Heyetimiz Gebzede: Hükümet sanki binlerce siyasi tutsak açlık grevinde değilmiş gibi davranıyor

Grup Başkanvekillerimiz Fatma Kurtulan ve Saruhan Oluç, HDK Eş Sözcüsü ve Muş Milletvekilimiz Gülistan Koçyiğit, milletvekillerimiz Züleyha Gülüm ve Oya Ersoy, açlık grevinde olan çocuklarının sesini duyurmak amacıyla Gebze Cezaevi önünde nöbet tutan ailelere destek verdi. Polisin cezaevi önünde açıklama yapmayı engellemesi üzerine milletvekilleri ve aileler HDP Gebze İlçe Örgütü'nde basın toplantısı düzenledi. Anneler Kürtçe yaptıkları açıklamada, “Bize yönelik bu utanç verici tutumdan vazgeçsinler, biz anneler evlatlarımızı yitirmemek için buradayız. Mutlaka çocuklarımızı bu açlık grevinden başarıya ulaştırarak çıkaracağız” dedi. HDP heyeti adına söz alan Gülistan Koçyiğit ise şu ifadeleri kullandı: 

Annelerimizle beraber cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekmek için Gebze Cezaevi önünde bulunuyorduk. Bir heyet halinde cezaevi önüne gittik ve bir açıklama yapmak istedik. Genel durumu, açlık grevinin geldiği aşamayı olası olumsuzluklara dikkatleri çekmek ve demokratik kamuoyuna açlık grevlerine kulak vermeleri çağrısı yapmak istedik. Kocaeli Valiliği'nin aldığı haksız karara dayanarak açıklamamız engellendi. 

Hükümet sanki binlerce siyasi tutsak açlık grevinde değilmiş gibi davranıyor

Annelere orada zor uygulanarak, polis zoruyla alandan çıkarılmaya çalışıldı. Söz konusu olan cezaevleri olunca, tecrit, açlık grevcilerinin talepleri söz konusu olunca ne yazık ki hükümet kör sağır bir pozisyonda kalıyor. Sanki binlerce siyasi tutsak İmralı tecridinin kaldırılması açlık grevinde değilmiş gibi davranıyor. 

Çifte hukuk, çifte standart

Aynı hükümet Çubuk’ta Sayın Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırıyı anayasal hak olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanlığı'nın basın sözcüsü burada yaşanan linç girişimini "bu ülkede protesto hakkı anayasal güvence altındadır" diyerek ifade etti. O lincin faillerinin elleri öpülerek basında boy boy fotoğrafları paylaşıldı. Buradan şunu sormak istiyoruz: Bu nasıl bir çifte hukuk, çifte standarttır. 

İmralı’daki tecrit ülkenin bütün hukuksuzluklarının ana kaynağıdır

İmralı’daki insanlık ve hukuk dışı uygulamalara karşı bedenini açlığa yatıran binlerce insanın anneleri kaygı içindeyken, bunları çözmek yerine kanunu, hukuku yerine getirmek yerine annelerin sesini bastıran demokratik tepkileri bastıran, en demokratik tepkiyi zorla bastıran bir anlayışla karşı karşıyayız. İmralı tecridinin bu ülkenin bütün hukuksuzluklarının ana kaynağı olduğunu görmek zorundayız. 

Tecritte ve şiddette ısrar eden anlayış ülkeyi uçuruma sürüklüyor

Tecritte ve şiddette ısrar eden anlayış ülkeyi son sürat uçurumdan aşağı itmeye çalışıyor. "Açlık grevindekilerin talebi ve annelerin talebi talebimizdir" diyoruz. Burada hükümete düşen yasayı uygulamak, adım atmaktır. Kanunsuz, hukuksuz bir şekilde Anayasa'yı çiğneyerek valilikler eliyle gösteri, yürüyüş ve basın toplantılarının engellenmesinin hukuki hiçbir karşılığı yoktur. Hukuken olmayan şeyi bize zorla dayatmaya çalışıyorlar. 

Cezaevlerinden tek bir kişinin cenazesinin çıkmasını istemiyoruz

Bir kez daha bütün demokratik kamuoyunun, annelerin sesine ses vermesini istiyoruz. Biz içeriden tek bir kişinin bile cenazesinin çıkmasını istemiyoruz. Ama artık kritik eşik aşıldı. Cezaevlerinde her geçen dakika antidemokratik uygulamalar artıyor. Bugün polis memurunun söylediği bir şey var: "3 öğün yemek veriyoruz, yesinler". Bu hükümetin genel yaklaşımıdır, niçin açlık grevine girildiğini anlamadan, niçin bu insanlar bedenini açlığa yatırmış bunu sorgulamadan açlık grevini de, talebi de yok sayan bir anlayışla karşı karşıyayız. 

Karşımıza polisleri dikeceğinize hukuku uygulayın

Bundan sonraki süreçte de biz annelerimizle beraber her türlü mücadelenin yürütücüsü olacağız. Demokratik kamuoyunun barışçıl, demokratik eylem hakkının sonuna kadar kullanılması gerektiğini ifade ediyoruz. Karşımıza polisleri güvenlik güçlerini dikeceğinize hukuku uygulayın. 

Adalet Bakanı'na da çağrı yapıyoruz. Çok basit, 10 dakikanızı almaz, cezaevine telefon etmeniz, "hukuku uyguluyoruz, herkes için geçerli olanı Sayın Öcalan için de uyguluyoruz" dememiz yeterli olacaktır. Bundan imtina edenler, yasayı uygulamayanlar tüm olumsuz sonuçlardan sorumludurlar. Herhangi bir şekilde cezaevlerindeki siyasi tutsakların yaşayacağı bütün olumsuzlukların müsebbibi Adalet Bakanlığı ve AKP hükümetidir. Aklı selime sağduyuya davet ediyoruz hükümete gelin yasayı uygulayın, gelin bu ülkeyi ateş çemberinden alın diyoruz. 

26 Nisan 2019