HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarında yaşanan polis saldırılarına ilişkin İçişleri Bakanı Efkan Ala tarafından yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na yazılı soru önergesi verdi.

Önergesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 1 Mayıs 2008 yıllındaki kutlamalarında Taksim Meydanı'nın yasaklanması ve yaşanan polis şiddetine ilişkin ihlal kararını hatırlatılarak, "Bu kararda, toplantı ve gösteri özgürlüğünün, aynı zamanda mekan seçme özgürlüğü olduğu, Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs 1977 katliamının hafızası olması nedeniyle, emekçi bayramının kutlama alanı olarak seçilmesinin tabii bir hak olduğu tespit edilmiş ve Taksim yasağının toplantı ve gösteri özgürlüğünün dolaylı bir sınırlaması olarak değerlendirilmiştir. AİHM bu kararında, trafiğin engellenmesi, esnafın iş yapamaması gibi gerekçelerin, barışçıl toplantı özgürlüğünü engellemenin makul gerekçeleri olamayacağına karar vermiştir" denildi.

Önergede, 2010-2012 yıllarında Taksim meydanının 1 Mayıs kutlamalarına yasaklanmaması nedeniyle herhangi bir olay yaşanmadığına işaret edilerek, AİHM'in 2008 1 Mayıs'ına yönelik polis müdahalesine yönelik ihlal kararının aynı zamanda toplantı, gösteri yapma ve mekan seçme özgürlüğü olduğu ifade edildi. "AİHM kararları Bakanlığınız ve Hükümetiniz için bağlayıcı değil midir?" sorusunun yöneltildiği önergede, şu sorulara yer verildi:

"1 Mayıs 2014 tarihinde konfederasyon başkanları ile emniyet yetkilileri arasında Şişli'de daha görüşmeler sürerken, kitleye saldırı emrini kim vermiştir? Kitlenin önünde bulunan Milletvekillerinin dokunulmazlığını hiçe sayıp, milletvekillerine gaz bombası atan, darp eden, CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey'i zorla gözaltına almaya çalışan polisler hakkında ne işlem yapılmıştır? 1 Mayıs'ta toplantı ve gösteri hakkını kullanmak isteyen insanlara polisin, ölümle ve uzuv kaybıyla sonuçlanan yaralanmalara neden olduğu tespitli kimyasal gaz bombaları, kimyasallı tazyikli su, plastik mermiyle saldırması ve şiddet uygulanması, Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin kamu erki tarafından ihlal edilmesi değil midir? Polisin attığı gazdan etkilenen 17 yaşındaki E.S.A'nın, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Acil Servisi'nde oksijen tüpüne bağlı olduğu sırada polis tarafından oksijen tüpü sökülerek hastaneden kolundan sürüklenerek zorla gözaltına alınması, kişinin yaşam hakkına müdahale ve suç değil midir? Gözaltına alındığında nefes alamaması üzerine kafasından aşağı su dökülmesi işkence değil midir? Vatan'da bulunan Emniyet Müdürlüğünde, 17 yaşındaki E.S.A'nın, iddiası, polislerin 'Vajinanızda ne saklıyorsunuz' deyip, duvara yaslayıp çıplak arama yapması, kişinin ruhsal ve vücut bütünlüğüne saldırı niteliğinde bir suç değil midir? Bu polisler hakkında ne işlem yapılmıştır? Şişli Çocuk Şube'ye götürülen 17 yaşındaki E.S.A ve 15 yaşındaki D.Ş ile 5 erkek çocuğa gözaltında kaldıkları 10 saat boyunca polislerce sürekli küfür edilmesi, bir polisin tutanaklardan telefon numarasını alarak E.S.A'ya 'Ne haber S.' yazarak kendisini taciz ettiği iddiaları araştırılmış mıdır? Bu polisler hakkında ne işlem yapılmıştır? Gözaltına alınanlara, karakolda içinde patlayıcı bulunan bir sırt çantasını zorla kabul ettirmeye çalışarak zorla delil üretmeye çalışan polisler ile Beşiktaş'ta bir kişinin boynuna zorla poşu takıp resmini çekerek fişleyen polisler hakkında ne işlem yapılmıştır? Sendika yetkililerince basına açıklanan bazı sivil giyimli, aynı model sırt çantası ve aynı model şapka taşıyan polislerin kitlenin arasından taş attıkları, bazı sivil polislerin sapan kullandıkları iddiaları doğru mudur?"

07.05.2014