
Halkların Demokratik Partisi (HDP) TBMM Grubu, rehin tutulan ve vekaletleri gasp edilenler dışındaki bütün vekillerimizin katılımıyla 4-5 Ocak 2018’de Diyarbakır'da bir araya gelerek verimli bir görüş alış verişi gerçekleştirmiş, derinlikli bir tartışma yürütmüştür.
I. Grubumuz, Eş Genel Başkanlarımız ve 12 milletvekilimizin eş zamanlı bir operasyonla rehin alındığı 4 Kasım 2016 darbesinden bugüne kadar verdiğimiz mücadeleyi başarı ve zaaflarıyla birlikte değerlendirmiş; 2018'in siyasi gündemi kapsamında grubumuzu bekleyen görevleri gözden geçirmiştir.
Grubumuz, parlamentoda ve parlamento dışında faşizmin kurumsallaşmasına karşı dramatik mücadelelerle dolu geçeceği şimdiden görülen 2018'in Türkiye'nin geleceği için belirleyici bir yıl olacağında görüş birliği halindedir ve bu dönemi hak ettiği ciddiyetle karşılama kararlılığı içindedir.
Grubumuz, Grup Başkan Vekilimiz ve Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'in toplantımız başlarken 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmasını partimize yönelik siyasi soykırım dalgasının hız kesmeyeceğine dair güçlü bir işaret olarak görmüştür.
Yalnızca son üç gün içinde Baluken'in yanı sıra, Eş Genel Başkan Yardımcımız Aysel Tuğluk 1 yıl 6 ay; Şırnak Vekilimiz Leyla Birlik 1 yıl 9 ay; Diyarbakır Vekilimiz Nursel Aydoğan 1 yıl 3 ay; Van Vekilimiz Adem Geveri 1 yıl 6 ay; 23 ve 24. dönem BDP ve HDP Vekili, HDP eski Eş Genel Başkanı ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel 2 yıl 3 ay hapse mahkum edilmişlerdir.
Mahkemeler fabrika düzeni içinde ceza imal ederken, Saray sözcüleri, hukuksal değeri olmayan mesnetsiz suçlama, düzmece kanıt ve yalancı tanık beyanlarıyla bezeli, “FETÖ” sanık ya da mahkumu savcıların elinden çıkma iddianamelere dayandırılan bu cezaların hedefinin TBMM'nin 3. gücü HDP'yi saf dışı etmek olduğunu açıkça ifade etmekten kaçınmamışlardır. Türkiye’nin demokrasi mücadelesindeki en önemli siyasal mevzii ve gelecek umudu olan partimizin ve onun üzerinde yükseldiği halk hareketinin bu yoldan yok edileceği varsayılmaktadır.
HDP TBMM Grubu olarak, Grup Başkan Vekilimiz İdris Baluken'in zalimane mahkumiyetinin ardından Saray yargısına verdiği yanıtı bütün kalbimizle paylaşıyoruz: “Bu karar demokrasi, barış ve özgürlük mücadelemizi boğmayı amaçlamaktadır. Bütün halkımız bilmelidir ki, bedeli ne olursa olsun sonuna kadar özgürlük ve demokrasi mücadelemizin değerlerine bağlı kalmaya devam edeceğiz. Bu anlamda sahip olduğumuz kararlı irade bütün bu siyasi soykırım sürecini boşa çıkarmayı başaracaktır. Demokrasi, barış ve özgürlük mücadelemiz mutlaka başarıya ulaşacaktır.”
Bu bağlamda grubumuz, 11 Şubat 2018'de Ankara'da toplanacak olan HDP 3. Olağan Kongresi'nin sadece partimiz için değil, ülkenin bütün demokratik ve toplumsal muhalefet güçleri için de çok önemli bir derlenip toparlanma, dayanışma, ortaklaşma ve direnişten atağa geçme fırsatı oluşturacağı konusunda tam bir fikir birliği içindedir.
Önümüzdeki günlerde vekillerimiz;
• Partimizin bölge konferanslarında yeni dönem hedeflerini üyelerimizle tartışıp netleştirecek, Kongre'nin politik ve düşünsel hazırlıklarına katkıda bulunmak için üzerlerine düşeni yapacak,
• TBMM Genel Kurul ve komisyonlarında yurttaşlarımızın hak ve çıkarlarının sözcülüğünü sürdürecek,
• Cezaevlerinde tek-tip kıyafet dayatmasına karşı seslerini yükseltecek ve binlerce siyasi tutsağı özgürleştirme mücadelesine devam edecek,
• Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele edecek,
• İçeride ve dışarıda OHAL ve savaş hazırlıklarına son verilmesi için çaba gösterecek,
• Halklarımızın faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadele ortaklığı heyecanını yükseltmek için ellerinden gelenden fazlasını yapma gayreti içinde olacaklardır.
HDP TBMM Grubu, parlamentoda ve parlamento dışında, halklarımızı Saray rejiminden boş beklentilere kapılmamaları için ısrarla uyarmayı sürdürecektir. Aynı zamanda halkların umutlarını kendi öz deneyimleri ile elde edecekleri kazanımlara bağlamaları için siyasi kayıtsızlık, boş vermişlik ve aldırmazlıkla da mücadele edecektir.
II. TBMM Meclis Grubu olarak, Edirne Cezaevi'nde haksız ve hukuksuzca rehin tutulan Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş'ın HDP 3. Olağan Kongresi'nde, “Yeni siyasal mücadele dönemini daha güçlü karşılamak, demokratik siyasete demokrasi kültürünü kazandırmak, koltuk ve makam için değil halk adına siyaset yapma bilincini geliştirmek ve yeni arkadaşlarla, yeni bir heyecanla yola devam etmek için bu kongrede Eş Genel Başkanlığa aday olmama” kararını üzüntü ama saygıyla karşılıyoruz.
Sevgili yoldaşımızın siyasi rehinelik koşullarında uzun ve ciddi bir muhasebeyle ulaştığı bu karara büyük bir değer biçiyoruz. Önümüzde açılan yeni mücadele döneminin gereklerini değerlendirerek aldığı kararın hakkının ancak HDP'nin kurumsallaşması, yenilenmesi ve yeniden örgütlenmesiyle verilebileceğini biliyoruz.
Demirtaş'ın bu kararının partimizde herkesin, her kademede görev yapmakta önünün açık olduğu inancını beslemeye ve güçlendirmeye hizmet etmesi ve partimizde gençlere ve kadınlara katılım kanallarının açılması için çaba göstermekte, grubumuzu da bu amaçlar doğrultusunda yönlendirmekte kararlıyız.
Selahattin Demirtaş, sadece bugüne kadar yaptıklarıyla değil, yapmaktan feragat ettikleriyle de Türkiye'nin demokratik siyasetine dünya çapında katkıda bulunarak, kendisiyle birlikte partimize de tarihsel bir değer kazandırmış; partimizin ve demokratik siyasetin önemli bir dönüm anında büyük bir risk alarak attığı bu adımla siyasi cesaretin de mükemmel bir örneğini vermiştir. Bizler de onun “Büyük bir moral ve coşku ile seçime hazırlanır gibi, bayram telaşı içinde partimizi Büyük Kongre’ye götürme” davetini kabul ediyoruz.
“11 Şubat’ta bütün HDP’liler Türkiye’nin her bir yanından Ankara’ya akacak, barış, özgürlük, kardeşlik ve faşizme karşı büyük bir direniş mesajı verecektir.”
Yolumuz açık olsun.
Halkların Demokratik Partisi
TBMM Grubu
Diyarbakır, 6 Ocak 2018