Kobanî Kumpas Davası: Bu davayı sonlandırın

Önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanî Kumpas Davasının 29’uncu duruşmasının birinci oturumu, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonunda görüldü. Duruşmaya Sincan’da tutuklu bulunan siyasetçiler Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Nazmi Gür ve Günay Kubilay’ın yanı sıra diğer tutuklu siyasetçiler ile tutuksuz yargılanan Prof. Dr. Beyza Üstün ve izleyiciler de katıldı. Duruşmayı milletvekillerimiz Heval Bozdağ ve Özgül Saki de izledi. 

IŞİD’in saldırılarını önlemeye çalışıyorduk

Tutuksuz yargılanan siyasetçi Prof. Dr. Beyza Üstün yaptığı savunmaya, “İddia makamı mütalaa ile bir senaryo yazdı" diyerek başladı. "Biz neden buradayız?" diye soran Üstün, "Bunu size anlatacağım; kurgu tehlikeli bir şeydir. Gerçek olmayan kurgunun hayatları nasıl yok ettiğini anlatayım. Bu dava ve ardından açılan HDP kapatma davası halkların iradesine müdahaledir” diye konuştu. 

Üstün, savunmasında özetle şunları belirtti: 

“Ben örgütlü bir insanım ve bir iradem var. Kimse bize diktede bulunamaz. Biz kadınlar, erkek egemen sisteme karşı mücadele ediyoruz. Biz bunu sadece siyasette değil, evimizde, partimizin içinde de yapıyoruz. Siyasetimiz gereği talimat almayız. Bu siyasi komplo, çok ürkütücü. Bu sadece bizim ile ilgili olmayacak, Türkiye siyasetine de etkisi olacak. Eğer bu bir karara dönüşürse, HDP kriminalize edilecek. Bu davaya delil olarak gösterilen dayanışma tweeti var. Dayanışma ile şiddete çağrı arasında ciddi fark vardır. Biz İŞİD saldırılarını önlemeye çalışıyorduk

HDP’nin attığı twitinin azmettirme ile ilgisi yok
 
6 Ekim’de bir şey olmadı. İktidar süreci yönetemedi ve 7 Ekim’de ölümler yaşanmaya başladı. Savcı bey sadece 37 kişiyi dosyaya almış. Bunun nedenini bilmiyoruz. Bir gün öğreniriz belki. HDP’nin attığı tweetin azmettirme ile bir ilgisi yok. AKP ve ve MHP’li siyasetçilerin HDP’li siyasetçilere yönelik söylemlerinin ardından Demirtaş’a ilişkin “idam” sloganları atıldı. Bu sloganlar ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadeleri dosyaya alınmalıdır. Devlet destekli organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in Barış Akademisyenlerine dönük “Oluk oluk kanlarını akıtacağız” sözleridir azmettirmektir. Bu söylemler, geri alamayacağımız sonuçlar yaratır. Bunlardan biri Deniz Poyraz’dır.  

Bu ülkeye demokrasi gelsin diye çabalıyoruz 
 
Biz HDP olarak savaşı önlemek için çabalıyoruz. Ben ve arkadaşlarım halklara silah doğrultulduğunda ‘bu suça ortak olmayacağız’ dedik. Yıllarca bu ülkede sorumluluk aldık. Ülkemizde savaş istemediğimizi söyledik. Siyasi iktidar da ‘Öyle mi? Benim kararlarıma mı karşı çıkıyorsunuz?’ dedi. Savaşı değil, savaşı önlemek için barışı istiyoruz. Eşit ve özgür yaşam için bir aradayız. Hepimiz farklı farklı düzlemden geliyoruz. Hepimiz farklı deneyimlerden geliyoruz ancak birlikte karar veriyoruz. Amacımız sadece barışın yaşanmasıdır. Kürt halkının sorunlarının demokratik olarak çözümü, kadınlara, çocuklara olan şiddet ve istismarı engellemek, işçilerin güvencesizliğine karşı haklarının kazanmasını savunuyoruz. Biz katliamlara karşı siyaset yapıyoruz. Bu ülkeye demokrasi gelsin diye çabalıyoruz. Burada verilecek herhangi bir karar yaşama son derece etkide bulunacak.

Katliamları önlemeye çalıştık
 
Biz HDP olarak halklar ile birlikte katliamları önlemeye çalıştık ancak başaramadık. Çünkü hala çocuklar ölüyor. Bu katliamları yapanlar ise tatil yapıyor. Halkların, çocukların, kadınların ölmediği ve özgür bir ortamda yaşadığı bir ortamda yaşamak istiyoruz. Barışı, insanca yaşam hakkını, Kürt sorunun demokratik çözümünü esas aldığı için HDP’de buluştuk. Meclis’te hem feministler vardır hem de Kürt Özgürlük Hareketi’nden gelenler vardır. Ekolojik mücadeleyi sürdürürken Marksist, eko-sosyalistler, eko-feministler de var. Biz son derece çoğulcuyuz. Yıllarca mücadele edenler olarak ortaklaşıyoruz, birlikte hareket ediyoruz. Ancak bize talimat verildiğini söyleniyor. Biz birbirimize talimat veremiyoruz. Başkası nasıl talimat verecek.

Akbelen’de ormanlar katledilirken sessiz kalamazdık 

Hasankeyf’ten tutun Karadeniz’e kadar ekolojik perspektifte, yaşamı korumak için mücadele edenlerin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Akbelen’de ormanlar kömür için katlediliyor. Oradaki termik santrallerin kömür ihtiyacı için yapılıyor. Ormanlar doğal barajlardır, doğal arıtım sistemidir. Üzerinden ne kadar kirlilik varsa yutar ve oksijen verir. Demek ki artık daha az oksijen alacağız. Biz bunu görürken, sessiz kalamazdık.

Bu davayı sonlandırın

Demokrasiyi güçlendirmek hepimizin sorumluluğudur. Doğayı, bir arada eşit ve özgür yaşamı koruma konusunda kararlıyım. Kapitalizm ve patriyarkaya karşı siyaset yaparken, özgürlüğümüzü elimizden almak ile tehdit etmeyin. HDP’nin politikalarını ortadan kaldırmak için siyasi iktidarın yaptığı saldırıları meşrulaştırmayın. Vereceğiniz karar sadece ben ve siyasetçiler ile ilgili olmayacak. Kararınız aynı zamanda sizin geleceğiniz ile ilgili olacak. Hukukun ve bilimin ilkelerine aykırı olan bu davayı sonlandırın.

Mahkeme heyeti, avukatların beyanlarının ardından duruşmayı yarına erteledi. 

14 Ağustos 2023