
Eş Genel Başkan Yardımcılarımız Osman Baydemir, Saruhan Oluç ve Sezai Temelli ile İzmir Milletvekilimiz Ertuğrul Kürkçü Manisa'da çoğu tutuklu 150’yi aşkın HDP'linin yargılandığı davanın, iki yılın ardından görülen ilk duruşmasına katıldı. Duruşmaya verilen arada, heyet adına açıklama yapan Osman Baydemir ve Ertuğrul Kürkçü şu ifadeleri kullandı:
Osman Baydemir:
HDP Genel Merkezi adına aynı zamanda HDP’nin temsil ettiği 6 milyon seçmen ve milyonlarca yurttaş adına büyük bir haksızlığın ifadesi olan Manisa Davasını izlemek için buradayız. Er ya da geç bu coğrafyada hukukun üstünlüğü, adalet tecelli edecektir, er ya da geç haklar, özgürlükler tesis edilecektir. Haklar, özgürlükler, adalet tesis edilsin diye birilerinin mücadele etmesi lazım. İşte HDP tam da bu amaçla kurulan bir parti. Eşitlik olsun, özgürlük olsun, adalet olsun, refah olsun; savaş olmasın diye siyaset yapan bir parti. Gelin görün ki iktidarını yitiren AKP, hükümet olma vasfını yitiren AKP, bir kez daha tek başına hükümet olmak için bu ülkeyi kan gölüne çevirdi. Buna itiraz eden HDP’nin her aktivitesi de suç olarak görüldü.
İddianamenin kendisi suç
Manisa’da arkadaşlarımız adına hazırlanan iddianamenin kendisi başlı başın suç. İade ediyoruz, reddediyoruz. Bu ülkede 10 binlerce insan barış olsun diye Ankara’da bir mitinge gittiler. O miting insanlıktan nasibini almamış barbar IŞİD örgütünün saldırısına uğradı. Manisa’da ikamet eden bir kardeşimiz de hayatını yitirdi. Hayatını kaybedenlerden birinin cenazesine katıldığı için tutuklu bulunanlar var. IŞİD barbarlığının saldırısı sonrası hayatını yitiren bir yurttaşın cenazesine katılmak, başsağlığı dilemek savcı efendiye göre suçmuş. Hadi oradan. Bu terbiyesizliktir, suçtur, insanlıktan nasibini almamaktır. Aynı saldırıda hayatını yitiren mağdura iddianame terörist diyor. Bu insanlıktan nasibini almamaktır. Günü gelecek bu hukuksuzluğun gereği gerçek adalet mekanizmalarında sorulacak.
Bu kadar mı hayasızlaştınız?
2009 yılında da adına KCK denilen bir operasyonla legal demokratik siyaset yürüten binlerce kişi cezaevine konuldu. O operasyonu yürüten tüm savcılar, hakimler, polis şefleri şu anda tutuklu. Çünkü o dönem yargı bir otoritenin sopası olmuştu. Bugün de yine bir başka otoritenin sopası olmuş durumda. Aksi durumda IŞİD barbarlığının saldırısı sonucu hayatını yitiren bir masumu nasıl terörist olarak kodlarsın. “Cenazeye katıldın mı” diye soru soruyorlar insanlara. Bir cenazaye katılmak olsa olsa peygamber efendimizin sünneti olur. Bu kadar mı hayasızlaştınız?
Tutuklamalar oldu da ne başarıldı?
Şu anda tutuklu bulunan bütün insanlar HDP’li; 7 Haziran’da, 1 Kasım’da HDP’yi desteklediler, referandumda ‘hayır’ dediler. Suç bu mudur? Terörizm bu mu? Legal demokratik siyaset dünyanın neresinde terörizm olarak tanımlanır?
