“İbrahim’e Selam Olsun”

İnsanlığın çocukluk çağı, Habil ile Kabil kardeşlerin kurban ile sınandığı bir çağdır.

Gücün ve mülkün temsilcisi olan Kabil’in, makbul olmamış kurbanına mukabil, adaletin ve paylaşımın temsilcisi Habil’in kurbanı kabul olmuş ve böylelikle yeni bir mücadele alanı açılmıştı. Artık inanmak ve mücadele etmek Habil’in yoldaşları için farz olmuştu. Çünkü Habil, Kabil tarafından kasıtlı ve düşmanca katledilmişti.

İnsanlığın gençlik çağı ise daha büyük bir kurban sınavı ile sarsılmıştı. Aksaçlı, aksakallı ve yüz yaşında bir piri fani olan Hz. İbrahim, yüz yıl beklediği oğlunu kurban etmekle emrolunmuştu. İstenen kendi canı olsaydı çok daha kolay olurdu. Zaten tahakküme karşı tevhit bayrağını açarken, Nemrut tarafından ateşe atılmamış mıydı? Bu defaki sınav ateşten de zordu…

Bu sınavın sonucunda yine bir mücadele alanı açılmış oldu: Artık asla insan kurban edilmeyecekti.

İnsanlığın tekâmül yolculuğunda kurbanın açığa çıkardığı daha nice zenginliklere, başta kutsal kitaplar olmak üzere bütün sahih tarihi metinler şahitlik etmektedir.

Amacın dışına çıkmış bütün alışkanlıklarımız gibi, kurban alışkanlığımız da tarihi gerçeklikle maalesef çelişmektedir. Ali Şeriati bu durumu veciz bir şekilde şöyle ifade eder: “Koç, ancak İsmail’in bedeli olduğunda kurbandır. Yalnızca kurban olsun diye koç boğazlamak ise kasaplıktır.”

Bu duygu ve düşüncelerle kurban bayramınızı tebrik eder, saygılarımı sunarım.

Nimetullah Erdoğmuş
MYK Üyesi (Halklar ve İnançlar Komisyonu Sözcüsü)
ve Diyarbakır Milletvekili
30 Ağustos 2017