Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), 2002 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yaptığı bir protokolle Yıldız Sarayı'nda, Türkiye edebiyatının değerlerini korumak ve tanıtmak amacıyla açtığı Edebiyat Müze Belgeliği'nin Kültür Bakanlığı'nın protokolü yenilememesi nedeniyle 9 Mayıs'ta boşaltılmasına ilişkin sendika merkezinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Başkanı Tarık Günersel, yazar Adnan Özyalçıner, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz, Türkiye Yazarlar Sendikası eski başkanı Enver Ercan, HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel'in yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Toplantıda basın açıklamasını yapan Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz, Edebiyat Müze Belgeliği'nin sözleşmesinin 5 yılda bir yenilendiğini belirterek, 22 Nisan 2011 yılında yaptıkları yenileme başvurularının Kültür Bakanlığı tarafından dikkate alınmadığını söyledi. Kültür Bakanlığı'nın 23 Ocak 2012 tarihli yazıyla belgeliğin müze alanın depo olarak kullanılacağını belirterek boşaltılması gerektiği yönünde kararını ilettiğini kaydeden Köz, İdare Mahkemesi'ne kararın iptali yönünde dava başvurusunda bulunduklarını söyledi. Başvurularının İdare Mahkemesi tarafından reddedildiğini söyleyen Köz, sorunu diyalogla çözme taleplerinin ise iki yıldır karşılıksız kaldığını ve Kültür Bakanlığı'nın belgeliğin boşaltılması için kendilerine 9 Mayıs'a kadar süre verdiğini ifade etti. Köz, "Bu süre yarın dolacaktır. Müzenin boşaltılmasından sonra yüzlerce değerli yapıtı, belgeyi nerede ve nasıl koruyacağımıza ilişkin hiçbir öngörümüz yoktur" dedi. Açtıkları davanın temyiz aşamasında olduğunu hatırlatan Köz, mahkeme kararı olmadan belgeliği boşaltmayacaklarına vurgu yaprak, "Mahkeme kararı beklenmeden yapılan tüm işlemler hukuksuzdur. Bakanlıktan olumlu bir yanıt beklemeden belgeliği boşaltmayacağımızı halkımızla paylaşıyoruz" diye belirtti.
Köz'ün ardından söz alan yazar Adnan Özyalçıner ise, belgeliğin düşünce ve ifade özgürlüğü açısından tarihi nitelikte olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Yazarlar Sendikası 1974 yılında kuruldu. O dönem darbenin toplum üzerinde geçtiği düşünce ve ifade özgürlüğünün yok sayıldığı bir dönem olmuştur. Bu belgelik işte böylesi bir ortamda oluşturulmuştur. Bu tarihin yok edilmesine izin vermeyeceğiz." Daha sonra söz alan şair Ataol Behramoğlu ise, belgeliğin boşaltılmasını bir darbe olarak nitelendirdi. Behramoğlu, "Devlet ve Kültür Bakanlığı arabacı katını TYS'ya fazla görüyor. Bu bir skandaldır. Bu skandalı Dünya yazarlarına anlatmamız gerekiyor. Bizler yazarlar olarak bu skandala ve darbeye karşı burada olacağız burada direnerek buranın boşaltılmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Kültür Bakanlığı'nın aldığı boşaltma kararını eleştiren Türkiye Yazarlar Sendikası eski başkanı Enver Ercan ise, kararı "komik" bulduklarını söyledi. Kararın siyasi olduğunun altını çizen Ercan, "Kültür Bakanlığı ve belediyenin birçok yerleşim yeri var. Oraları depo olarak kullanacaklarına bizi kapı dışı ediyorlar. Kültür Bakanlığı'nın görevi bizi kapı dışarı etmek değil bize yer bulmaktır" şeklinde konuştu. Ercan'dan sonra söz alan HDP İstanbul Milletvekilli Levent Tüzel, alınan kararın siyasi olduğuna vurgu yaparak AKP hükümetinin kendisine karşı olan tüm kurumlara yönelik uygulamalar başlattığını söyledi. Tüzel şunları aktardı: "Bu karar siyasidir. Hükümet kendisinden yana olana olanak sağlarken kendine karşı olanları da baskı altında tutmak istiyor. Burada müzenin boşaltılması AKP'nin istediği politikalardan farklı olarak bir düşünce ve ifade özgürlüğünün olmasına tahammüllün olmayışıdır."
Son olarak söz alan Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Başkanı Tarık Günersel de, Kültür Bakanlığı'nın görev tanımını yeniden yapması gerektiğinin altını çizerek, "Başta Ömer Çelik olmak üzere Kültür Bakanlığı görev tanımını gözden geçirilmeli adı kültür değil kültürsüzleştirme bakanı olmalıdır. Bu karar bir idamdır. Bizler bu karara karşı direneceğiz. Kültür Bakanlığı tehdit yolu ile belgeliğe el koymak istiyor" dedi.
