Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:

Tam yirmi bir yıl evvel, Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal şenliklerinde, Madımak Oteli’nde kalan aydın, yazar, ozan ve çoğu Alevi katılımcılardan oluşan gruba karşı, otelin etrafını kuşatan binlerce kişi tarafından insanlık dışı bir katliam gerçekleştirildi.

Sivas Katliamı, halkların, inançların, kültürlerin beşiği sayılan Anadolu ve Mezopotamya topraklarında dinmeyen acılardan sadece birisidir. Yıllar önce Dersim’de, Koçgiri’de, Malatya’da, Ortaca’da, Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de ve en son Gezi Direnişi’nde gerçekleştiren katliamlar da aynı zihniyetin, yani farklılıkları kimliksiz ve kişiliksiz bırakma politikalarının bir sonucudur. Alevi toplumunun tarih boyunca uğradığı onca katliamdan sonra, 1993 yılında 35 kişinin ateşe verildiği bu katliam da unutulmadı, unutulmayacak.

‘Tekçi’ anlayışın savunucuları ve takipçileri, devlet gücünü arkalarına alarak bu katliamı gerçekleştirdi. Sivas katliamı, aradan bunca yıl geçmesine rağmen tam olarak aydınlatılmadı. Katillerin bir kısmı yakalanmadı, yargılamalar uzatıldı, suçlular korundu. AKP Hükümeti de katliamın arkasındaki karanlık güçleri açığa çıkarmadı. Sanık avukatlarını Meclise, belediye başkanlıklarına ve yönetici kadrolarına taşıdı. İnsanlık suçu kabul edilmesi gereken katliamdaki suçluların bir bölümünün ‘zaman aşımı’ gerekçe gösterilerek aklanmasını Başbakan Erdoğan ‘‘yerinde ve doğru bir karar, hayırlı olsun” diyerek olumladı.

Alevi toplumunun, Madımak Oteli’nin utanç müzesi olması yönündeki talebi her daim ret edildi. Yakınlarını kaybeden insanların, aydınların ve tüm vicdanlı halkın acılarına ve yaslarına saygı duyulmadı. AKP Hükümeti, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık taleplerini ve ihtiyaçlarını karşılamak bir yana, ayrımcılığı, hakareti ve adaletsizliği artırdı.

Alevi toplumundan özür dilenmedi, devletin katliamdaki rolü ve tutumu mahkûm edilmedi. Aradan geçen yirmi bir yıla rağmen acımız dinmedi, yüreklerimiz soğumadı, çünkü adalet sağlanmadı. Biliyoruz ki, bu katliamlarla yüzleşme gerçekleşmedikçe, yüzyıllar geçse de açılmış olan yaralar kapanmıyor. Uzak ve yakın tarihimizde yaşanan katliamlarla hesaplaşmak için, ‘Hakikatlerle Yüzleşme ve Adalet Komisyonu’nun kurulması gerekiyor.

Sivas Katliamı da Roboski Katliamı gibi devletten, devletin Alevi toplumuna ve Kürt halkına geleneksel bakış açısından, inkâr ve asimilasyon politikalarından ayrı düşünülemez.

Hesap sormanın ve yüzleşmenin yolu, ortak bir demokrasi ve özgürlük programıyla mücadele etmekten geçiyor. Türkiye’nin farklı halklarının, kimliklerinin, inançlarının ve kültürlerinin güçlerini, enerjilerini ve iradelerini birleştirmek; demokrasi, eşitlik ve adalet mücadelesini yükseltmek önümüzdeki tek yoldur.

21 yıl önce katledilen değerli insanları saygıyla anıyor, Sivas Katliamı’nı bir kez daha lanetliyoruz.

HDP Merkez Yürütme Kurulu
1 Temmuz 2014