Halkların Demokratik Partisi Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, kurak bir alana dönüşme riski ile karşı karşıya kalan Bafa Gölü başta olmak üzere risk altında olan tüm gölleri kurtarmak için alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Birtane, araştırma önergesinin gerekçesinde ise, “Bafa Gölü, Ege Bölgesinin en büyük gölüdür. Doğal set gölü olan Bafa Gölünde birçok küçük ada; bu adaların bazılarında da tarihsel yapı kalıntıları bulunmaktadır. Göl, aynı zamanda Türkiye'nin önemli kuş cennetlerinden biridir. Ancak şuan Bafa Gölünde kirlilik üst seviyeye ulaşmıştır. Haberlere de yansıdığı üzere Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), acil önlem çağrısı yapıp canlı yaşamının bitmeye başladığını, gölün aksi takdirde su formundan önce bataklığa, ardından da kara formuna dönüşeceği uyarısını yapmışlardır.
Uzmanlar Bafa Gölü’nde son haftalarda artarak devam eden biyolojik kirliliğin gölde aşırı ötrofikasyona (fosfat kirlenmesi) doğru gittiğini, göllerin yaşam süreçlerinin en son evrelerini oluşturan hiperötrofik (hücre hacmindeki artış dolayısıyla olan büyüme) seviyesine varmak üzere olduğu bildirilmiştir. Görüntülerde de zehirli alg çoğalmasının gölün her tarafını kapladığı görünüyor.
Oysa ki göl hakkındaki bilgilere göre, Bafa Gölü, 1994 yılında Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir. Ancak gölle bağlantısı bulunan Büyük Menderes Nehri'nin bağlantısının gölden tamamen koparılması ve gölün çevresine kurulmuş zeytinyağı fabrikalarının atıklarının arıtılmadan göle dökülmesi gölü bir bataklık haline getirmiştir.
Uzmanlar, göldeki suyun yeşil bir boyadan farksız hale geldiğini, koylarda yüksek oranda alg biriktiğini, şu anda en kötü durumun ise ekonomisi turizme dayalı birçok işletmenin bulunduğu Kapıkırı ve Gölyaka bölgesinde olduğunu söylüyor.
Türkiye'de doğa hiçbir dönem bu derece ciddi risk altında kalmamıştır. Türkiye'de yüzlerce göl, nehir ve akarsu HES ve barajlarla yok edilmektedir. Baraj ve HES gibi projelerin olmadığı yerlerde ise, benzersiz güzellikteki göller ve akarsular, kimyasal atıklar, suyu besleyen diğer kolların kesilmesi, yakınlarında işletme-inşaat alanlarının açılması vb. nedenlerle büyük risk altına sokuluyor. Ormanlık alanlar inşaat alanları yapılıyor, akarsu ve dereler kurutuluyor. Özel şirketlerin çıkarları doğrultusunda doğa adeta katlediliyor. Sermaye sahipleri benzersiz güzellikteki ormanlık alanları, dereleri, çağlayanları, gölleri kendi projeleri kapsamında kullanarak yok ediyor, geri dönüşü mümkün olmayan bir şekilde tahrip ediyor. Türkiye'de şu an yüzlerce göl kirlilik ve kimyasal atıklar yüzünden yok olmakla karşı karşıyadır. Van Gölü, Tuz Gölü, Kars Kuyucuk Gölü, Akşehir, Eber Gölü ve daha onlarca göl yok olmak üzeredir.
Bir doğa harikası olan Bafa Gölü için vatandaşlar da acil önlem çağrısında bulunmuştur. Bafa Gölü için yapılacak kurtarma çalışması, aynı durumda olan göller için de örnek oluşturmalıdır. Aynı zamanda Türkiye'de, doğa üzerinde yaratılan tüm risklerin ortadan kaldırılması için kapsamlı bir çalışma başlatılmalıdır. Bafa Gölü için acil önlem çalışmasının yanında yok olma riski taşıyan bütün gölleri yeniden doğasına kavuşturmak amacıyla bir meclis araştırması açılması gerektiğini Genel Kurulun dikkatlerine sunuyoruz.” dedi.
