İnadına Meclis
Bu satırları okuduğunuz gün, TBMM Genel Kurulu’nda, Saray’ın darbeci tasarısı gündeme gelecek. Gündemde olan, dokunulmazlıklarla ilgili bir anayasa değişikliği değil. Anayasanın dokunulmazlıklarla ilgili rejimini bir geçici madde ile askıya almak. Böylece milletvekillerinin vazgeçilemez ve devredilemez bir hakkı olan “Savunma hakkı”nın ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Anımsanacaktır, Davutoğlu, milletvekillerinin savunma hakkını “zaman kaybı” olarak görüyordu. Çünkü AB’yle yaptığı utanç verici anlaşmayı Meclis’ten geçirmekle meşguldü. Milletvekillerinin savunmalarını dinlemek gibi fuzuli işlerle Meclis meşgul edilmemeliydi.

Tasarının özel amacı, HDP’yi Meclis’ten atmaktır. HDP’lilerin Meclis’ten atılması, Saray tarafından Meclis’e dayatılmıştır. Büyük bir telaş ve aceleyle, “Ben sizin milletvekilliğinizin bitmesini mi bekleyeceğim” nobranlığıyla gündeme taşınmıştır. Kendisi mutlak dokunulmazlığa sahip bir kişinin, tıpkı kendisi gibi seçilmiş milletvekillerini linç etme planıdır. Nasıl ki, Hitler, Komünist Parti milletvekillerini tutuklatmadan Führerliği meclisten geçiremediyse, Erdoğan da istediği Saltanata ulaşmak için “Seni Başkan Yaptırmayacağız” duruşundaki HDP’yi Meclis’ten atmak zorunda! Saray darbesinin amaçlarına varabilmesi için Meclis’in etkisiz ve güçsüz bir organa dönüştürülmesi lazım. Meclis’ten HDP’yi çıkarabilse, geriye Saray’ın koltuk değneği MHP ile Saray’a direnme gücünden yoksun CHP kalacak. Dolayısıyla HDP’yi Meclis’ten atma hamlesi, gerçekte Saray darbesinin Meclis’i tasfiye hamlesidir. Buna direneceğiz. Saray darbesine karşı, inadına halk oyunu, demokratik siyaseti ve seçilmiş meclisi savunacağız. Çünkü bizim ufkumuzdaki ülkede bir “Başkanlık Sistemi” olmayacak; köyden, mahalleden ilçe ve illere, bölgelerden merkezi düzeye kadar yaşamın her alanını kaplayan bir “Meclisler Sistemi” olacak.

Dahası da var. HDP bugün hem Türk’ten hem Kürt’ten; hem Alevi’den hem Sünni’den; hem laik kesimlerden hem dindarlardan oy alabilen, bu kesimler arasında köprü olabilen yegâne parti konumunda. Erdoğan, bu köprüyü yıkmak istiyor. Çünkü o, bir iç savaş siyaseti izliyor. Kürt’ü Türk’e, Alevi’yi Sünni’ye kırdırtmak istiyor. Laik-İslamcı çatışmasını örgütlüyor. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren bu toplumsal çelişkilerle oynamanın ülkemizi sürükleyeceği felaketlere aldırmıyor. HDP Meclis Grubu ise tersine, bu gerici toplumsal kutuplaşmaları dengeleyen, frenleyen bir rol oynuyor. Halkların ve inançların bir arada ve eşit yaşayabileceği bir ülke umudunu ayakta tutuyor. Dolayısıyla bu köprünün yıkılması, Türkiye’yi iç savaşa sürüklemek isteyenlerin öncelikli gündemi haline gelmiştir. Buna direneceğiz. Saray darbesinin izlediği iç savaş siyasetine karşı inadına birlikte yaşamı, bütün halkların ve inançların eşitliğini ve barışını savunacağız.

Saray’ın HDP’den kurtulmak istemesinin bir önemli nedeni daha var. HDP, Saray’ın halklarımıza yönelik kapsamlı saldırısının karşısında ezilenlerin birleşik duruşunu örgütlüyor. Sermaye yanlısı kölelik yasalarının karşısında emeğin dayanışmasını geliştiriyor. Kadın cinayetlerine, çocuklara yönelik taciz tecavüzlere karşı mecliste ve sokakta hesap soruyor. Doğa katliamına yol açan maden izinlerinin karşısında halkın mücadelesini gündeme taşıyor. Yerel demokrasiyi, yerinden yönetimi, özyönetimi, demokratik özerkliği savunuyor. Her geçen gün daha fazla yok edilen demokratik hakları savunuyor. Kadının, gencin, doğanın, emeğin, demokrasinin savunucusu HDP grubunu Meclis’ten atabilirse, bu saldırılara direnen halkların sesinin kısılacağını hesap ediyor. Buna direneceğiz. Saray darbesinin kapitalist neo-liberal saldırganlığına karşı emeği, kadını, doğayı savunacağız.

Sokakta ve Meclis Genel Kurulu’nda, köylerde ve mahallelerde, evlerde ve işyerlerinde, yaşamın bütün alanlarında, HDP’ye oy vermiş 6 milyon insanın topyekûn direnciyle, demokratik siyaseti sonuna kadar savunacağız. Sonunda kazanan mutlaka biz olacağız.


Alp Altınörs

Halkların Demokratik Partisi
Genişlemeden Sorumlu
Eş Genel Başkan Yardımcısı

Etiketler: #meclis , #hdp