Gezi Parkı direnişi ile birlikte İstanbul'un en çok konuşulan ve dikkat çeken ilçelerinden olan Beyoğlu'nda HDP'nin eşbaşkan adayları da oldukça iddialı. 1990'lı yıllarda bölgede yaşanan çatışmalı sürecin mağdurlarının, köyleri yakılan, boşaltılan Kürt yurttaşların, Afrikalı göçmenlerin, LGBTİ bireylerin, Roman yurttaşların, emekçilerin kısacası ezilenlerin ve ötekilerin yaşam bölgesi olan ve "kentsel dönüşüm" projeleri ile talana açılan Beyoğlu'nda HDP'nin eşbaşkan adaylarından birisi yıllarını sermayenin kentleri şekillendirmeye çalışmasına karşı mücadeleye vermiş olan mimar Korhan Gümüş, diğeri ise kendisi de bir savaş mağduru olan Roboski katliamında kardeşi Salih Ürek'i yitiren Roboskili genç bir Kürt kadın Seyhan Alma. Alma ve Gümüş, Beyoğlu için projeleri ise şimdiden hazır. Alma ve Gümüş, Gezi Parkı projesinden, Taksim Meydan'ını düzenlemesine, Tarlabaşı başta olmak üzere birçok semtte yürütülen kentsel dönüşüm projelerine karşı projelere, kadınların, gençlerin, çocukların sorunlarına kadar birçok konu hakkındaki projelerini ve çözüm arayışlarını değerlendirdi.

Mevcut yerel yönetim modelinin sermaye ve şirket odaklı bir yönetim anlayışı olduğunu vurgulayan HDP'nin Beyoğlu Belediyesi Eşbaşkan Adayı mimar Korkan Gümüş, bunun sonucu olarak da Beyoğlu'nda mevcut yönetimin insan odaklı değil, Beyoğlu'nda yaşayanları dışlamayı hedef alan bir model olduğunu söyledi. Mevcut yönetim anlayışının kamu alanı yapılandırmayı beceremediği için piyasaya teslim olduğuna dikkat çeken Gümüş, bunun da şehrin çöküşü, yoksullaşması ve değerlerini kaybetmesi anlamına geldiğini söyledi. HDP'nin yerel yönetim anlayışının ise şirketlere teslim olan bir yönetim değil, halkla ilişki kurmayı başaran ve yenilik üretebilen anlayış olduğunu kaydeden Gümüş, bu anlayışla Beyoğlu'nun sorunlarına çözüm olacaklarını söyledi. Yerel yönetimlerin, merkezi yönetimin sadece çöp toplayan, imar denetimi yapan şubeleri haline geldiğini belirten Gümüş, bunu değiştirecek radikal bir program önerisi geliştirdiklerini söyledi. 100 yıldan bu yana geçerli olan sadece sokakları düzenlemeyi hedefleyen belediyecilik anlayışını değiştirip sosyal belediyecilik önerdiklerini belirten Gümüş, "Bütün sorumluluklarıyla yerinden yönetimi sağlayacak, özerkleşmesini ve bütünleşmesini sağlayacak, yeni bir misyona kavuşturacak çağdaş bir yerel yönetimi savunuyoruz. Yerel yönetimin bu şekilde dönüşmesi merkezi yönetimin de dönüşmesini sağlayacak" dedi.

Tarihi dokuyu tamamen tahrip eden kentsel dönüşüm projelerinin en yoğun yaşandığı Beyoğlu'nda kentsel dönüşüme karşı mücadele planlarına da değinen Gümüş, kendilerinin kesinlikle kentsel dönüşümü kabul etmediklerini kendi modellerinin "kentsel geliştirme" modeli olduğunu söyledi. Gümüş, "Bugünkü yönetimin müdahale biçimi yatırımcı ile anlaşıyor. Halk ise üçüncü taraf olarak onun yaptıklarına maruz kalıyor. Bizim modelimiz ise bunun tersi. Bir kere bizim yapacağımız uygulama kentsel dönüşüm değil. Kentsel dönüşüm çok ütopik bir yaklaşımdır. Faşizm döneminde yaşanan bir yöntemdir. Bizim yöntemimiz, kentsel geliştirmedir. Sosyal boyutlar içeren bir modeldir. Sadece fiziksel alana yapılan bir müdahaleyi değil, insanlar arası ilişkileri, küçük üretimi, haksızlıkları eşitsizlikleri ortadan kaldıracak şekilde temsil gücü zayıf olan toplulukları tekrar kamusal alana kazandırmayı, istihdam yapısını geliştirmeyi hedefleyen bir yerel gelişme modelidir. Süreklilik taşıyan, kamunun bir yaşam enerjisi üretmesini sağlayacak şekilde kentin hareketliliğini gelişmesini ve düzenlenmesini öneriyoruz. Bunun için modelimiz dünya standartlarındaki en iyi modeldir. İnsanı işin içine katan yepyeni bir model üzerinde çalışıyoruz. İstanbul'daki kentsel dönüşüm modeli dünyanın hiçbir yerinde artık kalmadı ancak dikta rejimlerinde olabilir. İnsanları zorla mahallelilerinden çıkartan ve sadece paraya tapınan bir model" dedi.

