Kobanî Kumpas Davası: 12 Eylül’den daha beter yargılama koşulları var

IŞİD’in Kobanî’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçesiyle önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın yanı sıra Merkez Yürütme Kurulu üyelerimiz ve yöneticilerimizin de aralarında bulunduğu 24’ü tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanî Davasının üçüncü duruşmasının sekizinci oturumu, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Sincan Cezaevi Kampüsü Salonu'nda görülen duruşmaya, milletvekillerimizin yanı sıra parti yöneticilerimiz ile tutukluların yakınları ve çok sayıda kişi katıldı.

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde, tutuklu MYK Üyemiz Alp Altınörs’ün avukatları Kazım Bayraktar ve Cemile Turhallı Balsak savunma yaptı.

Yargılamalar gayrimeşrudur 

Bütün devlet kurumlarının, güvenlik aygıtlarının en küçük birimine kadar Saray'a ve tek kişiye bağlandığını vurgulayan Kazım Bayraktar, şunları söyledi: “Son zamanlarda çokça açığa çıkan mafya çetelerinden oluşan federasyonların devlet içinde konuşlandığı bu koşullarda ‘AİHM bizi bağlamaz’ sözünün neden söylendiği belli oldu. ‘AİHM bizi bağlamaz’ politikasıyla müvekkillerimiz bu davada yargılanıyorlar ve tutuklulukları hala devam ediyor. Bu dava gayri resmi bir davadır, bu iddianame de gayrimeşru bir iddianamedir. Yargı kararlarını, en başta yargı birimleri yerine getirmek zorundadır. AİHM kararı yargı birimlerini bağlamayacaksa o zaman bu karara rağmen yapılan tüm soruşturma ve yargılamalar gayrimeşrudur.” 

Kesin hükme bağlanmış bir olayı siz burada yeniden yargılıyorsunuz

Müvekkili Alp Altınörs’e dönük suçlama konusunun sadece Kobanî eylemlerinde sokağa çağırma tweeti ile sınırlı olduğuna işaret eden Bayraktar, “AİHM Büyük Daire açık bir şekilde hendek olaylarını da dahil ederek çağrıların bir şiddet çağrısı olarak yorumlanamayacağını söylüyor. Bıkmış olabilirsiniz ama biz ısrarla vurgulamaya devam edeceğiz, çünkü gayrimeşruluk devam ediyor. Kesin hükme bağlanmış bir olayı, kanıtları siz burada yeniden yargılıyorsunuz. O nedenle bu yargılama gayrimeşrudur” diye belirtti. 

12 Eylül’den daha beter yargılama koşulları var

“Türkiye yargılamalarında iltisak (birleşen) kavramı ne 12 Eylül yargılamalarında ne de darbe dönemlerinde söz konusu değildi. Bu kavramın önemi çok büyük. İltisak dediğinizde illiyet bağına ihtiyaç duymazsınız. 12 Eylül dönemini bugünle karşılaştırdığımızda 12 Eylül'den daha beter bir yargılama koşulları var” diyen Bayraktar, şunları söyledi: “O günkü yargılamalarda örgüt üyeliğinin kıstaslarında hiyerarşiye bakılırdı. Ortak hukuksal şekli vardı. Bir örgüt üyeliği suçlamasında hiyerarşik sıralamada yer aldığını gösteren maddi delillerin yani örgüt içindeki kod adı, görevi, görev yaptığı mekan bunların hepsinin tespitine ihtiyaç vardı. Mahkeme bunları arardı. 12 Eylül darbecileri bu delilleri ele geçirmek için işkenceden geçirerek, ifadelere imza attırırdı. Daha sonra işkence altında alınan ifadeler yargılama için yeterli sayılmadı. Ama bugün gizli tanık ifadeleri, müebbet ile yargılanmaya yetiyor.” 

