Kimyasal silah saldırısına ilişkin önergemiz

Grup Başkanvekillerimiz Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı birliklerin kimyasal niteliğe haiz araçlara ve uluslararası hukuka aykırı operasyon yöntemlerine ağırlık verdiği yönündeki bilgileri Meclis'e taşıdı. Grup Başkanvekillerimiz, Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Önergede şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın Milli Savunma Bakanı Sayın Hulusi AKAR tarafından Anayasa’nın 98’inci İçtüzüğün 96’ıncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

18 Ekim 2022’de medyaya düşen görüntüler ve öncesinde de Irak Federal Kürdistan Bölgesi’ndeki yerel kaynaklardan kamuoyuna ulaşan bilgiler göz önüne alındığında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı birliklerin kırsal bölgelerde kimyasal niteliğe haiz araçlara ve uluslararası hukuka aykırı operasyon yöntemlerine ağırlık verdiği iddiaları ifade edilmektedir. Görüntülerde, tünel girişlerinde yoğun dumana sebep olan bazı cisimlerin bırakılarak bölgeden uzaklaşıldığı ve uzaktan bu cisimlerin patlatılarak tünellerin içine kimyasal bir tür gazın sevk edildiği görülmektedir. TSK envanterinde kimyasal silah bulunmadığı konusunda hükümet kaynaklarınca sıkça açıklamalar yapılsa da, bu tür kimyasal araçların basit ürünlerden imal edilebileceği ve kayıt dışı olarak kullanılabileceği bilimsel ve uluslararası kaynaklardan bilinmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Cenevre Konvansiyonu ile kimyasal silahların kullanımının yasaklanmasına ilişkin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC) ile bu uluslararası sözleşmeler esas alınarak TBMM tarafından 14 Aralık 2006’da onaylanan “Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretimi, Stoklanması ve Kullanımının Yasaklanması” hakkında 5564 Sayılı Kanuna göre yurtiçinde olduğu gibi yurt dışında da Türkiye Cumhuriyeti’ne tabi her vatandaş kimyasal kullanımından hukuk karşısında sorumludur ve cezalandırılmalıdır. Ayrıca toksik ve biyolojik silahların üretimini yasaklayan Biyolojik Silahlar Sözleşmesi’ne Türkiye 1974 yılında taraf olmuştur. Tadil Edilmiş II. ve IV. Protokoller ile birlikte Belirli Konvansiyonel Silahların Kullanımının Yasaklanması veya Sınırlandırılması Sözleşmesi’ne (BKSS) Türkiye 2005 yılında taraf olmuştur. BKSS insanlık dışı yaralamalara sebep olan belirli silahların kullanımını yasaklamaktadır.

Bu bağlamda;
1- Kimyasal madde veya araç kullanımı iddialarına dair bir soruşturma başlattınız mı? Başlattıysanız soruşturmanın kapsamı nedir?

2- Türkiye’nin de taraf olduğu ve imzaladığı uluslararası sözleşmelerde ve kendi yasalarımızda kimyasal silahların ve/veya maddelerin kullanılmasının yasaklanması hakkında Milli Savunma Bakanı olarak şimdiye kadar hangi önlemleri aldınız?

3- Milli Savunma Bakanı olarak 13 Şubat 2021’de TBMM’de bilgi verirken söylediğiniz, ‘sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır’ sözü Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin 5. Maddesi’ne aykırı değil midir?

4- Yasaklı kitle imha silahlarının da operasyonlarda kullanıldığına ilişkin kamuoyuna ciddi iddialar ve bazı görüntüler yansımakta, hatta etkilenen bölgelerde doğanın da ciddi biçimde tahrip edildiği bilgileri paylaşılmaktadır. TSK veya birlikte hareket eden gayri nizami kimi güçler Kuzey Suriye’de ve Irak sınırları içerisinde resmi envanter dışı silah veya mühimmat kullanmış mıdır?

5- Operasyonlarda kimyasal ve/veya kitle imha silahı niteliğindeki silah ve araç kullanımının savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında olduğunun yasalar ve uluslararası sözleşmeler nezdinde belirtilmiş olması dikkate alındığında, Milli Savunma Bakanı olarak iddiaların araştırılması için uluslararası heyetleri operasyon alanlarına davet etmeyi düşünüyor musunuz?

20 Ekim 2022