Kobanî Kumpas Davası: Bu dava siyasi olarak da miadını doldurmuştur

Kobanî Kumpas Davasının 29’uncu duruşması verilen öğlen arasının ardından devam etti.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda ilk sözü alan Zeynep Karaman, şunları söyledi:

“Biz tesadüfen yaşıyoruz. Örneğin LGBT+lar da aynı şekilde yaşıyorlar. Seçim döneminde 24 saat boyunca tehdit edildiler. Onlara karşı linç girişimine yol açacak söylemlerde bulundular. Aynı şekilde bizler de ‘terörize’ ediliyoruz. İttifaklarını bu saldırıların ve linç girişimlerinin üzerine kurdular ve yerel seçimlere de bu şekilde hazırlanacaklarını görüyoruz. Kadınların, Kürtlerin ve gençlerin Türkiye’de yaşam hakları yoktur. Kadınlar artık haklarını geçtiler sadece hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.”

“Diyanet’in dilekçesini niçin kabul ettiniz? Bizi bir kadın veya bir insan olarak görmüyor. Hiç çıkıp ‘Allah onları yarattı’ demiyor. Kendilerini Allah’tan üstün gördüklerinin kanıtıdır. Bizi bir et parçası olarak görüyor. Dini kendi tekellerinde görüyorlar.”

Biz HDP üyesiyiz 

Karaman’ın ardından Ali Ürküt beyanda bulundu. Ürküt, şunları söyledi:

“Başından itibaren iddianameyi geri çevirmeniz gerekiyordu ancak yapmadınız. Umarım avukatlarımızın 3 yıldır anlattığı bu hukuksuzluk ve delillerin ne kadar boş ve soyut olduğu görülebilir. Ayrıca bizi ‘silahlı’ örgüt üzerinden de suçluyorsunuz ve ceza vermek istiyorsunuz. HDP üyesisiniz ve cezalandırılmanız gerekiyordu deseydiniz kabul ederdik. Ancak silahlı bir örgüt üzerinden suçlanmayı kabul edemeyiz, biz HDP üyesiyiz.”

AHİM kararlarını uygularsanız Türkiye’nin önünü açarsanız

Nazmi Gür de şunları söyledi:

“AİHM kararlarını uygulamanız lazım. Bu özellikle Batı ile büyük sıkıntılar yaşayan Türkiye’nin önünü açar. Aksi takdirde ekonomik kriz de sürer. Ne kadar köfte o kadar ekmek. Ne yazık ki günümüz dünyası böyle. Mesela Türkiye’ye vatandaşlarına artık vize verilmiyor. Bunun nedenini de açıkladı. HDP’ye yönelik tutuklamalar, kayyımlar vb. birçok şey bunun nedeni. Eğer bu yönlü karar verirseniz Türkiye’nin önünü açabilirsiniz. Bu tür davalar, yargılamalar gelişmelerin önündeki en büyük tıkaçtır. Örneğin gümrük sorunu çözülmüyorsa en büyük sebebi de bu davadır. Eğer Türkiye yurttaşlarının AB’de serbestçe dolaşımını istiyorsanız bizim lehimize karar vermeniz gerekiyor. AB, bu dava ve diğer davalar ile kayyım ataması gibi durumları normalleşme için ön koşul olarak sunuyor."

Bu dava siyasi olarak da miadını doldurmuştur 

Günay Kubilay da şunları söyledi:

“Her ülkede toplumsal ve siyasal gelişmelere damgasını vuran, bunlara paralel olarak ortaya çıkan ve zamanla miadını dolduran davalar vardır. Bu dava da öyle bir davadır. Bu dava siyasi olarak da miadını doldurmuştur. Bu siyasi bir rövanş olduğu için davayı açtıran siyasi irade de en üst ceza ile cezalandırılmamızı istedi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dilekçesinde ise en yüksek cezanın da üstünde ceza talep ediliyor.” 

Yaptığımız çağrı IŞİD barbarlığına karşı yapılmış bir çağrıdır

“Biz gökten zembille inmedik. Bir geçmişimiz var ve geleceğe doğru yürüyoruz. Benim yaptığım IŞİD barbarlığına karşı yapılmış bir çağrıdır. Ortada bir suç yok, kabul etmem bunu. Öyle bir şey yok! Hangi meşru, hukuksal gerekçe ile bizi tutmaya devam ediyorsunuz? Vicdanınıza sorun; bizi niye tutuyorsunuz? Biz niye buradayız?” 

18 Ağustos 2023