Kadınları öldürerek biat ettirme planı tutmaz...

Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:

9 Ocak 2013’teki Paris Katliamı’nın üzerinden 3 yıl geçti. 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in uluslararası bir siyasi suikast sonucu katledildiği güne yaklaşırken, bu kez de 5 Ocak’ta Silopi’de 3 Kürt kadın siyasetçi, DBP PM Üyesi Sêvê Demir, Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır ve KJA Üyesi Fatma Uyar hedef seçilerek infaz edildi.

9 Ocak Paris Katliamı, İmralı görüşmelerinin kamuoyuna duyurulduğu, barışa dair umutların yeşerdiği günlerde gerçekleşmişti. Diyalog sürecinde, halkların barış ve eşitlik mücadelesine yönelik, uluslararası çapta organize edilmiş ve birden çok gücün örgütlemiş olduğu bir saldırıydı. Bu saldırıyı düzenleyen zihniyet barışı ve çözüm sürecini, mücadelenin öznesi Kürt kadınlarını hedeflemişti.

4 Ocak Silopi Katliamı da bugün özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yer alanlara yönelik bir sindirme saldırısı oldu. Aktif olarak siyasete katılan kadınların hedef alınması hem bir devlet ve iktidar politikasıdır hem de erkek egemen anlayışın sonucudur. Bu savaş ve saldırılar aynı zamanda Kürt özgürlük ve eşitlik mücadelesinin ve kadın özgürlük mücadelesinin öncüleri olan kadınlara yöneliyor. Ancak bu siyasi cinayet ve infazlarla direnen kadınlara verilen ‘itaat edin’ mesajı karşılık bulmayacak.

Hukuki temelden tamamen yoksun olarak aylardır süren sokağa çıkma yasağı adı altındaki ablukalar her gün yeni bir katliamı beraberinde getiriyor. Saray ve AKP iktidarı tarafından aylardır, çatışmasızlık sürecinde hazırlanmış olan "Çöktürme Planı" uygulanıyor. Yüzbinlerce insan evinden, mahallesinden ediliyor. Kadın, çocuk, yaşlı, bebek, genç demeden siviller bir kirli plan kapsamında katlediliyor. İktidarın ‘vur emirleri,’ cenazeleri sokaklarda ve morglarda bekletmesi, insanların cenazelerine sahip çıkmasını engellemesi, yeni defin yönetmeliği ile işlenen suçların tespit edilememesi için cenazeleri defnetme yetkisini mülki amirlere vermesi tarihe insanlık dışı uygulamalar olarak yazıldı bile.

Üç yıl önceki Paris katliamının faillerinin ve arkasındaki güç odaklarının, planlayan ve gerçekleştirenlerin ortaya çıkarılmaması tesadüf değildi. Üstü örtülen ve belirsizleştirilen her katliamın arkasında devletin kimi kurumlarının ve güçlerinin bulunduğu açık gerçeklerden birisidir.

Dört gün önce Silopi’de üç kadın politikacıyı infaz etmiş olanlardan da hukuk önünde hesap sorulmayacağı çok açıktır. Nitekim her yerinden tel tel dökülen Valilik açıklaması bile bu katliamın da üstünün örtüldüğünün ilk ve esas işareti olmuştur. Katliamın planlayıcıları, uygulayıcıları ve sorumluların ortaya çıkarılması da üstünün örtülmesi de hükümetin ve adli makamların sorumluluğu altındadır.

Tüm baskı ve zulme, estirilen devlet terörüne rağmen kırılamayan kadın direnişi özgürlüğün, eşitliğin ve barışın kazanılmasında önde gelen bir rol oynamayı sürdürecektir. Sêvê, Pakize ve Fatma, aynen Sakine, Leyla ve Fidan gibi unutulmayacaklar arasına yazıldılar. Kadınları biat ettirmek için katledenler bilsinler ki, insanlık değerlerine sahip çıkan ve bu mücadeleyi omuzlayanları geriletemezsiniz.

Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
8 Ocak 2016