
Grup Başkanvekilimiz Filiz Kerestecioğlu, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada referandum sürecindeki hukuksuzluklara değindi. Milletvekillerinin acilen bırakılmasını talep etmeyen siyasi uluslararası kuruluş kalmadığını belirten Kerestecioğlu, HDP eş genel başkanları ve milletvekillerinin duruşmalarının referandum sonrasına bırakıldığını söyledi. Kerestecioğlu şöyle konuştu:
Parlamentolar Arası Birlik (IPU), parlamentonun dokunulmazlığına saygı gösterilmemesi konusundaki endişelerini bir kez daha dile getirdi. Birlik, Türkiye’deki durumu o kadar ciddi buluyor ki Türkiye’deki durumu incelemek üzere özel bir heyet görevlendirdi. HDP’li vekiller hakkında ifade özgürlüklerini kullanmaları sebebiyle beş yüzden fazla dosya bulunduğunu şaşkınlıkla kamuoyuna açıkladı. Hükûmete milletvekillerinin acilen bırakılmasını talep etmeyen siyasi uluslararası kuruluş kalmadı.
Duruşmaların 16 Nisan'dan sonraya bırakılması manidar
4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu dosyaların iddianameleri tutukluluklarından doksan gün sonra mahkemelerce kabul edilmiştir. Figen Yüksekdağ’ın duruşma günü hala belirlenememiştir. Demirtaş’ın duruşma tarihi tutuklanma tarihinden 175 gün sonraya, 28 Nisan 2017 tarihine verilmiştir. Aynı tarih tutuklanan diğer vekiller için de durum aslında aynıdır. Tutuklu oldukları dosyaların ilk duruşmaları özellikle referandumun yapılacağı 16 Nisan tarihinden sonrasına yapılacaktır. Manidar değil mi?
Hayat bizim için olağan akmıyor
İktidarıyla, muhalefetiyle herkes sanki hayat çok normal akıyormuş gibi, bu durumu gayet normal karşılayarak devam ediyor ve hayat olağanlaştırılmaya çalışılıyor. Hayat bizim için olağan akmıyor. Eğer bir referanduma gidiyorsak, eğer bu referandumun meşruiyetinden söz edeceksek, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklu bulunduğu bir referandum süreci meşru bir süreç olamaz.
Muhtarların görevden alınmasıyla ne amaçlanıyor?
Bugün sadece eş genel başkanlarımızın, milletvekillerimizin tutukluluğu yetmiyor aynı zamanda muhtarlar görevlerinden alınıyor. Referandum sürecine giderken çok tehlikeli bir süreç değil mi muhtarların görevden alınması. Ne amaçlanıyor muhtarların görevden alınmasıyla? Kayıtlarla ilgili değişiklikler mi amaçlanıyor? Ya da bizim bütün seçim çalışmalarını yürütmüş olan arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. Hepsi sahalarda olan, hepsi herkesin gözünün önünde çalışan insanlar.
KHK ile 'evet' dedirtin, açık sözlü olun
Böyle meşru bir referandum olmaz. Bunu kaldırın, yerine kanun hükmünde kararnameyle “Evet denilecektir” diye getirin. İşte o zaman, açık açık, ne istiyorsanız onu yapmış olursunuz. “Hayır” seçeneğini koymayın oraya, “hayır”ı kaldırın “Sadece evet seçeneği vardır” deyin. İşte o zaman daha şık bir şey yapmış olursunuz gerçekten, daha açık sözlü olursunuz.
15 Şubat 2017