HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Van M Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki çocuk mahkumların karşı karşıya kaldığı sistematik baskı ve şiddet uygulamalarının önlenmesi ve şiddeti uygulayan, uygulama emri veren kişilerin tespit edilerek, hak ettikleri cezaya çarptırılmasının sağlanması için bir meclis araştırması önerdi. Üçer ayrıca Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması için soru önergesi de verdi.

Meclis araştırması önerisinde Üçer, Van M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yatmakta olan 11 çocuk mahkumun, söz konusu ceza infaz kurumuna getirildikleri günden itibaren insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını belirtti.

Muhacir Duman, Osman Yıldız, Aslan Kaplan, Sedat Abi, Mehmet Dönmez, Ragıp Bilekçi, Rojhat Akdoğan, Samet Abi, Sabri Tuncer, Ekrem Dağ ve Erhan Borak isimli çocuk mahkumların maruz bırakıldıkları şiddet ve baskı uygulamalarının bazılarını şöyle sıraladı:

“Dört aydır sağlık sorunları sebebiyle hastaneye sevkleri yapıldığı halde tedaviye götürülmemekte; bu durumu dile getirdiklerinde ise haklarında tutanak tutulmakta ve ağır hakaretlere uğramaktadırlar. Cezaevi yönetiminin böyle bir gayrı-hukuki ve gayrı-insani uygulamada bulunma inisiyatife sahip olması akıllara durgunluk vermektedir.

Gazetelerden kestikleri yazı ve resimlere el konulmakta; vermek istemedikleri zaman ise şiddet uygulamasına maruz kalmaktadırlar.

Oda aramaları (çocuk mahkûmların hayatını çekilmez hale getirecek şekilde) sıklıkla yapılmakta ve odalar darmadağın edilmektedir. Burada amaç, çocuk mahkûmları: (‘‘sistematik baskı çemberinin içinde oldukları’’ mesajını vererek) sindirmeye çalışmaktır.

Kaldıkları odalar havasız ve rutubetlidir. Ceza İnfaz Kurumunun adli koğuşlarda çıkan bir sorun nedeniyle (sadece çocukların kaldıkları odaların pencereleri tel örgü ve tabakalarla kapatıldığı için) hava almaktan zorlanmaktadırlar. Böyle bir durumun çocuklar üzerinde yaratacağı psikolojik ve (rutubet ve havasızlıktan kaynaklı) fiziksel olumsuzluklar yakın zamanda ciddi sağlık sorunlarının baş göstermesine neden olacaktır.

İMC ve DENGE TV’de toplumsal içerikli haber ve programlar olduğunda, bu kanallar ya kapatılmakta ya da kanalların sesi merkezi sistemden kısılmaktadır. Ceza İnfaz Kurumu Müdüründen ya da kurum savcısından böyle bir talimat/icazet gelmeden bu kişilerin söz konusu uygulaya cüret edebilmeleri mümkün değildir.

Ceza İnfaz Kurumuna gelen siyasi mahkûmlar (baskı ve sindirmeye politikasının ilk basamağını teşkil edecek şekilde) öncelikle adli tutuklu ve hükümlülerin kaldığı odalara konulmakta; çocuk mahkûmlar bu duruma tepki gösterdiklerinde, hücre cezası ile cezalandırılmaktadır.

Özellikle ‘baş memur’ dedikleri ve ‘Marunus’lu’ olarak bilinen Ceza İnfaz Koruma Memuru ve yanındaki diğer Ceza İnfaz Koruma Memurları: ‘Biz F Tipi cezaevindeki ağa babalarınızı nasıl adam ettiysek sizi de adam ederiz. Siz bildiğiniz yere gidin bildiğinizi yapın, biz de bildiğimizi yaparız. O zaman dayağınızı yersiniz’ demekte; çocuk mahkûmlar en ufak tepkilerinde bile hücreye atılmaktadır.”

Devletin ailelerinden ayırdığı ve yaşadıkları yerlerden binlerce kilometre uzakta bulunan Ceza İnfaz Kurumları’na yollayarak alıkoyduğu çocuk mahkumları korumak ve kollamanın yine devletin asli görevi olduğunu belirten Üçer, “Oysa (Van M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu özelinde belirtildiği üzere), Türkiye’nin istisnasız bütün Ceza İnfaz Kurumlarında çocuk mahkûmlar, her gün insan onuruyla bağdaşmayan ağır uygulamalara maruz kalmaktadır. Ceza İnfaz Kurumları’nda yuvalanan böylesi Gladio yapılanmalarının bir an önce temizlenmesi gerekmektedir” dedi.

