Her sabah belediyelerimizin gasp edildiği ya da il ve ilçe yöneticilerimizin, partililerimizin siyasi soykırım operasyonu sonucu rehin alındığı günlere uyanıyoruz. Artık, halklara, kadınlara, gençlere bir politika sunamayarak ülkeyi yönetemez hale gelen, içeride ve dışarıda sıkışan AKP-MHP ittifakı, demokratik siyasete yönelik saldırılarına hız vermektedir.
Demokratik siyaset alanımızı siyasi soykırım operasyonlarıyla daraltmaya çalışan siyasi iktidar, her yıl en az 300-400 kadının katledildiği ülkede, kadınların “Yaşamak İstiyoruz” çığlığına rağmen kadınların yaşamını yasaklamaya ve suç haline getirmeye çalışmaktadır.
Son olarak; 14 Kasım günü Antep il ve ilçe binalarımıza yönelik siyasi soykırım operasyonları sonucu aralarında çok sayıda kadın siyasetçinin ve kadın çalışmalarında yer alan kadınların da da bulunduğu 57 arkadaşımız gözaltına alındı. Bu arkadaşlarımızdan 18’i dün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, diğer arkadaşlarımızın emniyetteki işlemleri devam ediyor.
Tutuklanan arkadaşlarımız arasında HDP eski İl Eşbaşkanımız Güler Erat, HDP Şehitkamil İlçe Örgütü Eski Eşbaşkanımız Bircan Demir, Eski İl Yöneticimiz Nesibe Çınar ve 24 Haziran seçimlerinde HDP’den Antep Milletvekili adayımız Fatma Lebe bulunmaktadır. Ayrıca; 10 Ekim Katliamında DAİŞ tarafından katledilen kızının acısı halen tazeyken AKP-MHP iktidarının gasp ettiği Suruç Belediyesi’nde eşbaşkanlık yapan Hatice Çevik de cezaevinde rehin alınmıştır.
Eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından katledilen gencecik Güleda Cankel için Kadıköy'de eylem yapan FeminAmfi üyesi 7 kadın ve Devrimci Partili 2 kadın da gözaltına alınmıştır.
Kadın düşmanı AKP-MHP erkek ittifakının, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü öncesi, Kadın Meclisimiz ve Tevgera Jinên Azad (TJA) başta olmak üzere kadın kurumlarının demokratik ve yasal hakkını kullanarak yaptığı açıklamalar ve eylemleri “suç” olarak göstermesini kabul etmiyoruz. Biz biliyoruz ki siyasi soykırım operasyonlarının bir amacı da kadın mücadelesini zayıflatmaktır. AKP-MHP erkek ittifakının ne zaman sıkışsa kadın iradesine saldırdığını rehin tutulan arkadaşlarımızdan biliyoruz.
Tırmandırılan cinsiyetçi politikalara karşı direnen, tutum alan ve kadına özgürlük alanları açma mücadelesi veren örgütlü kadın kurumlarının bu süreçte hedef haline getirilmesi, Kadınların verdiği yaşam ve özgürlük mücadelesine karşı erkek egemen zihniyeti iktidar eliyle derinleştirme siyasetidir. Kadına yönelik uygulanan bu baskı ve şiddet dönemsel değil stratejik ve ideolojiktir.
Biz HDP Kadın Meclisi olarak; hedef gösterilen, çalışmaları engellenen bütün kadın kurumlarının yanındayız. Kadın özgürlük mücadelesi yürüten ve kadınların bin bir emekle yarattığı bir kurum olan TJA ve diğer tüm kadın kurumlarının çalışmalarının “suç” olarak gösterilmesine izin vermeyeceğiz.
HDP Kadın Meclisi
21 Kasım 2019