HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'ndaki (TPAO) özelleştirme, taşeronlaşma ve güvencesiz istihdama dair meclis araştırması istedi.
Akat Ata, meclis araştırmasında 12 Eylül 1980'den bu yana Türkiye'de 24 Ocak kararlarıyla özelleştirme politikalarının sistematik olarak uygulanmaya başlandığına dikkat çekerek, özelleştirmeyi meşrulaştırmak için kullanılan söylemlerin genel olarak hizmetlerin kalitesinin artacağı ve istihdamın yükseleceği yönünde olduğunu ifade etti.
Özelleştirmenin iddia edildiğinin aksine istihdamı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Akat Ata, "Özelleştirmeler sonucu Türkiye'de istihdam yüzde 13,8 oranında gerilemiş, özelleştirilen işyerlerinde işten atılma oranı yüzde 68,2, sendikasızlaştırma oranıysa yüzde 72 düzeyinde olmuştur. En yaygın istihdam modeli de esnek istihdam modeli olmuştur. Bu, işçilerin sosyal güvencelerinin ellerinden alındığı, kurala bağlı olmadan ve düşük ücretle çalıştıkları bir sisteme karşılık gelmektedir" diye belirtti.
Özelleştirmenin AKP iktidarı boyunca hız kazandığına vurgu yapan Akat Ata, daha önce ücret ve sosyal haklar açısından görece daha iyi olan kamu çalışanlarının kazanımlarının ellerinden alındığına dikkat çekti. Özelleştirilen kurumlarda taşeron yöntemiyle sigortasız işçiler çalıştırıldığını kaydeden Akat Ata, sosyal güvencesizliğin ve yoksulluğun artışıyla katliama dönüşen iş cinayetleriyle tahribatlar yaşandığını ifade etti.
TPAO'nun da özelleştirilerek küçültülmek istenmesinin kamu kurumlarının özel sektöre devredilmesiyle ortaya çıkan sorunları yeniden gündeme getirdiğini aktaran Akat Ata, "1980'lerin neo-liberal ekonomi politikalarıyla paralel bir şekilde TPAO da o dönemde kendi örgütlü ve kadrolu işçileriyle çalışan entegre kamu kurumu olmaktan çıkarılmış, bünyesindeki birimler tek tek ayrılarak özel şirketlere devredilmiştir. Şu an da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TPAO Genel Müdürlüğü işbirliğiyle hazırlanmış projeyle TPAO içindeki üç birim servis şirketlerine devredilmek istenmektedir. Bu durumda bu birimlerde yapılan işler hizmet alımı ya da taşeronlaşma yoluyla özel sektörden temin edilecek. Bu birimlerde çalışmakta olan yaklaşık 1000 kadrolu işçi güvencelerini kaybedecektir. Hem istihdam düşecek hem de taşeronlaşma artırılarak güvencesiz ve esnek çalıştırılan işçi sayısı artırılacak" diye ifade etti.
Soma'daki işçi katliamının da işçilerin yaşamlarını özel sektörün insafına terk eden anlayışın ürünü olduğunu hatırlatan Akat Ata, "Devletin kamu hizmetlerine dair sorumluluğunu özel sektöre devrederek, temel hizmet alanlarının özel şirketler aracılığıyla ticari faaliyetler şeklinde gerçekleştirilmesinin Türkiye'deki istihdam üzerindeki etkisinin ve ekonomik, sosyal alanda hangi sonuçları doğurduğunun araştırılarak özelleştirme sonucu ortaya çıkan güvencesiz ve esnek istihdam modellerinin ortadan kaldırılması için hangi düzenlemelerin yapılması gerektiğinin tespiti amacıyla" meclis araştırması açılmasını istedi.
15.05.2014
Akat Ata, meclis araştırmasında 12 Eylül 1980'den bu yana Türkiye'de 24 Ocak kararlarıyla özelleştirme politikalarının sistematik olarak uygulanmaya başlandığına dikkat çekerek, özelleştirmeyi meşrulaştırmak için kullanılan söylemlerin genel olarak hizmetlerin kalitesinin artacağı ve istihdamın yükseleceği yönünde olduğunu ifade etti.
Özelleştirmenin iddia edildiğinin aksine istihdamı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Akat Ata, "Özelleştirmeler sonucu Türkiye'de istihdam yüzde 13,8 oranında gerilemiş, özelleştirilen işyerlerinde işten atılma oranı yüzde 68,2, sendikasızlaştırma oranıysa yüzde 72 düzeyinde olmuştur. En yaygın istihdam modeli de esnek istihdam modeli olmuştur. Bu, işçilerin sosyal güvencelerinin ellerinden alındığı, kurala bağlı olmadan ve düşük ücretle çalıştıkları bir sisteme karşılık gelmektedir" diye belirtti.
Özelleştirmenin AKP iktidarı boyunca hız kazandığına vurgu yapan Akat Ata, daha önce ücret ve sosyal haklar açısından görece daha iyi olan kamu çalışanlarının kazanımlarının ellerinden alındığına dikkat çekti. Özelleştirilen kurumlarda taşeron yöntemiyle sigortasız işçiler çalıştırıldığını kaydeden Akat Ata, sosyal güvencesizliğin ve yoksulluğun artışıyla katliama dönüşen iş cinayetleriyle tahribatlar yaşandığını ifade etti.
TPAO'nun da özelleştirilerek küçültülmek istenmesinin kamu kurumlarının özel sektöre devredilmesiyle ortaya çıkan sorunları yeniden gündeme getirdiğini aktaran Akat Ata, "1980'lerin neo-liberal ekonomi politikalarıyla paralel bir şekilde TPAO da o dönemde kendi örgütlü ve kadrolu işçileriyle çalışan entegre kamu kurumu olmaktan çıkarılmış, bünyesindeki birimler tek tek ayrılarak özel şirketlere devredilmiştir. Şu an da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TPAO Genel Müdürlüğü işbirliğiyle hazırlanmış projeyle TPAO içindeki üç birim servis şirketlerine devredilmek istenmektedir. Bu durumda bu birimlerde yapılan işler hizmet alımı ya da taşeronlaşma yoluyla özel sektörden temin edilecek. Bu birimlerde çalışmakta olan yaklaşık 1000 kadrolu işçi güvencelerini kaybedecektir. Hem istihdam düşecek hem de taşeronlaşma artırılarak güvencesiz ve esnek çalıştırılan işçi sayısı artırılacak" diye ifade etti.
Soma'daki işçi katliamının da işçilerin yaşamlarını özel sektörün insafına terk eden anlayışın ürünü olduğunu hatırlatan Akat Ata, "Devletin kamu hizmetlerine dair sorumluluğunu özel sektöre devrederek, temel hizmet alanlarının özel şirketler aracılığıyla ticari faaliyetler şeklinde gerçekleştirilmesinin Türkiye'deki istihdam üzerindeki etkisinin ve ekonomik, sosyal alanda hangi sonuçları doğurduğunun araştırılarak özelleştirme sonucu ortaya çıkan güvencesiz ve esnek istihdam modellerinin ortadan kaldırılması için hangi düzenlemelerin yapılması gerektiğinin tespiti amacıyla" meclis araştırması açılmasını istedi.
15.05.2014