İsmail Beşikçi Vakfı (İBV) tarafından Beyoğlu'nda bulunan Cezayir Restaurant'ta Rojava Devrimi'nin yıldönümü kapsamında etkinlik düzenlendi. Çok sayıda kişinin katıldığı etkinlikte konuşan Sebahat Tuncel Rojava devriminin tüm Ortadoğu halkları için umut ifade ettiğini ifade ederek, "Yeni bir yaşam kuruluyor. Biz, Rojava devrimini bir kadın devrimi olarak görüyoruz. Rojava devrimi, kadın özgürlük mücadelesi açısından iyi bir örnek. Aynı zamanda bu devrim dünya halklarına, Ortadoğu halklarına yeni bir umut veriyor. Bu nedenle de devam etmeli. Devrimin aynı zamanda, örgütlü bir yapısının olması da bizim için önemli. Ayrıca başka bir dünya mümkündürün de göstergesi. Ortadoğu'daki Kürdistan halkının eşitlik mücadelesinin 200 yıllık bir süreci var. Eğer Kürdistan halkı 4 devletin baskısına maruz kaldıysa bu emperyalistlerin uyguladığı bir politika olduğunu, Kürtlerin de buna karşı mücadele ettiğini biliyoruz" dedi.

Rojava'daki kantonlar hakkında da bilgi veren Tuncel, "Kobanê'ye yönelik saldırılar çok basit saldırılar değil, bu saldırılar AKP'nin Rojava'yı boğmak istemesinin göstergesi. AKP Türkiye'de çözüm sürecinden yanaymış gibi gösteriyor ancak orada da Rojava devrimini boğmak için hareket ediyor. Çok bariz bir şekilde burada emperyalist güçlerin de desteği ile bir politika izleniyor, AKP çözüm süreci ile ilişki kuruyor, Güney Kürdistan'la ilişki kuruyor, ama Rojava'yı da boğuyor. Bu nedenle de Kürt Ulusal Konferansı toplanamıyor. Halen konferans toplanmış değil. Bir türlü geleceğimizi belirleyemiyoruz. Bütün Kürtlerin kendi geleceğini konuşacağı bir mekanizmayı kurmamız gerekiyor" diye konuştu.

İsrail'in Filistin'e saldırmasını da değerlendiren Tuncel, "Emperyalist güçler, İsrail için 'kendini savunma hakkı' diyor. Ama Filistin'in kendisini savunma hakkını kimse dillendirmiyor. Aynı şekilde, IŞİD konusu da böyle. Emperyalistler, ezenler ittifak halindeyken biz ezilenler ötekiler de dayanışmalıyız" dedi.

Kürtlerin geleceği açısından Ulusal Konferans'ın toplanmasının önemli olduğunun altını çizen ve Rojava'nın geleceğinin Türkiye'yi de ilgilendirdiğini söyleyen Tuncel, "Önümüzdeki dönem Ortadoğu halkları açısından yeni bir olanak sunuyor. Bütün dünyada değişim talebi var baskıcı rejimlere karşı hayır diyen bir halk gerçekliği var. Mevcut olanı kabul etmeyen bir gerçeklik var. Burada sorun şu. Değişim talebine doğru öncülük yapabilirsek, ekolojik, kadın özgürlüğünden yana bir dünyayı kurabiliriz" ifadelerini kullandı.

20.07.2014