Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:

Yaşadığımız coğrafyada, şiddet ve savaş ortamı içinde 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne giriyoruz. Irak, Suriye ve Filistin’de yaşayan insanlar uzun süredir yoğun saldırılarla karşı karşıya.

Bir tarafta IŞİD çeteleri çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden vahşice öldürüyor. Uygarlığın doğduğu kadim topraklarda yaşayan Ezidiler, Süryaniler, Ermeniler, Şiiler, Araplar, Türkmenler, Kürtler, Keldaniler, Aleviler, yani bir bütün olarak Mezopotamya halkları IŞİD tarafından tehdit ediliyor.

Farklı halkların ve inançların eşit ve özgür olarak bir arada yaşamaya başladığı ve Ortadoğu halkları için umut kaynağı olan Rojava’dan püskürtülen bu katliamcı çeteler Şengal’e saldırarak binlerce insanı öldürüyor, kadın ve çocukları kaçırıyor. IŞİD çetesi, işgal ettikleri yerlerde, kadınların helal olduğuna dair fetvalar çıkararak kadın bedenlerini ganimet olarak görüyor. Kadınlar pazarlarda satılmak üzere kaçırılıyor ve tecavüze uğruyor. Bu zulme dayanamayan Şengal halkı dağlarda yaşam mücadelesi veriyor. Ezidi halkı, kendi vatanında soykırıma uğruyor. Ninova’da da IŞİD çeteleri binlerce insanı öldürüyor, halk anayurdundan ayrılmak zorunda kalıyor.

Diğer tarafta ise İsrail Devleti bütün bir yaşam altyapısını ortadan kaldıran biçimde Gazze’yi tahrip ediyor, yakıyor yıkıyor ve insanları katlediyor. İsrail Devleti’nin ırkçı politikaları Filistin ve Arap halklarının acı çekmesine, her yıl yüzlerce insanın, çoluk çocuğun ölmesine yol açıyor.

Savaşın, şiddetin, ırkçılığın, ayrımcılığın, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin dünyasına karşı, barışın hüküm sürdüğü, farklı halkların ve inançların eşit ve demokratik bir ortamda yaşadıkları bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz. Çocukların ve gençlerin ölmediği, kadınların şiddetin her türüne maruz kalarak mağdur olmadığı, katliamların yaşanmadığı, kimsenin yerinden yurdundan göç etmek zorunda bırakılmadığı, ırkçı politikalara geçit verilmediği bir dünya, bölge ve ülke için mücadelemizi sürdürüyoruz.

Yağmacı ve imhacı anlayışların, emperyal güçlerin Ortadoğu’yu talan etmesine, farklı kültürleri yok etmesine göz yummamak, sessiz kalmamak amacıyla, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir kez daha çağrıda bulunuyoruz:

1. Uluslararası kamuoyu Şengal’deki katliama seyirci kalmamalı, heyetler göndererek insanların yaşadığı ağır sonuçların ve yaralarının sarılmasına derhal yardımcı olmalıdır.

2. Rojava’da farklı halkların ve inançların bir arada, demokratik ve eşit bir şekilde yaşamasını sağlayan bölgesel yönetimler tanınmalı ve desteklenmelidir. Bu demokratik model sadece Suriye için değil, farklılıklar mozaiği olan bütün Ortadoğu için bir örnek olarak değerlendirilmelidir.

3. Şengal’den Gazze’ye, Ninova’dan Rojava’ya kadar katliamlar ve saldırılar karşısında demokrasi ve barış güçleri el ele vermeli ve insanlık dramının yaşanmasına son vermek için ortak mücadele etmelidir.

4. AKP Hükümeti, IŞİD katillerine açık ve örtülü yardım, lojistik ve manevi destek vermemeli; Rojava’ya sınır ambargosu uygulamamalı, sınırların her türlü insani yardım için kullanılmasını sağlamalıdır.
Siyasi iktidar, sığınmacıların koşullarının iyileştirilmesi çabalarını artırmalı, Suriyeli sığınmacılarla Türkiye halklarının karşı karşıya gelmelerini engellemek için her türlü insani ortamı sağlamalıdır.
AKP Hükümeti, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere uyguladığı katliam karşısında, bu saldırgan devlet ile olan bütün askeri anlaşmaları iptal etmelidir.

5. Türkiye’de iç barışın sağlanması en az dış barış kadar önemlidir. Kürt halkının barış talebi karşısında hükümet daha fazla ayak sürümemeli, vakit kaybedilmemelidir. Siyasi iktidar, Türkiye’deki çözüm ve barış sürecinde somut sonuçlara ulaşılabilmesi için her türlü yasal ve fiili düzenlemenin yapılması, Kürt halkının demokratik, haklı ve meşru taleplerinin karşılanması için hızla adım atmalıdır.

Şengal, Rojava, Ninova ve Gazze halkları yalnız değildir. Katliam ve saldırılar karşısında onların yanındayız ve onlarla dayanışma içindeyiz.

Türkiye’de ve bölgede barışı kurmanın ve demokratik çözümü sağlamanın takipçisiyiz. Farklı halklar ve inançlar arasında barış, eşitlik ve demokrasiyi elde etme mücadelemizi bu 1 Eylül’de de pekiştirerek sürdürüyoruz.

HDP Merkez Yürütme Kurulu
31 Ağustos 2014