Gezi Parkı direnişi ile gündeme gelen ve hala gündemde olan Taksim Meydanı ve Gezi Parkı projelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Gümüş, yerinden yönetim anlayışının sözde kalmayacağını bunun kurumsal çatısının oluşturulacağını ve yurttaşları da içine katarak yönetim planları hazırlayacaklarını söyledi. Bunun Gezi Parkı'nın geleceği, Taksim Meydanı düzenlenmesi, İstiklal Caddesi'ne dair düzenlemelere ilişkin de bu tarzda yürütüleceğini belirten Gümüş, Gezi Parkı'na ilişkin projelerini şu şekilde açıkladı: "Gezi Parkı'nın Beyoğlu Belediyesi, Şişli Belediyesi ve Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle kentin merkezindeki bir rekreasyon merkezi olarak canlandırılmasını hedefliyoruz. Bunun içerisinde kültür tesisleri de var, açık hava tiyatroları da var. Gezi için çok ciddi bir çalışmamız var. Burayı kente yeniden kazandıracağız. Canlı bir yer olacak. İçine inşaatlar yapılan, otopark olarak kullanılan bir yer olmayacak. Gezi şehre hayat verecek."

Taksim Meydanı için de Büyükşehir Belediyesi'nin ortaya attığı projenin aksine alternatif proje hazırladıklarını belirten Gümüş, meydanın anmalar, gösteriler, konserler için daha elverişli hale getirileceğini yine Taksim'deki metro istasyonunun da Gezi direnişindeki polis şiddetine dikkat çekmek ve yaşamını yitirenleri anmak amacıyla insan hakları temalı bir istasyon haline getirileceğini ve metronun duvarlarına "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi"nin kazınacağını söyledi. Gümüş sürekli gündemde olan AKM'nin geleceği ile ilgili de AKM'nin restorasyonunun belediye tarafından üstlenilmesini teklif edeceklerini söyledi.

Seçimden zaferle çıkmaları noktasında umutlu olduğunu dile getiren Gümüş, "Umutluyum. AKP'ye oy veren vatandaşlar; 'CHP'nin başa gelmesini istemiyorum o yüzden AKP'ye veriyorum' diyor. CHP'li yurttaş da tam tersini söylüyor. Dolayısıyla iki tarafta aynı şeyi söylüyor. İki tarafta rahatsız. Oy verdiği partiden iki taraf da rahatsız. Biz bütün oylara talibiz. Belediye meclislerinde eğer oyları HDP'de birleştirirsek ne AKP ne CHP'nin geçmişte yaptıklarını yapmaları bir daha mümkün olmaz. Eğer HDP adayları 'kararları mahalle meclislerinde şeffaf ve insanlara danışarak alacağım' diyorlarsa meclisleri ele geçirerek CHP ve AKP ittifakını çökertmek lazım. Anahtar parti HDP'dir. Hangi kesimden olursa olsun her kesimin oyunu alabilecek parti HDP'dir. Hiçbir partinin böyle bir avantajı yok" dedi.

HDP, Türkiye'de sistemi yenileme iddiasında olduğunu kaydeden Gümüş, "Sadece yerel yönetimleri değil, ortaya koymuş olduğu siyaset modeli ile Hristiyanları, Müslümanları, Alevileri Yahudileri, eşcinselleri, eşit bireyler olarak kamu sahasına ve siyaset alanına katmayı hedeflediği için diğer partilerden çok farklıyız. Diğer partiler sadece bir kesimin partisi. Siyaseti yenileme hareketidir HDP" dedi.

HDP'nin Beyoğlu Belediyesi Eşbaşkan Adayı Seyhan Alma ise kendisinin de bir savaş mağduru olduğunu, savaş mağdurlarının yoğun yaşadığı Beyoğlu'nda, kadınların, çocukların, gençlerin birçok sıkıntıya maruz kaldığını ve yaşanılan bu sıkıntılara kuracakları mahalle meclislerinde yurttaşlarla birlikte çözüm arayacaklarını ve çözümü de yine yurttaşların katılımı ile gerçekleştireceklerini ifade etti. Kentsel dönüşümün özellikle Tarlabaşı'nda savaş mağduru yurttaşlara ikinci bir sürgünü ifade ettiğini belirten Alma, bu projelere karşı da etkin mücadele vereceklerini söyledi. Alma, "Bizler savaş mağdurları olarak buraya geldik. Bir kere sürgün edildik. Burada da kentsel dönüşüm adı altında ikinci hatta üçüncü kez sürgün etmek istiyorlar. Bunun önüne geçmek için kentsel dönüşümün karşısında duracağız" dedi.

Beyoğlu'nda aynı zamanda birçok kimlik ve kültürün bir arada yaşamalarına dikkat çeken Alma, öncelikli hedeflerinden birisinin de çok dili belediyecilik hizmeti vermek olduğunu söyledi. Kadınların da birçok sorunla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Alma, "En büyük sorunu şiddet ve taciz. Bunun önüne geçmek için kadın sığınma evlerinin yanı sıra şiddet uygulayan erkeklerin rehabilite edilebileceği rehabilitasyon merkezleri kurmayı hedefliyoruz. Kadınların yeri sadece mutfaklar değil. Kadınlar yüzde 50 istihdam için çalışacağız. LGBTİ bireylerin istihdamı için projeler üreteceğiz. Kültür merkezleri açmayı planlıyoruz. Gençlerin problemleri var. Gençler sosyalleşme alanlarının daha sağlıklı olmasını istiyor. Mevcut sistem gençleri fuhuşa ve uyuşturucuya teşvik ediyor. Bunun önüne geçmek için gençlik merkezleri açmayı planlıyoruz" dedi. Kadınlardan HDP'ye destek isteyen Alma, "Eş başkanlık sistemi ile HDP'de kadınlar yönetime aday. Bu hem kadınların hem erkeklerin hem de gençlerin hem de kentin selameti açısından çok önemli. Çünkü yerelde yaşanan sorunları en çok kadınlar bilir çözümü de en iyi şekilde kadınlar getirir. Bu yüzden kadınların yönetimde olması çok önemli. Bu yüzden tüm kadınlara çağrım oylar HDP'ye" dedi.

24.02.2014