HDP Mardin Milletvekili Erol Dora, plastik hammaddeden elde edilen naylon poşetlerin insan ve diğer canlıların sağlığı ile doğaya, çevreye verdiği zararların araştırılması ile ilgili Meclis Araştırması açılmasını talep etti.

Naylon poşetlerin kısa sürede çöpe dönüşerek biriktiğini; çevreye, doğal hayata özellikle de deniz canlılarına zararı olduğunu belirten Dora, "Naylon poşetlerin çevresel etkileri çöpten öteye geçmektedir. Üretimi ile petrol gibi kaynaklar tüketilmektedir. Çevreye duyarlı bir şekilde bertaraf edilse bile atık gömme sahalarında uzun yıllar dayanmaktadır" bilgilerini verdi.

Araştırmalara göre dünya genelinde her yıl yaklaşık bir trilyon adet (dakikada 2 milyon adet) naylon poşet kullanıldığını, tüketilen naylon poşetlerin çoğunun tek kullanımlık olduğunu ifade eden Dora, ülkeden ülkeye tüketim miktarının değiştiğine dikkat çekerek, "Örneğin Danimarka ve Finlandiya’da kişi başına yıllık 4 adet tüketilirken, Doğu Avrupa ülkelerinde bu rakam 400 adete kadar çıkmaktadır" diye ekledi.

Dora, şunları kaydetti: "Naylon poşetler, aslında kısa süreli ihtiyaçları karşılamak için üretilir ve kullanılır ancak iyice parçalanarak doğaya karışması yüzlerce yıl sürmekte ve asla tamamen yok olmamaktadır. Atık plastik maddeden üretilen siyah torbalar, insan sağlığını tehdit etmektedir. Genellikle seyyar satıcı ve pazar esnafının kullandığı bu poşetler, pet şişe, kova ve tıbbi atık gibi maddelerin toplanarak tekrar işlenmesiyle üretilmektedir.

Atık maddelerin dönüştürülmesi sırasında şeffaflaştırma mümkün olmadığı için koyu tonlarda renklendirme yapılmaktadır. Siyah poşetler şeffaf poşetlere göre daha ucuz olduğundan dolayı tercih edilmektedir. Kanser yapıcı unsurları içeren siyah poşetlerin, doğada çözülmesi yüzlerce yıl sürmektedir."

Rastgele çevreye atılan poşetlerin kolayca doğaya yayıldığını ve bu durumun hem doğada kötü görünüm oluşturduğunu hem de doğaya dağılan bu plastiklerin çözülmesi zamana aldığından uzun süreli kirliliğe neden olduğunu belirten Dora, ayrıca nehirler, göller ve denizlerde de poşetlerin yarattığı kirliliğin gözlendiğini hatırlattı.

"Plastikler, fiziksel aşınmaya maruz kaldığında aşamalı olarak parçalanıp mikro-plastik denen çok daha küçük parçalara (mikro-plastik) bölünür ve kanalizasyon veya yağmur sularıyla nehir ve denizlere sürüklenir. Suda süzülen mikro-plastik atıklar pek çok farklı organizma tarafından yutulmaktadır.

Plastikleri içindeki zehirli maddeler, bu parçacıkları yutan deniz canlıları yoluyla beslenme zincirinde insana kadar ulaşabilmektedir. Denizlerdeki naylon poşetleri yiyecek zannederek yiyen deniz canlıları ve kuşlarda boğulmalara rastlanmakta ayrıca naylon poşeti yemeleri durumunda yalancı tokluk oluşmakta ve beslenme yetersizliği veya açlıktan ölümler görülmektedir. Bunun sonucunda deniz canlılarının ölümüne varan zararları bulunmaktadır. Koyun, keçi gibi hayvanlarda da naylon poşetlerin yenmesi sonucu ölümlere rastlanmaktadır.

Gündelik hayata yönelik naylon poşet kökenli tehlikelerden bir diğerini de "evlerde meydana gelen boğulmalar" şeklinde dile getiren Dora, özellikle süt ve oyun çocukluğu döneminde, evlerde yaşanan ambalaja bağlı boğulmaların sebebinin sıklıkla naylon poşetler olduğunu ifade etti.

Dora, araştırma önergesinde, "Naylon poşetlerin çevre üzerine olumsuz etkileri ve zararları tüketicilerce tam olarak kavranmadığı gibi alışverişlerde naylon poşet tercihi alışkanlıktan ötürü giderek artmaktadır. Tüketicilere tekrar kullanılabilen alışveriş poşetlerini (torbalarını) benimsetmek zaman almaktadır. Türkiye’de ise bu konuda mevcut mevzuat ve yürütülen politikaların konunun ehemmiyetiyle orantılı düzeylerde olmadığı bilinmektedir" ifadelerine yer verdi.

05.06.2014