HDP Kadın Örgütlenme Konferansını coşkulu, kararlı bir katılımla gerçekleştirdik

29-30 Haziran 2019 tarihinde Ankara'da gerçekleştirilen Kadın Örgütlenme Konferansımızın sonuç bildirgesi:

HDP Kadın Örgütlenme Konferansımızı 29-30 Haziran 2019 tarihinde “EmêRêxistinaXweMezinBikin” - “Örgütlülüğümüzü Büyütüyoruz” şiarıyla, Merkezi Kadın Meclisimizin, kadın PM üyelerimiz ve kadın vekillerimizin, gençlik içinde özgün ve özerk bir meclis olarak örgütlenme adımı atarak kadın meclisimiz içinde yeni bir enerji ile yer alan genç kadınların, il kadın meclisleri sözcülerimizin, kadın il eş başkanlarımızın, HDK temsilcilerinin, HDP bileşeni kadın yapılarının katılımı ile Ankara’da gerçekleştirdik.

Dünyanın her köşesinde kadın direnişleri dalga dalga yayılıyor

Türkiye ve Kürdistan başta olmak üzere dünyadaki kadın hareketleri açısından hem kadın mücadelesine yoğun saldırıların olduğu hem de feminist ve kadın hareketlerinin bu saldırılar karşısında mücadelesini yükselttiği tarihsel bir süreçten geçmekteyiz.

Dünyada kapitalist krizlerin yaşandığı, Ortadoğu’nun ise korkunç bir savaş sarmalı içinde devindiği koşullarda dünyadaki kadın hareketleri de yerel ve küresel zeminlerde birbirini etkileyen, birbirinden dayanışma gücü alan ve birbirinin mücadelesine güç katan direnişler açığa çıkarıyor.  Kadınların bedenlerini, emeklerini, kimliklerini yaşam hakkını savunmak için başlattıkları grevler dalga dalga yayılıyor.

Rojava’da kadınlar kapitalist sistemin en gerici ve cinsiyetçi yüzü, erkek egemenliğe içkin şiddetin en maskesiz ve çıplak hali olan İŞİD çetelerine karşı görkemli bir mücadele verdiler. Bu tarihsel mücadeleyi Kuzey Suriye’de toplumsal yaşamı ve eşitlikçi, kadın özgürlükçü, demokratik bir sistemi inşa sürecinde sürdürüyorlar. Söz, karar ve örgütlenme haklarını anayasal güvenceye alan kadınlar, ekonomiden eğitime, asayişten yönetime örgütlü güçleriyle inşa sürecine müdahalelerini gerçekleştirmeye devam ediyorlar. Sudan, İran, Cezayir,Tunus, Filistin ve İsrailli kadınlar cinsiyetçi politikalara, faşizme, sömürüye ve savaşlara karşı mücadelede öne çıkıyor, öncülük yapıyor.

Faşizmden, erkek egemenliğinden korkmadık, susmadık, umudu büyüttük!

Tıpkı dünyadaki örnekleri gibi ülkemizde de kadını ekonomik, sosyal, siyasal, entelektüel alandan tasfiye etmeye çalışan, biz kadınları boyun eğme, her türlü şiddet, mağduriyet ve yoksulluk denklemine sıkıştırarak özgürce var olma hakkımızı yok sayan faşist bir iktidarla karşı karşıyayız. En az yüz yıllık kazanımlarımıza karşı savaş açan bu tek adam rejiminin politikalarıyla kadınlara, LGBTİ+’lara ve çocuklara yönelmiş şiddet, taciz ve istismar korkunç boyutlara ulaştı. Büyük çoğunluğu yakınları tarafından katledilen kadınların sayısı her yıl artarak devam ediyor. 2018 yılında en az 440 kadın katledildi. Veriler yılda ortalama 8 bin çocuğun istismara uğradığını gösteriyor ki, bu rakamlar gerçekliğin en fazla yüzde 15’ini yansıtmaktadır. Halfeti’de kolluk güçlerinin kadınlara uyguladığı sistematik işkence ve cinsel şiddet, cezaevleri başta her alanda büyüyen erkek-devlet şiddeti sarmalının en son ve vahim örneğidir.

Tüm mücadele alanlarının kısıtlanması, yasaklanması ve kazanımlara yönelik ağır saldırı koşullarında sokaklarda, meydanlarda itirazımızı en çok dile getiren biz kadınlar olduk.

