılandı. Okurlar teveccühlerini gazetelerine sahip çıkarak gösterdiler. Tirajı hızla artan Özgür Gündem, 1992'de ivmelenen 'düşük yoğunluklu savaş'ın bütün kirli boyutlarını manşetlerine ve sayfalarına taşıyarak şimşekleri üzerine çekti" dedi.

Buldan, çok geçmeden gazetenin Diyarbakır büro muhabirlerinden Hafız Akdemir'in 8 Haziran 1992 tarihinde büroya giderken uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdiğini vurgulayarak, "Akdemir, Hizbullah ya da bölge halkı tarafından 'Hizbulkontra' olarak anılan ve JİTEM ile işbirliği yaptığı iddia edilen kişilerin bizzat askerî yerlerde askerlerce eğitildiğine ilişkin haberler yapıyordu" ifadesini kullandı. Buldan, Akdemir'in katledilmesinin bir ilk olmadığına işaret etti. Kürt basın emekçilerinin öldürülmelerine ilişkin detaylı bilgilerin yer aldığı önergede, Kürt basınına yönelik uygulanan yöntemlerin tamamının JİTEM yöntemleri olduğu ifade edildi. Kürt basının çınarı sayılan ve Kürtlerin Apê Musa dediği Musa Anter'in öldürülmesine de dikkat çekilen önergede, bu konuda Abdulkadir Aygan'ın ittirafları da hatırlatıldı.

Kürt gazetecilerin öldürülmesinin yanı sıra gazetelerin de bomlandığına işaret edilen önergede, "Özgür Gündem Gazetesi'nin kapatılmasının ardından, 28 Nisan 1994'te Özgür Ülke Gazetesi yayın hayatına başladı. Gazetenin 3 Aralık 1994 yılında üç bürosu bombalandı. Bombalanma sonucunda gazete çalışanı Ersin Yıldız yaşamını yitirirken, 23 gazete çalışanı da yaralandı. Bombalamadan 15 gün sonra ortaya çıkan 'gizli' ibareli "bu gazeteyi bertaraf edin!" belgesinin altında dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in imzasının olması oldukça manidardı. Bu belge daha sonra aynı gazetenin 10 Aralık 1994 nüshasında yayınlandı" ifadelerine yer verildi.

Buldan, kısa bir süre sonra Batman muhabiri Safyettin Tepe'nin gözaltında kaybedilen amcasının oğlunun akıbetini araştırırken 29 Ağustos 1995 tarihinde Batman'da gazete bürosundan gözaltına alınarak Bitlis'e götürüldüğünü, birkaç gün sonra da Bitlis Emniyet Müdürlüğü'nde "intihar etti" denilerek cesedinin ailesine teslim edildiğini hatırlattı. Buldan, "2 yıl gibi kısa bir sürede 8 muhabir ve yazarı ile 19 dağıtımcısı öldürülen Özgür Gündem gazetesinin İstanbul Kadırga'daki merkez bürosu, 10 Aralık 1993'te polis ordusu tarafından basıldı. Gazetenin merkezinde çalışan herkes gözaltına alındı ve gazete Nisan 1994 tarihinde mahkeme kararıyla kapatıldı. Gazetenin yayımlanan toplam 580 sayısının 486'sı hakkında dava açılırken, hakkında 3 kez 30 gün, 15 kez 15'er gün ve iki kez 10'ar gün olmak üzere toplam 20 kapatma kararı verildi. Özgür Gündem Gazetesi'nin muhabir ve editörlerine toplam 147 yıl hapis ve 21 milyar lira para cezası verildi. Gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Işık Yurtçu ise 8 ay görev yaptığı gazetedeki yazılar nedeniyle toplam 20 yıl hapis cezası aldı. 2 yıl 8 ay cezaevinde kaldı. 8 Eylül 2012'de İstanbul'da yaşamını kaybetti" diye kaydetti. Buldan önergesinde katledilen dağıtımcılar ile öldürülme tarihleri ve yerlerine ilişkin de geniş bilgilere yer verdi.

Buldan'ın önerge ile araştırılmasını istediği özgür basın çalışanlarından son 30 yılda en az 70'i öldürüldü.

25.06.2014