
Urfa Milletvekilimiz İbrahim Ayhan, 2017 bütçesi görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine ilişkin söz aldı. "İktidarın amacı gelecek için sağlıklı nesiller yetiştirmek değil, itaatkar, sorgulamayan, biat eden nesiller yetiştirmektir. Eğitim bilimsellikten ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşmış, okullarda AKP’nin kendi siyasal İslam algısı üzerinden dizaynı hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır" ifadelerini kullanan Ayhan, şunları belirtti:
Sokrates’in eğitime dair bir sözünü hatırlatmak isterim. “Eğitim kıvılcımla ateş yakmaktır. Boş bir kabı doldurmak değildir.” AKP’nin amacı öğrencileri aydınlatmak değil onları “tabula rasa” (boş levha) yerine koyup istediği gibi şekillendirmektir.
“Bütçeden en çok payı eğitime ayırdık” bir çarpıtmadır
2016 eğitim bütçesi, önceki yıllardaki bütçelerin kopyası sayılabilecek bir anlayışla, eğitim sisteminin ve yüksek öğretimin en temel ihtiyaçlarını görmezden gelen, sadece zorunlu harcamaların dikkate alındığı bir içerikte hazırlanmıştır.
MEB Bütçesinin yaklaşık %80’inin Personel Giderleri ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim giderleri olduğu anlaşılmaktadır.
2002-2016 yıllarında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın seyri, her fırsatta “Bütçeden en çok payı eğitime ayırdık” diyenlerin halkı nasıl kandırdıklarının, eğitim bütçesi üzerinden gerçekleri nasıl çarpıttıklarının ispatı niteliğindedir.
Anadilinde eğitim hakkı tanınmalı
Sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgede onlarca çocuk yaşamını yitirdi, yüzlerce okul tahrip oldu, on binlerce öğrenci okulsuz kaldı, yüzlerce öğretmen bölgeyi terk etti. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Savunma Bakanlığındaki günlerine dönerek, okulların karakola dönüştürülmesine sessiz kaldı.
Bir diğer önemli sorun alanı, anadilinde eğitimdir. Çocuğun yurdu, imgelem dünyası, zihni, hayal gücü anadilidir. Eğitim ancak bunun üzerine inşa edilirse anlamlı olur. Sayısız bilimsel araştırma, eğitimin çocuğun anadilinde başlamasının faydalarını sıralamaktadır. Bu nedenle çok sayıda uluslararası metin anadilinde eğitimin hayati önemine vurgu yapmaktadır. Gelişmiş birçok ülke anadilinde eğitim için model geliştirmektedir. Fakat Türkiye’de anadilinde eğitim hala yasaklı.
Diyarbakır’da tüm baskı ve engellemelere rağmen anadilinde eğitim vermeye çalışan Ferzad Kemanger Okulu, Kürtçe konusunda çalışmalar yürüten Kürdi Der kapatılıyor. Bu nedenle Kürtçe öğretmenlerin ataması devede kulak kalıyor, eksik ve yetersiz bulduğumuz Kürtçe seçmeli ders uygulamasının önüne engeller çıkartılıyor.
Sayın Bakan Kürtçe seçmeli dersi seçen kaç öğrenci var? Kaç sınıf açıldı? Dillerin korunmasına eğitimin önemli bir yeri vardır. Türkiye’de UNESCO’nun tehlike altındaki diller atlasına göre 15 dil yok olma tehlikesi ile karşı karşıya, siz bu dillerin korunması için hangi çalışmaları yapmaktasınız
İktidar biat nesli istiyor
29 Kasım 2016 tarihinde Adana’nın Aladağ ilçesinde bulunan bir kız öğrenci yurdunda meydana gelen yangında 11'i öğrenci olmak üzere toplam 12 kişi hayatını kaybetmiş, 24 öğrenci de yaralanmıştı. Aladağ’daki olay hükümet cemaat ortaklığını tüm çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Kamusal ve parasız olması gereken barınma hakkının nasıl cemaatlere peşkeş çekildiğini ve bu alanlarda tam bir denetimsizliğin hüküm sürdüğü kamuoyuna bir kez daha yansıdı.
İktidarın amacı gelecek için sağlıklı nesiller yetiştirmek değil, itaatkar, sorgulamayan, biat eden nesiller yetiştirmektir. Eğitim bilimsellikten ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşmış, okullarda AKP’nin kendi siyasal İslam algısı üzerinden dizaynı hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır. Özellikle 2010’dan sonra eğitim alanına yönelik düzenleme ve uygulamalarla yoğun bir kuşatmanın yaşandığını söylemek mümkündür.
Öğretmenler intihar ediyor
Eğitim alanın temel sorunlarından biri, ataması yapılmayan öğretmenler problemidir. Türkiye’de eğitim sistemi her geçen gün artan sorunlar ve derinleşen çelişkiler ile tam bir çürüme içinde bulunurken, AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan ataması yapılmayan öğretmenler -ki sayıları 300 bini aşkın- sorunu eğitimin öncelikli sorunlarından birisi haline gelmiştir. Bugüne kadar ataması yapılmadığı için 41 işsiz öğretmen intihar etmiştir.
Mevcut öğretmenler üzerindeki siyasal baskılar her geçen gün daha da artmaktadır. Siyasi iktidar, yıllardır eğitim sistemini kendi dünya görüşü doğrultusunda düzenlemekte, bunu gerçekleştirmek için bir taraftan bütün kamu kurumlarında “siyasal kadrolaşma” operasyonları sürerken, diğer taraftan özellikle Eğitim Sen üyelerine yönelik soruşturma, sürgün ve cezalandırma uygulamaları giderek artmaktadır. Açığa alınan ve görevlerinden ihraç edilen Eğitim Sen üyeleri görevlerine derhal iade edilmeli, soruşturma, sürgün ve cezalandırma uygulamalarına son verilmelidir.
HDP Eş Genel Başkanlarına ve milletvekillerine selam
AKP iktidarının eğitim bütçesine karşı olduğumuzu belirtiyorum. Eş Genel Başkanlarım ve milletvekili arkadaşlarıma ithafen Sezai Karakoç’un şu dizelerini paylaşmak istiyorum:
“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.Halbuki biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.
Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Halbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar,
Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar.
Tarihin azabından kurtulsalar, Tanrı’nın gazabından kurtulamayacaklar.”
11 Aralık 2016