İnsanlığa karşı işlenmiş bir suç olan İmralı tecridinin kırılmasına dönük olarak Leyla Güven şahsında başlayan direniş, tarihin en büyük açlık grevlerinden birine dönüştü. Başta beyaz tülbentliler olmak üzere, kadınlar olarak, zindanlardan yükselen sese sesimizi katarak cezaevleri önlerinde, sokaklarda, yaşamın her alanında önemli bir mücadele yükselttik. Zindanların tarihsel direnişi mutlak tecridi kırarken bu direnişe eşlik eden kadınlar toplumun üzerine çöken korku ve kuşatılmışlık çemberlerini parçaladı.

31 Mart-23 Haziran yerel seçimleri ağır baskı ve hukuksuzluk ortamında yapılmasına rağmen ‘‘Kürdistan’da kayyımları gönderme, batıda ise AKP-MHP ittifakına kaybettirme’’ stratejimizle rantçı, kutuplaştırıcı siyasete karşı demokrasi zemini sunduk. Karamsarlığın, umutsuzluğun, geleceksizliğin egemen olduğu bir dönemde, ülkenin geleceğine dair büyük bir umudu ve mücadele ruhunu yeşerttik. Biliyoruz ki, Türkiye halklarının tek umudu olan tarihi bir mücadele hattıyız. Halkların, kadınların demokrasi ittifakıyız

Yaşamlarımıza sahip çıkacağız, hayatın her alanında erkek egemenliğine karşı mücadele edeceğiz

Konferansımızda aldığımız kararlarla bir kez daha altını çizdik ki; bizler bulunduğumuz tüm alanlarda kadın bakış açısıyla hayata yön vereceğiz. Ezilenlerin, yok sayılanların, faşizme karşı direnenlerin tarihsel ittifakı olan 3. Yol siyasetinin özgürlükçü iradesi ile kadınlar lehine yerel, yerinden demokratik siyaset hamlesi başlatacağız. Her yerde demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü perspektifi, kadınların yaşam alanlarına taşıyıp yeni yaşamı inşa edeceğiz.

Yeni yaşamı örerken; yaşadığımız yereli sermayeye/ranta terk etmeyeceğiz. Sistematik orman yangınlarına, özel güvenlik bölgesi adı altında köy boşaltmalara, barajlar ile Mezopotamya havzasını insansızlaştırmaya izin vermeyeceğiz.  12000 yıllık belleği ile yok edilmeye çalışılan Hasankeyf’ i ödün vermeksizin savunacağız. Ekolojik yaşam politikalarımızı toplumsallaştıracağız, yaşama geçireceğiz.

Ağır şiddet, istismar ve sömürü altındaki çocukların sesini duyacağız, duyuracağız. Kadınları yoksulluk ve şiddet sarmalına sıkıştıran politikalara ve sisteme karşı mücadeleyi her düzeyde sürdüreceğiz. Kadın yoksulluğu ve işsizliği ile mücadeleyi önemseyecek, nafaka hakkımıza sahip çıkacak, yerellerde kadınların oluşturacağı dayanışma ekonomilerine güç vereceğiz. Ev içi emeğin değer ürettiğini ve sigorta hakkını görünür kılmak için çalışmalar yürüteceğiz. Çok ağır sömürü ve yoksulluk koşullarında yaşayan ve çalışan tarım işçisi kadınlara ve mülteci kadınlara yönelik ayrımcılık ve ırkçılığa karşı her daim yanlarında olacağız, cinsel şiddet ve tehditlerle karşı karşıya kalmadan insanca yaşayabilmelerinin yollarını birlikte üreteceğiz. Engelli kadınların toplumsal yaşama katılmasının önündeki çok katmanlı engelleri görünür kılma ve ortadan kaldırma çabası içinde olacağız. Toplumu pençesine alan hukuksuzluk ve şiddet halini besleyen LGBTİ+’lara yönelik şiddet, ayrımcılık ve nefret suçlarını sıradanlaştıran zihniyete karşı mücadele edeceğiz. Bugün ayrımcılığa karşı sokakta olan LGBTİ+’ların Onur yürüyüşüne yönelik yasaklamaları ve şiddeti kınıyoruz.

Kadına yönelik şiddeti, kadın yoksulluğunu pekiştiren, derinleştiren ve sıradanlaştıran, canımızdan can alan savaş politikalarına kararlılıkla karşı duracak, onurlu barışın inşasında yaşamın öznesi olduğunun farkındalığı ile kadın meclislerimizi dayanışma ağları ile güçlendireceğiz. Kadına karşı derinleşen her türlü şiddete ve kadın düşmanı politikalara karşı kadınların özsavunma stratejilerini geliştireceğiz.