08.05.2014
Toplantıda basın açıklamasını yapan Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz, Edebiyat Müze Belgeliği'nin sözleşmesinin 5 yılda bir yenilendiğini belirterek, 22 Nisan 2011 yılında yaptıkları yenileme başvurularının Kültür Bakanlığı tarafından dikkate alınmadığını söyledi. Kültür Bakanlığı'nın 23 Ocak 2012 tarihli yazıyla belgeliğin müze alanın depo olarak kullanılacağını belirterek boşaltılması gerektiği yönünde kararını ilettiğini kaydeden Köz, İdare Mahkemesi'ne kararın iptali yönünde dava başvurusunda bulunduklarını söyledi. Başvurularının İdare Mahkemesi tarafından reddedildiğini söyleyen Köz, sorunu diyalogla çözme taleplerinin ise iki yıldır karşılıksız kaldığını ve Kültür Bakanlığı'nın belgeliğin boşaltılması için kendilerine 9 Mayıs'a kadar süre verdiğini ifade etti. Köz, "Bu süre yarın dolacaktır. Müzenin boşaltılmasından sonra yüzlerce değerli yapıtı, belgeyi nerede ve nasıl koruyacağımıza ilişkin hiçbir öngörümüz yoktur" dedi. Açtıkları davanın temyiz aşamasında olduğunu hatırlatan Köz, mahkeme kararı olmadan belgeliği boşaltmayacaklarına vurgu yaprak, "Mahkeme kararı beklenmeden yapılan tüm işlemler hukuksuzdur. Bakanlıktan olumlu bir yanıt beklemeden belgeliği boşaltmayacağımızı halkımızla paylaşıyoruz" diye belirtti.
Köz'ün ardından söz alan yazar Adnan Özyalçıner ise, belgeliğin düşünce ve ifade özgürlüğü açısından tarihi nitelikte olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Yazarlar Sendikası 1974 yılında kuruldu. O dönem darbenin toplum üzerinde geçtiği düşünce ve ifade özgürlüğünün yok sayıldığı bir dönem olmuştur. Bu belgelik işte böylesi bir ortamda oluşturulmuştur. Bu tarihin yok edilmesine izin vermeyeceğiz." Daha sonra söz alan şair Ataol Behramoğlu ise, belgeliğin boşaltılmasını bir darbe olarak nitelendirdi. Behramoğlu, "Devlet ve Kültür Bakanlığı arabacı katını TYS'ya fazla görüyor. Bu bir skandaldır. Bu skandalı Dünya yazarlarına anlatmamız gerekiyor. Bizler yazarlar olarak bu skandala ve darbeye karşı burada olacağız burada direnerek buranın boşaltılmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Kültür Bakanlığı'nın aldığı boşaltma kararını eleştiren Türkiye Yazarlar Sendikası eski başkanı Enver Ercan ise, kararı "komik" bulduklarını söyledi. Kararın siyasi olduğunun altını çizen Ercan, "Kültür Bakanlığı ve belediyenin birçok yerleşim yeri var. Oraları depo olarak kullanacaklarına bizi kapı dışı ediyorlar. Kültür Bakanlığı'nın görevi bizi kapı dışarı etmek değil bize yer bulmaktır" şeklinde konuştu. Ercan'dan sonra söz alan HDP İstanbul Milletvekilli Levent Tüzel, alınan kararın siyasi olduğuna vurgu yaparak AKP hükümetinin kendisine karşı olan tüm kurumlara yönelik uygulamalar başlattığını söyledi. Tüzel şunları aktardı: "Bu karar siyasidir. Hükümet kendisinden yana olana olanak sağlarken kendine karşı olanları da baskı altında tutmak istiyor. Burada müzenin boşaltılması AKP'nin istediği politikalardan farklı olarak bir düşünce ve ifade özgürlüğünün olmasına tahammüllün olmayışıdır."
Son olarak söz alan Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Başkanı Tarık Günersel de, Kültür Bakanlığı'nın görev tanımını yeniden yapması gerektiğinin altını çizerek, "Başta Ömer Çelik olmak üzere Kültür Bakanlığı görev tanımını gözden geçirilmeli adı kültür değil kültürsüzleştirme bakanı olmalıdır. Bu karar bir idamdır. Bizler bu karara karşı direneceğiz. Kültür Bakanlığı tehdit yolu ile belgeliğe el koymak istiyor" dedi.
08.05.2014