Devlet Bahçeli, Deniz Poyraz cinayetiyle iltisakın da ötesinde ilişkilidir

“İltisak ne demek?” diye soran Bayraktar, şunları söyledi: “Dokunmak demek; 'kişilerin düşünceleri arasında ortaklık varsa o zaman kişi o örgütle ilişkilidir'. Kobanî eylemlerinde HDP çağrı yapmış. Başka kurumlar da çağrı yapmış. ‘O zaman HDP ile iltisak vardır’ denilerek yargılama yapılıyor. Deniz Poyraz’ın katli ile MHP arasında iltisak var. İltisakın ötesinde ilişki var. Bahçeli, ‘Deniz Poyraz'ın illegal örgütlerle ilişkisi var’ dedi. Devlet Bahçeli bu cinayetle iltisaklıdır. Duruşma salonunda buraya kadar gelip şu kapıda slogan atan üniforma gibi takım elbisesi giymiş birbirine benzeyen tipler Deniz Poyraz cinayeti ile iltisaklıdır. Aslında iltisakın da ötesinde ilişkilidir. Mahkeme heyetinin bir üyesi tam da Deniz Poyraz’ın öldürüldüğü gün, ‘6-8 Ekim sürecinde HDP binalarına neden saldırı olmadı?’ diye sordu. Tam da o sırada HDP binası basıldı ve bir cinayet işlendi. İltisak kavramını kullanabilir miyiz? Kullanırız neden kullanmayalım, siz kullanıyorsunuz. O zaman mahkeme heyetinin bu sorusu da Deniz Poyraz’ın ölümüyle iltisaklıdır.” 

Kurgu üzerinden yargılama yapıyorsunuz 

Bayraktar’ın ardından Alp Altınörs’ün avukatı Cemile Turhallı Balsak konuştu. Kobanî Davasında yargılanan kişilerin rastgele kişiler olmadığını, Türkiye’de muhalefet partisini oluşturanlar olduğunu belirten Balsak, iddianamenin dağınık olmasına ve illiyet bağının olmamasına rağmen yargılama sürecinin başladığına vurgu yaptı. Balsak, şunları söyledi: “Bu iddianamede delil olarak sunulmayan ama nereden çıktığı belli olmayan bir takım veriler üzerinden tutuk kararları vermeye devam ediyorsunuz. Politik davalarda iktidar açısından tehdit olarak algılanan, ötekileştirilen, tehdit olarak görülen kişilerin kriminalize edildiği yargılamaları sıkça görüyoruz. Siyasi davalarda mahkemelerin yaklaşımını, bölgelere ve kişilere göre nasıl karar verdiğini de görüyoruz. ‘Oluk oluk kanlarını akıtacağız’ diyen Sedat Peker beraat eder, ama Alp gibi aydın, yazar, ekonomist bir kişiye düşünceleri yüzünden 38 kez müebbet istenir. Bunu anlamak mümkün değil. Bu yargılamayı sürdürürken, tutukluluk devam kararları verdiniz. Yargılamanın ciddiyetiyle örtüşmeyecek, emniyetin nerden size ulaştırdığı belli olmadığı tek bir maddi delilden tutuk devam kararı verdiniz. Bunların yanı sıra ‘yasak sorgu’ yöntemi yapıyorsunuz, kişisel merakınızı asla soramazsınız. Bunları sorarsanız bu davanın siyasi bir dava olduğunu ikrar edersiniz. Sizin kamuoyuna, ceza tehdidi altında olan herkese karşı sorumluluğunuz var. Tarafsızlığını ispatlamak zorundasınız. Bu soruları sorarsanız, bu soruların hukuk nazarında bir kıymeti olmaz. Yargı ucu açık sorular sorarsa eğer kurgular ve olaylar yer değiştirir. Siz bir olgu üzerinden değil bir kurgu üzerinden yargılama yapıyorsunuz demektir.” 

Tek bir ifadede dahi ‘HDP’nin çağrısıyla çıktım, öldürdüm’ sözleri yok

Dosyada tek bir ifadede dahi, “HDP’nin çağrısıyla sokağa çıktım, öldürdüm”  sözlerinin geçmediğine dikkat çeken Balsak, “Öldürenlerin ülkücü gruplar olduğunu kanıtlayan deliller, haberler var. Bunları da sunacağız. Onlarca maddi olay var. Bu cinayet olaylarından biri yine 7 Ekim sonrası gerçekleşmiş. Emrah Demir cinayeti. Emrah Demir, Batman’da HÜDA PAR’lılar tarafından öldürüldü. HÜDA PAR’lılar bir tweet attı ve ‘gelin leşinizi alın’ dedi. Kobanî dosyasında Emrah Demir'in ismi yer almıyor. Nedeni, sanık sandalyesinde oturması gereken HÜDA PAR’lılar gibi kişileri müşteki sandalyesinde oturtmak için. Bu bile yargılamaya bakış açısını gösteriyor” diye konuştu.

Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi. 

23 Haziran 2021