Kobanî Kumpas Davası: Bu dava bir parti yargılamasına dönüştü

Önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, yöneticilerimiz ve Kürt siyasetçilerin rehin olarak tutulduğu Kobanî Kumpas Davasının 33’üncü duruşması, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsünde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Delillerin hukuki dayanağı yok

Kimlik tespitiyle başlayan duruşma, tutuksuz yargılanan Can Memiş’in ek savunmasıyla devam etti. Yöneltilen suçların şiddetle anılamayacağını belirten Memiş, suçlamalar etrafında toplanan delillerin hukuki dayanağının olmadığını belirterek şunları söyledi: “Atılan maili kimin attığı, kime atıldığı, siyasi parti faaliyeti olduğu açıkça gözüküyor. Buradan nasıl organik bir bağ kurulabiliyor? Yargıtay bu konuda çok büyük çaba sarf etti, nerede kurdu bu organik bağı? Bana yöneltilen suçlamada bir siyasi partinin MYK üyesi olmam, mail atılması, genç yaşta partiye kayıt olmam yer alıyor. Bununla nasıl terör bağı kuruluyor? Bu, delil teşkil edecek bir mail içeriği değildir.”

Kamu güvenliğini sağlamak için oturduk

HTS kayıtlarına dikkat çeken Memiş, “Bir kişi ile telefon konuşması yapmaktan nasıl bir terör, şiddet suçu açığa çıkabilir? ‘Örgütsel gizlilikle telefonda konuşmak’ yazmış savcı. Öyle bir şey olsa, gizlilik peşinde olsam Berfin Özgü Köse ile neden konuştum? Sadece suçlama yöneltmek için yürütülen, hukuku ayaklar altına alan bu davada hukuk fakültelerinde örnek gösterilecek mütalaalar hazırlamak etik değildir. Devlet, vatandaşını korumak adına bir önlem almıyor ve biz buna karşı gidip sınırda oturduk. İdari hukuk budur, hukuk devletinin mantığı budur. Fakültelerde bize idareyi doğru bir tavır almaya yönlendirmek, protesto etmek öğretildi. Kamu güvenliğini sağlamak için oturduk. Bir yere taş mı attık?” diye sordu.

Kobanî Davası parti yargılamasına dönüştü

Memiş, 6-8 Ekim olaylarında gerçek sorumluların yargılanması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Ancak gerçek sorumlular yerine HDP yargılanıyor. Bu dava bir parti yargılamasına dönüştü. Yargıtay barışçıl eylemlerin terör ile ilişkilendirilemeyeceğini söylüyor. Bugüne kadar katıldığım demokratik olmayan, barışçıl olmayan hangi eylem var? Burada sadece Suruç’taki oturma eylemi ve HTS kayıtları üzerinden yorum yapılmış. Böyle bir ciddiyetsizlik olamaz. Hem müebbet isteniyor hem de onu karşılayacak bir ciddiyet yok. Bir haber koysaydınız bari. HDP MYK üyesi ile telefon görüşmesi yapmışım. Bu nasıl suç olabilir? Burada temelde HDP MYK üyesi olmamız üzerinden bir yargılama yapılıyor.”

Kentin, kent hakkının, ekolojinin, doğanın korunması için HDP’de yer aldım

“HDP’nin demokratik barışçıl bir adres olduğunu biliyoruz. Kürt sorunu çözülsün istemişim, transfobi ve homofobiye ses çıkarmışım, antikapitalist, sermaye karşıtı bir politikaya yakınlaşmak için bir adres aramışım, betona gömülen kentimde park istemişim ve HDP’ye gitmişim. Bu amaçlarla HDP’de yer aldım. Şu anda memleketin yarısı terörist ilan edilebiliyor. Ceza hukuku bu anlamda kötüye kullanılıyor. Bunların hiçbiri suçlama konusu edilemez, edilmemelidir. Bunlar bizim yurttaşlık hakkımız gereği verilmiş haklardır, kazandığımız haklardır. Bunun başka bir yorumu ve yolu yoktur."

"Gençlerin gelecekleri ipotek altına alınmasın, gençlik Kürt sorunu ile karşı karşıya kalmasın, gençlere hak tanınsın, ayrımcılığa ve zorbalığa uğramasın diye siyasi mücadele yürüttüm. Kentin, kent hakkının, ekolojinin, doğanın korunması için HDP’de yer aldım. Hangi parti bu gibi durumlara karşı net tutum alıyorsa orada siyaset yürütmek doğaldır. Bu, nasıl terörle bağdaştırılabilir?”

22 Eylül 2023