
Ülkemiz, 20 Ocak'tan bu yana her yeni güne 'savaşa hayır' diyenlere yönelik ev baskınları, gözaltı ve tutuklama haberleriyle uyanmaktadır. 20 Ocak’tan bu yana İçişleri Bakanlığı verilerine göre 300'den fazla gözaltı ve onlarca tutuklama söz konusudur.
İktidar son olarak "Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyen, ölümün değil yaşamın yanında duran hekimleri hedef almış, Türk Tabipler Birliği (TTB)'nin 11 Genel Merkez yöneticisi hakkında gözaltı kararı çıkarmıştır. İktidar apaçık bir şekilde 'savaşa hayır' diyen herkese, barışa savaş açmıştır. Erdoğan, iktidarını tahkim etme ve sürdürme yolu olarak savaşı seçmiştir.
TTB’nin açıklaması, demokrasinin hakim olduğu ülkelerde gözaltı değil, onur duyma, alkışlanma sebebidir. Ülkemizde ise iktidar güdümündeki yargı eliyle barış talep eden, 'savaşa hayır' diyenler gözaltına alınmakta ve tutuklanmakta, medya eliyle ise hedef gösterilmekte ve linç edilmektedir.
TTB’nin açıklaması doğal ve doğru olandır. Hekimler, ettikleri yemin ve meslek etiği gereği insani değerlere sahip çıkmış, barışın yanında durmuştur. Hekimlerin varoluş nedeni insanları yaşatmaktır.
TTB’nin açıklamasında belirttiği gibi; “Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır”.
Gözaltındaki TTB merkez yöneticilerinin bir an önce serbest bırakılması çağrısını yapıyoruz.
Savaşın iktidar, medya ve yargı eliyle kutsandığı bugünlerde savaşa karşı çıkan herkesi, imzalarıyla ses veren aydın ve sanatçıları, yaşamı savunmanın birincil görevleri olduğunu söyleyen hekimleri, bu faşizan saldırılara rağmen barışın yanında duran tüm yurttaşlarımızı yürekten selamlıyoruz.
Bizler, savaş istemeyen milyonlarca yurttaşımızla birlikte bu yöndeki görüşlerimizi ve tutumumuzu kamuoyuna ve bütün dünyaya açıklamaktan geri durmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.
AKP Genel Başkanı'na ve iktidarına bir kez daha hatırlatıyoruz: Savaşa karşı çıkmak, yaşamı savunmak suç değildir. Savaşı savunmak suçtur...
Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
30 Ocak 2018