Üçer Van M Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu’nda yatmakta olan çocuk mahkumların şiddet sarmalından kurtulmalarının ve insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamlarını devam ettirebilmelerinin sağlanması adına, incelemelerin yapılması, sorumluların ortaya çıkarılarak, gerekli cezaların verilmesine ön ayak olunmasının, sistemli bir şekilde uygulanan baskı ve şiddetin deşifre edilerek, böyle bir durumun bir daha yaşanmasının sağlanmaması amacıyla bir meclis araştırmasının elzem bir durum arz ettiğini belirtti.

Üçer konuya ilişkin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması üzerine bir soru önergesi de verdi.

Soru önergesinde şu sorular yer aldı:

“Van M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda çocuk mahkûmların maruz kaldığı (her türlü şiddet-dayak-onur kırıcı davranış-işkence gibi) insanlık dışı uygulamalardan haberdar mısınız? Sağlık sorunları bulunan çocuk mahkûmların hastaneye sevkleri yapıldığı halde 4 aydır tedaviye götürülmemesi nasıl bir gerekçeyle açıklanabilir? Cezaevi yönetimi böyle bir gayrı-hukuki ve gayrı-insani uygulamada bulunma gücünü nereden almaktadır? Mahkûmların kesmiş oldukları gazete yazılarının ve resimlerinin şiddet tehdidi ile gasp edilmesinin engellenmesi için girişimde bulunacak mısınız? Oda aramaları neden (çocuk mahkûmların hayatını çekilmez hale getirecek şekilde) sıklıkla yapılmakta ve odalar darmadağın edilmektedir? Amaç, çocuk mahkûmları: (‘‘sistematik baskı çemberinin içinde oldukları’’ mesajını vererek) sindirmeye mi çalışmaktır? Söz konusu Ceza İnfaz Kurumunda neden sadece çocuk mahkûmların kaldıkları odalar tel örgü ve tabakalarla kapatılmıştır? Böyle bir durumun çocuklar üzerinde yaratacağı psikolojik ve (rutubet ve havasızlıktan kaynaklı) fiziksel olumsuzluklar neden dikkate alınmamaktadır? Mahkûmlara verilmiş olan İMC VE DENGE TV gibi kanalları özgürce izleme hakları, Ceza İnfaz Kurumu Yetkilileri tarafından (keyfi olarak) nasıl kısıtlanabilir? Ceza İnfaz Kurumu Müdüründen ya da kurum savcısından böyle bir talimat/icazet gelmeden bu kişilerin söz konusu uygulaya cüret edebilmeleri mümkün müdür? Siyasi mahkûmların Ceza İnfaz Kurumu’na ilk getirildiklerinde bir süreliğine adli mahkûmların koğuşunda tutulmaları, baskı ve sindirmeye politikasının ilk basamağını mı teşkil etmektedir? Bu uygulama kim tarafından/kimin talimatıyla devreye sokulmuştur ve hukuki dayanağı nasıl açıklanabilir? Van F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda mahkûmlara karşı uygulamış oldukları şiddet nedeniyle adli ve idari soruşturmaya uğrayan ve görev yerleri değiştirilen 5 Ceza İnfaz Koruma Memurunun Van M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda (özellikle çocuk mahkûmlarla ilgilenmek üzere) görevlendirilmesi kararı kim tarafından verilmiştir? Mahkûmlara davranışları konusunda sicilleri kötü olan bu kişilerin çocuk mahkûmlara da aynı şiddeti uygulayacakları gün gibi ortadayken; bu yola kasıtlı olarak mı başvurulmuştur? Konuyla ilgili inceleme başlatmayı düşünmekte misiniz? ‘‘Marunus’lu’’ olarak bilinen Ceza İnfaz Koruma Memuru ve yanındaki diğer Ceza İnfaz Koruma Memurlarının insanlık dışı uygulamaları hakkında herhangi bir soruşturma başlatmayı düşünmekte misimiz?”

19.09.2014