Şu ana kadar en az 10 bin insan gözaltına alındı. 5 bini aşkın insan şu anda tutuklu. Bu operasyonları yönetenler, hangi amacınıza ulaştınız? Bu tutuklamalar oldu da ne başarıldı? Kan mı durdu, ülke refaha mı kavuştu? Yoksa ülke 30- 40 yıl geriye mi gitti. O halde bu yol yol değil. Bir an önce, aklın, vicdanın, ahlakın yoluna bu ülkenin geri dönemsi gerekiyor. Bu yargılama da bunun fırsatıdır.
Özür dilenmeli, tazminat ödenmeli
Düşünün ilk tutuklamadan bugüne 22-23 ay geçmiş. İlk kez hakim karşısına çıkıyorlar. Kamu adına birilerinin çıkıp bütün bu tutuklulardan özür dilemesi gerekiyor. Aynı zamanda bu insanlara tazminat ödenmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde yaralar sarılabilir.
HDP siyaset yapamadığı müddetçe ne CHP ne de diğer partiler özgürce siyaset yapabilir
Bu tutuklama legal demokratik siyasete yönelik bir saldırıdır. Manisa’da bir HDP il ilçe eş başkanı özgürce legal siyaset yapamıyorsa bu şehirde demokrasi yok demektir. Bir ülkede muhalefet liderleri tutuklanıyorsa o ülkede hukuk, adalet yok demektir. HDP özgürce siyaset yapamadığı müddetçe ne CHP ne de diğer siyasi partiler özgürce siyaset yapabilir. Dolayısıyla bu saldırı demokrasiye inanana herkese yapılan bir saldırıdır.
Ertuğrul Kürkçü:
Şimdi tutuklu olan ve 2 yıldır yargılanmak için bekleyen arkadaşlarımız başta olmak üzere Manisa il, ilçe yöneticisi arkadaşlarımız, HDP’nin başarısı için çaba gösteren tüm arkadaşlarımız; hepsi bugün burada HDP’nin Manisa’da geleneksel milliyetçi - sağcı siyasetin karşısında yeni bir seçecek olmasının bedelini ödüyorlar. Bu davanın başka hiçbir anlamı yok.
Bu bir karikatür dava
Tüm bağımsız hukukçuların anladığı burada bir karikatür dava olduğudur. Bu kadar insan aylarca hapiste tutulduktan sonra bir şey varmış diye düşünülmesi için burada yargılama yapılıyor. Aslında bu iddianamenin reddedilmesi, bu davayı açan savcının görevden alınması gerekirdi. Burada bir tertiple, antidemokratik bir saldırıyla karşı karşıyayız. Burada yargı kılıfı adı altında bir suç işlendiği ve mahkemenin de bu suçu gizlemek için örtü olarak kullanıldığı görülmektedir. Ortada sadece ve sadece bir saldırı var.
Bir insana, “sen cenazeye gittin, hayatını kaybeden akraban mıydı” diye sormak, bizim ortak kültürümüze ait bir soru olabilir mi? Babaannesinin başörtüsünü suç delili olarak getirmek, “bu renkleri tanıyor musun” diye sormak hakiki bir yargılama olabilir mi? Bir insanın telefonunu aylarca dinleyip suç unsuru bulamayınca, ‘sen o kadar örgütlüsün ki telefonda suç işlemiyorsun’ diyerek suçlu muamelesi yapılabilir mi? Burada bir karikatür yargılama vardır. Bunun anlaşılması gerekir.
Sanıklarla yargıçların yer değiştirmesi gerekir
Gerçekte suçlularla suçsuzların, sanıklarla yargıçların yer değiştirmesi gerekir. Suçlananlar suçsuz, iddia sahipleri suç işlemiştir. Bir an önce bu tutuklular serbest bırakılmazsa bu suç sürmeye devam edecektir.
Hakikatleri takip etmeye devam edin
Biliyoruz ve anlıyoruz, gazete sahipleri rejimin baskısı altında. Buradaki basın emekçilerinin sözleri her zaman bir filtreden geçiyor. Ama bugün aldığınız notlar 10 yıl sonra tarihe tanıklık etme fırsatı verecek, bu fırsatı kaçırmayın. Hakikatleri takip etmeye devam edin.
11 Aralık 2017