Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:
Okullar, eğitimde yaşanan sorunlara yenilerini de ekleyerek açıldı. Milyonlarca öğrenci, anne babaları, yüzbinlerce eğitim emekçisi, çok sorunlu bir eğitim sistemi ile karşı karşıya olduğumuzun farkında.
- İnsan zekâsını yok sayan ders kitapları ve müfredatla,
- Anadilinde eğitimin engellenmesiyle; Kürtçe başta olmak üzere Arapça, Lazca, Çerkesçe ve bu coğrafyanın bütün dillerinin, “seçmeli derslere” mahkûm edilmesiyle,
- Zorunlu din dersleri ve orta öğretim okullarına mescit dayatmasıyla,
- Özellikle yoksul çocukları ve öğrencilerin büyük çoğunluğunu meslek liseleri ve imam hatiplere mahkûm eden TEOG sistemiyle,
- Okul ve bilginin mümkün olan her fırsatta ve seviyede piyasalaştırılmasıyla,
- 100 bin'den fazla öğretmen açığı ve atanamayan öğretmenleriyle,
- Ermeni, Rum, Musevi okullarının yapayalnız bırakılmasıyla,
- Engellileri görmezden gelen binaları ve kalabalık sınıflarıyla,
- Ders kitaplarında farklı halkları ve inançları aşağılayan nefret dilinin kullanılmasıyla,
- Okul kurumunun ataerkil, homofobik zihniyetiyle ve disiplin kurullarıyla birçok temel meselesini halledememiş olan bu eğitim sistemi, her bir bileşeni için ayrı bir prangaya dönüşmüş durumda.
Bu eğitim sistemi, "tekçi" anlayış üzerine kurulu dayatmacı yapısıyla çocukların bedeninde, kalbinde, dilinde, aklında ve geleceğinde yaralar açmaya devam ediyor. Eğitim programlarının içerik ve yöntem bakımından eleştirel bakıştan, hakikat ve estetikten uzaklığı; manipülasyon, asimilasyon ve endoktrinasyon aracı olması gibi meseleleri gündeme almak yerine, hâlâ çok temel haklara dair can yakan sorunlarla uğraşıyoruz.
Okullar, adeta bir etnik ve mezhepsel asimilasyon, bir ötekileştirme odağı olarak işlev görüyor. Bu eğitim sistemi, bu toprakların dillerini, kimliklerini, inanç gruplarını, cinsiyetlerini, yoksul çocuklarını, engellilerini, halklarını, azınlık okullarını, coğrafyanın tüm farklılıklarını görmüyor. Yeryüzünün, tüm canlıların haklarına, ekolojiye duyarsız. Irkçı, cinsiyetçi, erkek-egemen, neoliberal bir içerikle gerçekleştiriliyor. Özgür düşünce değil, ‘ayaklar baş olmaz’ anlayışı ve itaat belletiliyor.
Çocuklarımızın özgür bireyler olmaları hepimizin elinde. HDP olarak, çocukların ruhlarını yaralayan bir eğitim düzeniyle yüz yüze olduğumuzu bir kez daha hatırlatarak, bunun bir kader olmadığının altını çiziyoruz. Halklarımızı,
- Ülkeyi dil yarasıyla büyüyen çocuklar ülkesi olmaktan kurtarmak, Kürt halkının ve talep eden tüm halkların anadilinde bilim ve eğitim yapma, anadilini ve kültürünü geliştirme hakkını, bu adalet ve eşitlik talebini birlikte savunmaya;
- Her yerelin ihtiyaçlarına göre, eğitim alanında yaşanan sorunlara sahip çıkarak “halkların demokratik eğitim meclislerini”, eğitimin tüm taraflarıyla beraber kurmaya; eşit, özgür, cinsiyet özgürlükçü, laik, anadilinde, çoğulcu eğitimi esas alan bir yaklaşımla ortak mücadeleye;
- Okulları, eşit, özgür ve kardeşçe bir yaşamın nüvesi haline getirmek ve yeni yaşamın içinde yeşereceği “halkların demokratik okullarına” dönüştürmek amacıyla, her türlü bilimsel ve siyasal çalışmayı gerçekleştirmeye;
- AKP iktidarının, çocuklarımızın kaderiyle pervasızca oynayan, her tür yöntemle “tek dil” ve “tek mezhep” dayatan uygulamalarına karşı mücadeleye çağırıyoruz.
HDP Merkez Yürütme Kurulu
15 Eylül 2014