Kobanî Kumpas Davası: Bizler tek adam rejiminin inşası için tutuklandık, Bahçeli ve Erdoğan’ın hedefi buydu

Kobanî Kumpas Davası’nın 20’nci duruşmasının 8’inci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsünde görüldü. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya milletvekillerimiz, yöneticilerimiz ve çok sayıda izleyici katıldı.

Demirtaş: Bize yönelik yargılamada Anayasa 83/1'i ihlal ediyorsunuz

Duruşmada konuşan önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, Anayasanın 83/1 maddesine dikkat çekerek, milletvekillerinin siyasi düşüncelerini açıkladığı için sorumlu tutulamayacağını ve bu düşüncelerinin beyan edilme yerinin Meclis kampüsü ile sınırlı tutulamayacağını söyledi. Siyasi faaliyetlerinin sorumsuzluk kapsamında ele alınması gerektiğinin altını çizen Demirtaş, şöyle devam etti: 

“AİHM, ‘Başvurucuların yargılamalarının tüm aşamalarında sorumsuzluk haklarını hatırlatmalarına ve itiraz etmelerine rağmen bunun göz önünde bulundurulmasını mahkememiz hayretle karşılıyor’ dedi. Yürüyüş, düşünceyi ifade etmenin bir yoludur. Böyle bir madde yokmuş gibi davranıyorsunuz. Oysa 83/1 maddesi ‘sorumlu tutulamazlar’ diyor. Dava açma, ifade almaya çağırma gibi hiçbir faaliyet 83/1 maddesi gereğince yapılamaz. Dosyaya Meclis konuşmaları tutanakları geliyor. Ne mahkeme ne savcı bunları okuyup değerlendiriyor. Her tutuk gerekçesinde ve mütalaanızda açıklamalarımız tutuk gerekçesi yapılıyor. Meclis konuşmalarımız ve dışarda yürüttüğümüz siyasi faaliyetlerin uyumluluğuna baktınız mı, hayır. Çünkü baktığınız takdirde sorumlu tutulamayacağız.

Anayasayı tanımayan yargı meşruiyetini yitirmiştir

“AİHM; Anayasayı uygulamayan, 83/1’i değerlendiremeyen mahkemeyi hayretle karşıladı. Koskoca bir devletin heyeti AHİM heyetinin gözünün içine baka baka ‘değerlendirdik’ diye yalan söyledi ancak buna ilişkin tek bir belge dahi sunamadı. Mahkemenin ara kararlarında ‘Anayasayı tanımıyoruz’ diyorsunuz ama CMK 100’ü gözümüzün içine soka soka ‘tanıyacaksınız’ diyorsunuz.  Anayasayı tanımayan bir yargı meşruiyetini yitirmiştir. Anayasa’nın Kürtlere, muhaliflere uygulanmayacağına dair bir hüküm mü var? Halk bize oy vererek bu hakkı (yasama sorumsuzluğu hakkını) sağladı.

Tek adam rejiminin inşası için tutuklandık, Bahçeli ve Erdoğan’ın hedefi buydu

“Biz yorulmadık. Demiri çürütebildiniz, betonu çürütebildiniz ama bizi çürütemediniz. Aleyhimizde olan dosyanın tek ve en güçlü delilini biz sunduk. Dosyada bu delilin altı doldurulmaya çalışılıyor. Dosyanın tek delili Recep Tayyip Erdoğan’ın bizi suçlayan beyanlarıdır. Erdoğan’ın açık tanık sıfatıyla bize yönelik suçlamalarıdır. Erdoğan elindeki medya ordusunu faaliyete soktu. Hakkımızda binlerce makale yazıldı, milyonlarca tweet atıldı, binlerce TV programı yapıldı. Bizim bir çağrı yaparak kendi tabanımızdaki insanları katlettiğimiz propagandası yaptırıldı. Bunun yalan olduğunu biliyorlar ve ‘Attığımız tek iftira bu mu? Sefamızın, rantımızın sürmesi için Kobanî’deki bütün suçları bunların üstüne yıkmamız lazım’ diyorlar. Siz bu siyasi amacın altını doldurmaya çalışıyorsunuz. Aynı maddelerden mütalaa ve tutuk kararları veriliyor.

"Çok kritik bir siyasi aşamaya geldik. Biz, tek adam rejiminin inşası için tutuklandık. Bahçeli ve Erdoğan’ın hedefi buydu ve yaptılar. Buradan çırpınmamıza rağmen muhalefetin hataları yüzünden yaptılar. Muhalefetin hataları nedeniyle ‘evet’ oyu çıktı. Halk evet demedi, sandığı koruyamadılar. OHAL ortamında referanduma gidilmemeliydi. 12 milletvekili hapisteyken Meclis’te anayasa oylaması yaptılar, referandum yaptılar. Siyasi bir amaçla 2019 referandumu için tutuklandık. İdris Baluken ardından tahliye edildi. Hesap hepimizin tahliyesiydi. Bu sefer ise seçim nedeniyle İdris Baluken kanunsuz bir biçimde yeniden tutuklandı, bizim tahliyemiz de durduruldu. 2019 seçimleri beklenecek dendi ve HDP’ye baskı içeride, dışarıda ve cezaevlerinde artırılmaya devam etti.

