Urfa'nın Birecik ilçesinde Zehri ile Ziyaret köyleri arasında yer alan tepenin üzerinde kurulan "Kobanê Kantonu ile Dayanışma" çadır nöbeti eylemi 5'inci gününde büyüyerek devam ediyor. DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ve HDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un nöbeti devam ederken, Kürdistan Hukukçular Derneği eş başkanları Gülşen Özbek ve Serhat Eren ile 15 üye avukat da alana ulaştı. Açılan çadırların sayısı günden güne artarken, bugün de 6'ıncı çadır ve mutfak kuruldu. Yurttaşların temin ettikleri dürbünler ile sürekli sınır hattını, radyolardan "Dengê Kobanê" radyosunu dinledikleri, televizyondan görsel Kürt basınını takip ettikleri gözlenirken, tüm işlerini kolektif şekilde yapıyorlar.

Nöbet tutanlar arasında bulunan HDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, eylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ortadoğu'da değişken ve hızlı bir süreç yaşandığını ifade eden Aksoy, kimi bölgesel güçlerin eski statünün devamını ve İran, Irak ve Suriye'nin bütünlüğünün korunmasını istediklerini belirtti. Bu talebin Kürtlerin önüne konduğunu ve kabul etmesini istediklerini söyleyen Aksoy, şöyle devam etti: "Bazı uluslararası güçler de statükonun korunamayacağını söylüyor. Şimdi biz bunlardan birini kabul etmek zorunda değiliz. Kürtler bir üçüncü seçeneği bölgedeki demokrasiden, eşitlikten ve adaletten yana olan çeşitli halklardan halklarla beraber Kobanê, Cizîr ve Efrîn'de bir sistem oluşturdular. Ama görülüyor ki birileri Kürtlerin yaratmış olduğu; 'Ben kendi kendimi yöneteceğim' seçeneğini boğmak istiyorlar. İşte Kobanê'de yaşanan budur."

Tüm Kürtlerin Kobanê'de hüküm süren tehlikeyi görmesi gerektiğine vurgu yapan Aksoy, "Kazanımları daha da ileriye götürmek gibi bir sorumluluğumuz var. Bu durum gösteriyor ki Kürtler kendilerine bir statü elde edemezlerse, onun bunun çıkarına hizmet edecekler. Öyleyse bir uluslararası statü elde etmek için Kürtler ve demokrasi güçlerinin mutlaka birlik olması gerekiyor" şeklinde konuştu.

Aksoy, bu birliğin ise Kürt Ulusal Konferansı ile gerçekleşebileceğini vurguladı ve aksi halde Kürtlerin büyük zarar göreceğini ifade etti. Gerek Kobanê'de gerekse de diğer kantonlarda İslami görünüm altında gelişen IŞİD saldırılarının Kürtlere nelere mal olacağını görmek gerektiğinin altını çizen Aksoy, "Bunun arkasında hangi güçlerin olduğunu görmek gerekir. Herkes artık çıplak gözlerle görebiliyor ki söz gelimi Türkiye başta AKP iktidarı binlerce TIR'ı oraya göndererek boşaltıyor. Bunlar sadece insani yardım değildir, silahlardır. Bugün bir köye gittik onlarla sohbet ettik. Sağlık ambulansları ve kimi askeri araçların onlara silah taşıdıklarını öğrendik. onlarda çıplak gözlerle bunu görmüşler. Kobanê'de Kürtlere yönelik her baskı, diğer parçalardaki Kürtler açısından kendilerine yönelik olarak kabul edilmeli ve buna göre tepki gösterilmelidir. Rojava'daki bir çöküş, bütün Kürtlerin çöküşü olur. Bunun içinde sahip çıkmak gerekir" dedi.

IŞİD'e karşı duruşun sadece Kürtlerin görevi olmadığını, aynı zamanda Türkiye'deki demokrasi yanlısı herkesin görevi olduğunu söyleyen Aksoy, bölgenin bu kaostan ancak birliktelik ile kurtulabileceğini ifade etti.

Aksi durumda kaosun büyüceği uyarısında bulunan Aksoy, şunları söyledi: "IŞİD'in arkasındaki güçleri tespit etmek ve onların üzerinde demokratik bir baskı kurmak gerekir. Bakın hemen yanı başımızda bulunan Ziyaret Köyü'nün yarısı Rojava'da yarısı da bu taraftadır. Burada yaşananların hepsi birbirine akrabadır. Orda katledilenleri biz bu tarafta seyrederek koruyamayız. Açıkça çok aktif bir tutum içerisine girmek gerekir. Onun için herkesi burada ki kazanımları korumak için bir çaba içerisinde, bir tutum içerisinde olmaları gerektiğini söylüyorum ve herkese bu destek için çağrı yapıyorum. Çadır eylemine destek büyüyor. Siyasi yapılanmaların yanında bireyler de tek tek gönüllü olarak buraya akabilirler."

14.07.2014