Kadın dayanışmasını büyüteceğiz, parti içinde erkek egemenliğine alan bırakmayacağız

Konferansımızda, “Partide erkek egemenliği ile mücadeleyi nasıl geliştireceğiz” ve “Yerelde kadın örgütlenmesi, kadın siyaseti, kadın dayanışmasını nasıl öreceğiz” başlıkları altında yürüttüğümüz atölyelerde yaptığımız kapsamlı, derinlikli, renkli ve verimli tartışmalarla önümüzdeki dönem planlamalara zemin oluşturacak örgütlenme ve mücadele hatlarımızı belirginleştirdik. Buna göre önceliklerimiz:

Parti içi mekanizmalarda her seviyede etkisini artıran erkek egemenliği ile her düzeyde kararlı mücadeleyi büyüteceğiz; partimizin ve mücadelemizin en temel ilkelerini esnetmeyeceğiz. Kadınların büyük bedeller ödeyerek, büyük emeklerle kazandığı eş başkanlık ve eşit temsilin mor çizgimiz olduğunun altını çizerek parti içi tüm mekanizmalarda toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifimizi sıkıca sahiplenecek, kadın dayanışmasını büyüteceğiz. Kadın gündemimiz ve kadın sözümüz ile parti içi yaşamda etkin olacak, iktidarcı erkek egemen anlayışın eş sözcülük ve eşit temsiliyet ilkelerimizi aşındırmasına izin vermeyeceğiz.

Kadın mücadelesini ve kadın siyaset tarzını etkin kılacağız; iktidarcı, rekabetçi erkek egemen zihniyete karşı paylaşımcı, şeffaf, eşitlikçi, mücadeleci kadın siyaset tarzını partimizde ve bulunduğumuz her yerde yaşamsallaştıracağız.

Genç kadınların çalışmaları önüne çıkartılan her türlü engelle ve onları irade olarak görmeyen anlayışlarla mücadele edeceğiz. Çalışmalarımızda kendi rengi ve coşkusuyla yerini alan Genç Kadın çalışması mücadele hattımızın en önemli parçalarından biri ve geleceğidir.

Yerel siyasete öncelik vereceğiz; merkez-yerel ilişkisini olabildiğince yataylaştıran, zayıflayan bağları güçlendiren, birbirimizi güçlendirerek yürümeyi esas alan kadın siyaset tarzını kalıcılaştırmak için emek vereceğiz.

Kazanımlarımızı, yaşamlarımızı, özgürlüklerimizi hedef alan saldırılar karşısında bütün kadın örgütleri ve feminist hareket ile mücadeleyi ortaklaştıracağız; her düzeyde kadın dayanışmasını ve direnişini birlikte öreceğiz.

Kadın meclisleri temel gücümüzdür; inşasına hız vereceğiz

Temel sorunumuz kadın örgütlülüğümüzün zayıflamasıdır. Gerek parti içi yaşamda gerekse toplumsal yaşamın her alanında erkek egemenliği ile mücadele etmenin zemini kadın meclislerimizi yaygınlaştırmaktan, güçlendirmekten geçmektedir. Yerel siyaseti önceleyen kadın meclislerimizi mutlaka örgütleyecek, her alanda kadınlar olarak birbirimize dokunarak hep birlikte güçleneceğiz.

Yerelin özgünlüğünü temel alan, kendi gündemlerini oluşturup bunun mücadelesini yükselten, sorun alanları arasında hiyerarşi kurmadan tüm farklılıklarıyla kadınlarla kucaklaşmayı başaran yerel meclislerimizi kuracağız. Güçlenmemize hizmet edecek eğitim çalışmalarını yaygın ve sistematik hale getireceğiz.

Hep birlikte başaracağız, mutlaka başaracağız, örgütlülüğümüzü büyüteceğiz özgürlüğümüzü kazanacağız!

Kadınların dünyanın dört bir yanında emeklerini, bedenlerini, kimliklerini ve yaşam haklarını savunmak için gerçekleştirdikleri kadın grevlerini, dünyanın her yerinde kadın özgürlük mücadelesi yürüten tüm kadınları dayanışma ve ortak mücadeleyi büyütme ruhuyla selamlıyoruz. 

HDP Kadın Meclisi
5 Temmuz 2019