Adana'da gazete dağıttığı sırada ensesinden silahla vurularak katledilen Azadiya Welat çalışanı Kadri Bağdu'nun ailesi ile çalışma arkadaşları HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve HDP'li vekil Sabahat Tuncel ile mecliste Bağdu'nun katillerinin yakalanarak yargı önüne çıkarılması istemi ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamaya Bağdu'nun eşi Şemsa Bağdu ve kardeşi Temel Bağdu'nun yanı sıra çalışma arkadaşı Bedrettin Karakaş, Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, Bağdu'nun Avukatı Tugay Bek ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş da katıldı. Toplantıda konuşan Buldan, Bağdu'nun faillerinin halen bulunmadığına dikkat çekerek, ülkede çok sayıda faili meçhullerin yaşandığını aydınların, gazetecilerin, hukukçuların mağdur edildiklerini ifade etti. Buldan katillerin yargı önünde hesap vermek bir yana ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını söyledi.

Türkiye'de halkın haber alma hakkının gasp edildiğini belirten Buldan, gazetecilerin polis şiddeti ile karşı karşıya olduklarını belirterek, "Bizler bu olayı sorumluluğumuz gereği görev bilerek bir kez daha gündeme taşımak istedik. HDP olarak faili meçhul cinayetlere ilişkin vermiş olduğumuz çok sayıda önerge var. Genel kurulda konuşmalarımız var, ancak tüm önergeler AKP hükümeti tarafından reddedildi. Faillerin bir an önce açığa çıkarılmasını istiyoruz" diye konuştu.

Bağdu'nun eşi Şemsa Bağdu ise sözlerine, "Türkçe konuşamıyorum, çünkü ben Kürdüm" diyerek başladı. Eşinin de Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat Gazetesi'ni dağıttığı için katledildiğini belirten Şemsa Bağdu, katilin derhal bulunmasını istediğini söyledi. Bağdu'nun katledilmesi ardından olay yerine gelen polisin delilleri karartmak için kanı yıkattırdığını belirten Bağdu, mahallede çekilen görüntüleri izlemek istediğini ancak kendisine herhangi bir şekilde görüntülerin gösterilmediğini söyledi. 90'lı yıllarda köyleri yakıldığı için Adana'ya gelerek yerleşmek zorunda kaldıklarını belirten Bağdu, devletin sürekli ailelerine baskı yaptığını ve çocuklarını eşini gözaltına alarak tutukladığını, kendisinin de cezaevinde bir süre kaldığını belirterek, "Devlet bizden ne istiyor" diye sordu. Şemsa Bağdu, gördükleri onca işkence ve baskıya rağmen barış annesi olduğunu belirterek, kirli savaşın sona ermesini istedi. Bağdu, katillerin bir an önce yakalanarak yargı önüne çıkarılmasını istedi. Bağdu," Devlet katilleri bulana kadar iki elim yakalarında olacak" dedi.

Şemsa Bağdu'nun ardından konuşan Bağdu'nun kardeşi Temek Bağdu da, "Katiller bulunmayana kadar bize rahat uyku yok" diye konuştu. Daha sonra Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, Bağdu'nun çalışma arkadaşlarından Bedrettin Karakaş da birer konuşma yaptı.

Bağdu'nun avukatı Tugay Bek de olayın kişisel husumetle alakalı bir olay olmadığını, tipik bir 90'lı yıllar cinayeti olduğunu söyledi. Bek, cinayetin Hizbullah ya da IŞİD tarafından organize edilen bir cinayet olduğunu söyledi. Olay yeri kamera kayıtlarının incelenmesini istediklerini ancak henüz böyle bir girişimde bulunulmadığını belirten Bek, "Diyarbakır'da Hakkari'de güvenlik güçlerine dönük saldırıları açığa çıkarmakla övünen hükümetin aynı hassasiyeti bu olay içinde göstermesi gerekir" diye konuştu.

Hüseyin Aykol ise, "Bir cinayetin katili bulunmuyorsa, o cinayetin sahibi devlettir diye bir söz vardır. Biz devletten Kadri arkadaşımızın katillerini istiyoruz. Vermezse kendisi suçludur" dedi. Ardından Meral Danış Beştaş ise 6-8 olaylarının bahane gösterilerek aralarında Bağdu'nun da bulunduğu katledilenlerin faillerinin gizlendiğini söyledi. Son olarak konuşan Sabahat Tuncel ise, cinayetin politik bir cinayet olduğunu belirterek, ülkede bir faili meçhuller gerçekliğinin olduğunu söyledi. Tuncel, "Artık bu son olsun diyoruz. Özgür basın geleneğinde onlarca şehit var yeniden 90 lı yıllara mı gidiyoruz? soruları sorulmaya başlandı" şeklinde konuştu.

Toplantının sonunda gazetecilerin çözüm sürecine ilişkin soruları üzerine Pervin Buldan, hükümet yetkilileri ve PKK Lideri Abdullah Öcalan ile uzun zamandır herhangi bir şekilde görüşmediklerini ve Öcalan'dan doğru kendilerine herhangi bir mesajın da gelmediğini belirterek, "İmralı'nın anahtarı hükümetin elinde olabilir ama barışın anahtarı sayın Öcalan'ın elindedir" dedi. Çözüm sürecinin devam etmesi ile ilgili olarak ilk adımın kimin atacağı sorusu üzerine ise Buldan, "İlk sinyalin hükümetten gelmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Partinin kapatılmasına ilişkin tartışmaların gündemde olduğuna dair ise Buldan, "Böyle bir şey gündemimizde yok, bu dönemleri çok geride bıraktık" dedi.

05.11.2014