05.06.2014
Birtane, araştırma önergesinin gerekçesinde ise, “Bafa Gölü, Ege Bölgesinin en büyük gölüdür. Doğal set gölü olan Bafa Gölünde birçok küçük ada; bu adaların bazılarında da tarihsel yapı kalıntıları bulunmaktadır. Göl, aynı zamanda Türkiye'nin önemli kuş cennetlerinden biridir. Ancak şuan Bafa Gölünde kirlilik üst seviyeye ulaşmıştır. Haberlere de yansıdığı üzere Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), acil önlem çağrısı yapıp canlı yaşamının bitmeye başladığını, gölün aksi takdirde su formundan önce bataklığa, ardından da kara formuna dönüşeceği uyarısını yapmışlardır.
Uzmanlar Bafa Gölü’nde son haftalarda artarak devam eden biyolojik kirliliğin gölde aşırı ötrofikasyona (fosfat kirlenmesi) doğru gittiğini, göllerin yaşam süreçlerinin en son evrelerini oluşturan hiperötrofik (hücre hacmindeki artış dolayısıyla olan büyüme) seviyesine varmak üzere olduğu bildirilmiştir. Görüntülerde de zehirli alg çoğalmasının gölün her tarafını kapladığı görünüyor.
Oysa ki göl hakkındaki bilgilere göre, Bafa Gölü, 1994 yılında Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir. Ancak gölle bağlantısı bulunan Büyük Menderes Nehri'nin bağlantısının gölden tamamen koparılması ve gölün çevresine kurulmuş zeytinyağı fabrikalarının atıklarının arıtılmadan göle dökülmesi gölü bir bataklık haline getirmiştir.
Uzmanlar, göldeki suyun yeşil bir boyadan farksız hale geldiğini, koylarda yüksek oranda alg biriktiğini, şu anda en kötü durumun ise ekonomisi turizme dayalı birçok işletmenin bulunduğu Kapıkırı ve Gölyaka bölgesinde olduğunu söylüyor.
Türkiye'de doğa hiçbir dönem bu derece ciddi risk altında kalmamıştır. Türkiye'de yüzlerce göl, nehir ve akarsu HES ve barajlarla yok edilmektedir. Baraj ve HES gibi projelerin olmadığı yerlerde ise, benzersiz güzellikteki göller ve akarsular, kimyasal atıklar, suyu besleyen diğer kolların kesilmesi, yakınlarında işletme-inşaat alanlarının açılması vb. nedenlerle büyük risk altına sokuluyor. Ormanlık alanlar inşaat alanları yapılıyor, akarsu ve dereler kurutuluyor. Özel şirketlerin çıkarları doğrultusunda doğa adeta katlediliyor. Sermaye sahipleri benzersiz güzellikteki ormanlık alanları, dereleri, çağlayanları, gölleri kendi projeleri kapsamında kullanarak yok ediyor, geri dönüşü mümkün olmayan bir şekilde tahrip ediyor. Türkiye'de şu an yüzlerce göl kirlilik ve kimyasal atıklar yüzünden yok olmakla karşı karşıyadır. Van Gölü, Tuz Gölü, Kars Kuyucuk Gölü, Akşehir, Eber Gölü ve daha onlarca göl yok olmak üzeredir.
Bir doğa harikası olan Bafa Gölü için vatandaşlar da acil önlem çağrısında bulunmuştur. Bafa Gölü için yapılacak kurtarma çalışması, aynı durumda olan göller için de örnek oluşturmalıdır. Aynı zamanda Türkiye'de, doğa üzerinde yaratılan tüm risklerin ortadan kaldırılması için kapsamlı bir çalışma başlatılmalıdır. Bafa Gölü için acil önlem çalışmasının yanında yok olma riski taşıyan bütün gölleri yeniden doğasına kavuşturmak amacıyla bir meclis araştırması açılması gerektiğini Genel Kurulun dikkatlerine sunuyoruz.” dedi.
05.06.2014