2018 seçimleri gayri meşruydu

"2018 yılında cumhurbaşkanı adayı gösterildim. Bu süreçte tahliye talebim reddedildi. 2018 seçimleri gayrimeşru bir seçimdir. Dışarıda olmam gereken bir seçim bensiz yapıldı. Bizi tasfiye edenler tasfiye oldular. Bu yüzden HDP dimdik ayakta. 2017 referandumunda HDP ve CHP’nin bilgisayar sistemi içeriden çökertildi. Dünyanın bütün kıtalarında server kiraladık ve her tutanak Genel Merkezimizde ve kiraladığımız serverlara aktı. 2015 seçimlerinde tek bir oyumuz çalınamadı. 2017’de aynı gece HDP ve CHP’nin bilgisayar sistemleri durdu. İki parti de ıslak imza ile YSK verilerini o gece karşılaştıramadı. O yüzden herkes hazırlığını bu kumpaslara göre yapsın.

Anayasa Soylu'ya kumpas kursun diye yetki vermedi

"Mahkemeniz bu kumpası 2023 seçimlerinde sürdürmeye çalışıyor ama başaramayacaklar. Tıpkı Diyarbakır Belediyesine kayyım atanması kullanılarak İstanbul’un tehdit edilmesi gibi. Soylu, Anayasanın verdiği yetkiyi gerekçe gösteriyor. Hadi oradan Anayasa, kumpas kur diye sana bir yetki vermedi sana. Şebnem Korur Fincancı ve TTB’ye terör soruşturması açıldı. Dün Genel Saymanımız hakkında ceza çıkarıldı. Elimizdeki mütalaa bunlardan bağımsız değil, bunların bir parçası. Siz bu komplonun küçük bir parçası olarak konumlandınız. Bu mütalaa ve duruşma sonrasında verilen ara kararlar iktidara lazım. 

Seçime doğru hakim ve savcılara koruma zırhı hazırlıyorlar

"Tüm kirli işlerini yargıya yaptırdıkları için şimdi yargıyı dokunulmaz kılmaya çalışıyorlar. Yargının içinden 4 bin 500 FETÖ’cü çıktı. Muhalefeti ezmeye çalışan bütün savcı ve hakimlere manevi koruma zırhı hazırlanıyor. Bunlar aleni bir şekilde MHP-AKP militanıdır. Seçime doğru giderken hukuku uygulama gibi bir gaflete düşmenizi beklemiyoruz. Siz bize siyasi saiklerle yaklaşıyorsunuz, biz de savunmalarımızı siyasi kapsamda yapıyoruz.

HDP’nin fikriyatı ve mücadelesi bu seçimde ortaya çıkacak, biz bu seçimi halkımıza kazandıracağız

"Görünen o ki partimiz HDP kapatılacak, Hazine yardımı engellenecek. Bütün inançların birlikte en özgürlükçü yaşama kavuşabileceğine inanan kişilerin kurup büyüttüğü partimiz öyle gözüküyor ki kapatılacak. Ama HDP fikriyatı da mücadelesi de bu seçimle yeniden ortaya çıkacak. Hükümet yetkililerinin İmralı’daki görüşmeleri tıkandı. Erdoğan’ın talimatı ile İmralı’ya giden heyet görüşmesi tıkandı ve düğmeye basıldı.

"İddianamede olmayan yalan konular savcının iddianamesinde önümüze konuluyor. Madem hepimiz örgüt yöneticisiyiz, bu tutuk devamının anlamı ne? Biz buradan çıkıp PES partisi kuracağız desek serbest kalır mıyız? HDP kapansa da açık kalsa da biz HDP’liyiz, o yüzden içerideyiz. Abdullah Öcalan, önerileri ve fikri önemli biridir. Son görüşme de bu yüzden yapılmıştır ama ikna edilememiş ve havuç - sopa politikası uygulanmıştır. Yıllardır sopa gösteriliyor. Partimizi kapatabilirler, Hazine yardımını kesebilirler ama biz bu seçimi halkımıza kazandıracağız. Dirençliyiz, güçlüyüz.”

Ayşe Yağcı: Bu iddianameyi ve verilen kararları kabul etmiyoruz

Daha sonra söz alan Ayşe Yağcı ise yaptığı konuşmada hakkında bir somut delilin ortaya konulmadığını belirterek yargılamaya ilişkin eleştirilerde bulundu. Yağcı, “Hukuksuz biçimde başka tanıklar da dinlediniz. O tanıkların beyanları ile gizli tanıkların beyanlarındaki çelişkiler de ortaya çıktı. Seçim mi bekleniyor, neyi bekliyorsunuz?” diye konuştu. 

Dilek Yağlı: Savcının mütalaası herhangi bir hukuki nitelik taşımıyor

Dilek Yağlı ise haklarını savunduklarının altını çizerek, “Bizim ne 2014 soruşturmasında ne de bugün söylediklerimizde tutarsız ifade göremezsiniz. Hukuk dışı olan bu iddianameye karşı kullandığımız her cümle doğrudan yargı alanına, onun adil bir zemine çekilmesine ilişkindir. Savcının verdiği mütalaa bizim için hiç önemli değil. Bize karşı mütalaa adı altında ortaya koyduğu düşünceler hukuki herhangi bir nitelik taşımadığı için kabul etmiyorum. Kurduğunuz ara kararı kabul etmediğimi de yineliyorum. Bu mütalaanın arkasına sığındığı resmi ideolojileri tamamen reddediyorum” dedi. 

30 Aralık 2022