Siyaset kadına yönelik ayrımcılığın doğrudan görüldüğü, kadınların dışlandığı erkek egemen bir alandır. Türkiye siyasetteki bu cinsiyet ayrımcılığının en keskin ve en yoğun olduğu ülkelerin başında gelmektedir. Bugün parlamentodaki kadın temsiliyeti, Türkiye tarihinin en yüksek oranı olmasına rağmen, 550 milletvekilinden yalnızca 79’unun kadın olması kadının siyasetten dışlanmışlığının en net göstergesidir. Kadının iradesinin ve sözünün kendisinden çalındığı böylesi bir siyaset ortamı, kadın üzerine her türlü sözün söylendiği eril, tekçi ve antidemokratik bir mekanizmaya dönüşmüştür. Kadının dışlandığı, esas dönüştürücü gücünü ve toplumsallık özünü oluşturmadığı bu baskıcı ve antidemokratik yapı, toplumun güncel ihtiyaçlarına cevap vermek yerine, mevcut sorunların ağırlaşmasına ve yeni sorunların üretilmesine neden olmaktadır.

Erkek egemen iktidarın kadınları siyasete yabancılaştırarak örgütsüz, kimliksiz ve iradesiz bırakmak istediği bu tekçi ve eril siyaset tarzına karşı, kadının tüm karar ve temsil süreçlerine eşit ve aktif katılımını sağlayacak, kadının özgünlüğünü ve farklılığını açığa çıkaracak kadın özgürlükçü bir siyaset tarzını geliştirmek, temsilde adaletin ve demokratik siyasetin temel gereğidir.

Halkların Demokratik Partisi olarak, kadın özgürlüğünün politik bir sorun olduğunun bilincinde olarak, kadın özgürlükçü siyaset çizgimizle hayatın her alanında kadının öz gücünün ortaya çıkması için politikanın toplumsallık özünü, kadın örgütlenme ilkesiyle hayata geçirdik. Egemen erkek sisteminin baskılarına, zulmüne, ötekileştirici ve köleleştirici uygulamalarına karşı politik alanı kadın özgürlüğünü esas alacak şekilde yeniden inşa ettik. Politik kazanımlar kalıcılaşmadan toplumsal kazanımların kalıcı olamayacağının inancı ile kadın kotalarıyla başladığımız yolumuza, kadın özgürlük mücadelesinin en somut ve en önemli başarılarından biri olan, radikal demokrasi hamlemiz Eşbaşkanlık sistemi ile kadının siyasette eşit düzeyde temsilini ve politik dönüştürücü gücünü sağlayarak devam ettik. Eril siyasete yaptığımız bu müdahaleler ile siyasetin yabancısı kılınmaya çalışılan kadını, siyasetin aktif öznesi kılmaya dönük önemli bir başarı elde ettik.

Vitrin Değil, Eşit Temsiliyet

2014 yerel seçimlerinde dünyada ilk defa uygulanan yerel yönetimlerde eş başkanlık sistemi ile bilinçli ve örgütlü kadının özgürlük mücadelesini yükselttiğimiz gibi, 2015 Genel Seçimlerine de sayıların ve oranların ötesinde bir anlayışla, eşit temsiliyet ilkesi ile kadın özgürlük ideolojisini siyasete hakim kılacağız. Parlamentonun mevcut erkek egemen, tekçi ve kadını neo-liberal politikaların nesnesi haline getirmeye çalışan yapısına dur diyeceğimizi belirtiyoruz. Seçim dönemlerinde kadınları siyasete vitrin olarak gören, kadınları sembolik olarak ve seçilemeyecek yerlerden gösteren zihniyete karşı HDP olarak göstereceğimiz 550 adayda eşit temsiliyet ilkesini benimsiyoruz.

Tüm Kadınlara Çağrımızdır;

Kadının özgürleşmesinin yolunun birlikte örgütlenme, örgütlendikçe dönüşme, dönüştükçe toplumu da dönüştürme ve en nihayetinde sistemi değiştirmekten geçtiğine inanıyoruz. Bu inançla tüm kadınları, bir kadın partisi olan HDP ile 2015 yılı Parlamentosunu da bir kadın parlamentosu haline getirme iddiamızı sahiplenmeye davet ediyoruz.

AKP’nin neoliberal ve kadın düşmanı politikalarına kadınlar dur diyecek
Kadını siyasetin nesnesi haline getirmeye çalışanlara inat, kadınlar hayatın ve siyasetin öznesi olacak.

Kadın sorunları başta olmak üzere tüm toplumsal sorunlara kadın bakış açısıyla çözümler bulacağımız bir siyaseti inşa edeceğiz.

‘‘Kadınların en önemli kariyeri anneliktir’’ diyenlerin altındaki koltukları alıp o koltuklarda kariyer yapacağız.

Kadın rengiyle yeni bir siyaseti örgütlemek için, tüm kadınları, kadınların partisine, HDP’ye milletvekili aday adayı olmaya davet ediyoruz!

2015 Genel Seçimlerinde HDP’den milletvekili aday adayı olmak isteyen kamu emekçisi kadınların en geç 10 Şubat Salı gününe kadar çalıştıkları kurumlardan istifa etmeleri gerekmektedir.

HDP Kadın Seçim Komisyonu
2 Şubat 2015