Milletvekillerimizin İmralı tecridine karşı başlattığı adalet nöbeti 13’üncü gününde devam etti. Nöbete milletvekillerimiz Kemal Bülbül, Serpil Kemalbay Pekgözegü, Hüseyin Kaçmaz, Erdal Aydemir, Murat Çepni, Kemal Peköz, Celadet Gaydalı ve Nuran İmir katıldı. Burada açıklama yapan Serpil Kemalbay, şunları söyledi:
Türkiye’de karanlık ortam her geçen gün koyulaştırılıyor
Bugün tecride karşı adalet nöbetimizin 13’üncü günündeyiz. 21 Aralık’tan beri her gün burada adalet nöbeti tutuyoruz. Anti-demokratik yönetim anlayışı ve rejimin uygulamaları, Sayın Abdullah Öcalan başta olmak üzere cezaevlerindeki ağır tecrit koşulları, bütün bu hukuksuzluklara karşı demokratik kamuoyunun ve Türkiye toplumunun dikkatini çekmek istiyoruz. Önümüzde seçimler var. Türkiye tarihinin en kritik seçimlerine giderken bir belirsizlik ortamı ile karşı karşıyayız. Her geçen gün çürümenin arttığı, siyasi cinayetlerin yaşandığı bir ortamla; iktidara sızmış, devletin tepesine sirayet etmiş bir çürümeyle karşı karşıyayız. Bütün bunlara dikkat çekmek şu açıdan önemli. Türkiye’deki bu büyük yolsuzluk, sefalet, adaletsizlik, baskı ve şiddet ortamının temel nedenlerinden biri savaş, çatışma ve çözümsüzlük politikalarının Türkiye halklarına dayatılmasıdır. Kendi bekası için AKP ve MHP faşist blokunun baskılarını her geçen sürdürmesi, Türkiye’de karanlık bir ortamı her geçen koyulaştırıyor.
Siyasi cinayetlerin Türkiye’ye özgü olmadığını biliyoruz
Bugün 9 Ocak Paris Katliamının yıldönümü. 3 kadın siyasetçi, 2013’te Paris’te katledildi. Bu katliamda Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez hayatını kaybetti. Katliamın arkasında MİT’in olduğuna dair pek çok delil olmasına rağmen Fransa devleti tarafından bu dosya kapatıldı ve Türkiye tarafından hiçbir şekilde bu dosya araştırılmadı. Yine Ocak 2016’da Şırnak başta olmak üzere Kürt coğrafyasında abluka ve bodrum katliamlarının yıldönümüne denk geliyor. 5 Ocak’ta üç kadın siyasetçi Sêve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar Şırnak Silopi’de katledildi. Bu katliamlar, Kürt sorununun demokratik çözümü için çaba gösteren kadın siyasetçiler ve Kürt siyasi hareketlerini hedef haline getiren siyasi iktidarlardan kaynaklanıyor. Bu siyasi cinayetlerin Türkiye’ye özgü olmadığını biliyoruz. Mirabel Kardeşlerden Rosa Lüksemburglara, adı çok duyulmayan Maria Suphi’ye kadar bu katliamlar Deniz Poyrazlar, Nagihan Akarseller başta olmak üzere pek çok kadına yönelmiş katliamlardır. Bu katliamlar karşısında biz demokratik siyaseti savunmaya devam edeceğiz. Bu katliamlar gözdağıdır. İlk olarak kadınların vurulması, kadınların siyasi dönüşüme yaptığı katkıyı ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır ve kadınlardan duyulan korkunun göstergesidir.
Mücadelemizi tecrit etmeye karşı asla sessiz kalmayacağız
Dünya’da, Kürdistan’da kadınlar değişimin parçası oluyor. İran’da Jîna Eminî’de olduğu gibi, onun saçının teliyle başlattığı mücadele de bütün dünyada “jin jiyan azadî” sloganıyla dolaşıyor. Bu slogan sadece Kürtlerin özgürlük sloganı olmaktan çıktı, bütün kadınların adalet ve özgürlük sloganı haline geldi. Bu da yerkürede kadınların mücadelesinin ne kadar küreselleştiğini gösteriyor.
Bugün buradayız, çünkü bütün politikaların temelinde savaş ve sömürü politikaları olduğunu düşünüyoruz. Hem kapitalist sistem hem emperyalist güçler, bu sistemi sürdürmek adına halkların eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış taleplerini sindirmek ve tecrit etmek istiyor. 2013’te Çözüm Sürecinin devam ettiği süreçte 3 kadın siyasetçiyi katledenler, Türkiye demokrasi güçleri ve HDP’nin yükseltmeye çalıştığı bu talepleri susturmak istediler. Deniz Poyraz ve Nagihan Akarsel başta olmak üzere bugünkü saldırılarını da organize ediyorlar. Ancak saldırıları asla bize geri adım attırmayacak.
Dünyada ve Kürdistan’da kadınlar değişimin parçası oluyor
Sadece Kürdistan ve Türkiye’de değil bütün dünyada barışın, eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin sağlanması için mücadelemize devam edeceğiz. İmralı’daki tecridi kıracak, Sayın Abdullah Öcalan ile barış müzakerelerinin başlatılması için her türlü zorluğu göğüslemeye ve mücadele etmeye, dayanışmaya devam edeceğiz. Bu dayanışmanın en önemli parçası kadınlar olacak. Kadınların mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor. Onlardan öğrendiklerimizle yolumuza devam ediyoruz. Tecrit kırılsın, savaş politikalarına son verilsin, barış hemen şimdi diyoruz.
9 Ocak 2022