HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Siirt’in Tillo ilçesine 5 kilometre uzaklıktaki ve Limak Grubu’nun yaptığı Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde dün kapakların açılması nedeniyle meydana gelen nehir taşkınlığına ilişkin meclis araştırması istedi ve soru önergesi verdi. Üçer kuraklığın olduğu bu günlerde baraj suyunun taşmasının dikkat çekici olduğunu belirtti.

HDP Van Milletvekili Özdal Üçer tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesinde, dün akşamüzeri meydana gelen facia sonucunda resmi makamların verdiği son bilgilere göre 5 kişinin yaşamını yitirdiği, 1 kişinin de kurtarıldığını belirtti.

Üçer'in verdiği araştırma önergesinin gerekçesi şu şekilde:

"Siirt’in Tillo İlçesi'ne 5 kilometre uzaklıkta yer alan ve Limak Grubu'nun yaptığı Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde 24.08.2014 tarihinde saat 18.00 sıralarında kapakların açılması nedeniyle nehir yatağında taşkın meydana gelmiştir. 2011 yılında devreye alınan Baraj; Dicle Nehri’nin kolu olan Botan Çayı üzerinde yer almaktadır. Yaşanan olay neticesinde Baraj gölü altındaki bölgede piknik yapanlar, barajdan gelen sular nedeniyle panik halinde kaçışmaya başlamış, kaçmaya fırsat bulamayan vatandaşlar ise taşkın suya kapılarak sürüklenmiştir.

Resmi makamların vermiş olduğu son bilgiye göre: piknikçilerden 5’i yaşamını yitirmiş, 1’i kurtarılmıştır. Ancak yerel kaynaklardan alınan bilgiler; ‘‘bu açıklamanın doğru olmadığı, en az 30 kişinin yaşamını yitirmiş olabileceği’’ yönündedir. Bölgeye çok sayıda ambulansın gelmesi, bu bilgileri doğrular niteliktedir.

Ayrıca olayın nedeni olarak yine resmi makamların vermiş olduğu: ‘‘baraj gölünde biriken suların kapaklardan taştığı’’ yönündeki açıklama da doğruyu yansıtmamaktadır. Yayın ve basın organlarına düşen haberlere göre: ‘‘bu olaya kapakların arızalanmasının yol açtığı’’ şeklindeyken, yerel kaynaklar: ‘‘bu felaketin kapakların (hem de hiçbir uyarı yapılmadan) açılması’’ neticesinde vuku bulduğunu ifade etmektedir.

Son iddia doğru ise: Olayın gerçekleştiği yerde hafta sonları (özellikle de Pazar günleri) yöre halkının yoğun bir şekilde piknik yaptığı ve bunun da herkes tarafından bilindiği gerçeği karşısında insanın adeta kanı donmakta; bu ise kamuoyunda bir takım kaygı verici iddiaların (haklı olarak) yeşermesine zemin hazırlamaktadır. Ayrıca Valiliğin ‘‘suların kapaklardan taşması’’ şeklindeki muğlâk ifadesi yönetimin şeffaflığı ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Resmi makamların görevi, bu tür muğlâk açıklamalar yaparak gerçeği halkın gözünden kaçırmaya çalışmak olmamalıdır. Üstelik Valiliğin ifadesinde bile suyun baraj bendinden taşması değil, kapaklardan taşması mevzubahis edildiğine göre; teknik açıdan kapaklar kapalıyken bu kapaklardan suyun sızması ya da akmasının nasıl mümkün olacağı kafalarda soru işareti bırakmaktadır.

Yine ülke genelinde kuraklığın ve ciddi su sıkıntısının yaşandığı bu günlerde ‘‘barajdan su taşması’’ ihtimali çok düşüktür. Olayın gerçekleştiği sırada barajdaki su seviyesi ve bu seviyenin taşmaya sebep olup olmayacağı konusu araştırmaya muhtaç bir durumdur. Bu ise (su seviyesinin yüksekliğinden müstesna bir şekilde) Baraj kapaklarının başka bir nedenle açıldığı iddialarını güçlendirmektedir.

Diğer önemli bir husus ise; bazı kaynaklarda yer alan: ‘‘piknik yapılan alanın yasak bölge olduğu’’ şeklindeki iddialar konusundadır. Söz konusu iddialar doğru olsa bile, bu durum kapakların açılmasını meşrulaştıramaz. Ayrıca vatandaşların (yoğun bir biçimde) ilgili alanda piknik yaptığının baraj görevlileri tarafından bilinmemesi mümkün değildir.
Bütün bu iddiaların açıklığa kavuşturulması için ayrıntılı bir araştırma yapılması ve gerçeklerin bütün yalınlığıyla ortaya çıkarılması elzem bir durum arz etmektedir. Aksi halde yaşanan felaketin kamuoyu vicdanında mahkûm edilmesi kaçınılmaz olacaktır."

Üçer'in facia ilişkin verdiği ayrıca bir soru önergesi de verdi. Soru önergesinde şunlar yer aldı:

"Valiliğin ‘‘suların kapaklardan taşması’’ şeklindeki muğlâk ifadesi yönetimin şeffaflığı ilkesiyle ne derece bağdaşmaktadır? Resmi makamların görevi, bu tür muğlâk açıklamalar yaparak gerçeği halkın gözünden kaçırmaya mı çalışmaktır?
Valiliğin ifadesinde bile suyun baraj bendinden taşması değil, kapaklardan taşması mevzubahis edildiğine göre; teknik açıdan kapalı kapaklar açılmadan bu kapaklardan suyun sızması ya da akması mümkün müdür?
Barajın kapaklarında herhangi bir arıza söz konusu mudur? Öyle ise bu arıza ne zaman tespit edilmiştir ve neden hala onarılmıştır?
Ülke genelinde kuraklığın ve ciddi su sıkıntısının yaşandığı bu günlerde ‘‘barajdan su taşması’’ nasıl açıklanabilir? Olayın gerçekleştiği sırada barajdaki su seviyesi ne kadardır? Bu seviye taşmaya sebep verecek düzeyde midir?
Baraj kapaklarında açma yoluna gidilmiş midir? Gidilmişse bu talimatı kim ve hangi sebeple vermiştir?
Bazı kaynaklarda yer alan: ‘‘piknik yapılan alanın yasak bölge olduğu’’ şeklindeki iddialar doğru olsa bile, bu durum kapakların açılmasını meşrulaştırabilir mi? Vatandaşların yoğun bir biçimde ilgili alanda piknik yaptığının baraj görevlileri tarafından bilinmemesi nasıl mümkün olabilir?
Olaydan sonra suya kapılarak kaybolan kişilerin tespiti yapılmış mıdır? Bu kişilerin isimleri nelerdir?
Kaybolan kişilerden kaçı kurtarılmıştır? Bu kişilerin isimleri nelerdir? İçlerinde hayati tehlikesi bulunan kimse var mıdır? Varsa isimleri nelerdir?
Olayda hayatını kaybeden kimse var mıdır? Bu kişilerin isimleri nelerdir?"

25.08.2014