Kobanî Kumpas Davası: Bu ülkede sistem değişikliği istemek suç mudur?

Kobanî Kumpas Davasının görülmesine verilen öğle arasından sonra devam edildi. 

Oturumda ilk sözü alan Ayla Akat Ata, İran’da Jîna Mahsa Amini’nin ölümünden sonra başlayan eylemlere değindi.

“Saçlarını kesen, başörtüsünü yakan bütün kadınları selamlıyoruz” diyen Akat Ata, “Biz de bu katı yönetime karşı sembol olarak hedef halindeyiz. Bugün bu salona baktığımızda erkek arkadaşlarımızın sayısına bakın, kadın sayısına bakın. Türkiye’de birileri düğmeye basıyor, olaylar yaşanıyor. O olayların sorumluluğu Kürt Kadın Hareketinin üzerine atılıyor. Biz de bu zulmün birebir tarafı olarak İran’da değil ama Türkiye’de yargılanan kadınlarız” dedi. Davadaki telefon tapelerinin yanlış şekilde dosyaya eklendiğini belirten Akat, şöyle devam etti: “Biz burada size ifade ediyoruz ama siz bizi dinlemiyorsunuz. Siz bizi dinlememeye devam edin. Bu size ne getirecek? Siz bu mahkemenin heyetisiniz. İnsanların vicdanlarında bugün olduğu gibi yarın da yargılanacaksınız. Bu iddianamede benim siyaset yapma hakkım illegalize ediliyor. Sözümü kuracağım dedim kurdum ama sözümü dinlemiyorsunuz. Siz bizi kararlarınızla yargılıyorsunuz.”

"Bizi 6-8 Ekim suçlusu olarak bulamayacaksınız"

Anayasal vatandaşlığın hak olduğunu dile getiren Akat Ata, “Statü talebimiz var. Yine söylüyorum statü talebimiz var. Statü verildikten sonra çözülen onca sorunu gördüm. Biz çözüm önermeyecek miyiz? Tek çözüm, duyulan silah sesleri mi olacak?” dedi. Akat Akat, bunları önerdikleri için kendilerine ‘terörist’ denildiğini ifade ederek, “Gültan Kışanak, ‘Gelsinler buraya hesaplaşalım’ dedi. Evet, gelsinler neden yargıyı araya koyuyorlar? Bu ülkede sistem değişikliği istemek suç mudur? Sistemin değişmesini istemek anayasal haktır. Bu dosyanın sanıkları biz değiliz; bütün itirafçıları getirip dinleyin ama bizi 6-8 Ekim suçlusu olarak bulamayacaksınız. Ben demokratik bir sistem arayışında olan bir Kürt kadınıyım. Benim için bu dava politik bir davadır” diye konuştu.

"TJA konferansı bize güç verdi"

Akat Ata’dan sonra önceki dönem MYK Üyemiz Dilek Yağlı konuştu. Yağlı, davadaki CD’leri incelemek için kendilerine yeterli süre verilmediğini kaydederek, “Talebim iki haftalık aramızda bizi mesai saatleri dışında çıkarmalarına dair yazı yazılmasıdır” dedi.

Yağlı’dan sonra Sebahat Tuncel konuştu. TJA’nın Batman konferansını selamlayan Tuncel, “Zindanda da olsak arkadaşlarımızın konferansı bize büyük bir güç verdi” dedi. Tuncel, Jîna Mahsa Amini’nin öldürülmesine değindiği konuşmasının devamında, “Kadınlara yönelik katliam politiktir, kadınlara yönelik devlet şiddetinin farkındayız. Jîne Mahsa Amini’ye yönelik ve Türkiye’deki kadınlara yönelik şiddet aynıdır” ifadelerini kullandı. Bütün dünyanın İran’ı kınadığını ancak Türkiye’den bir kınama gelmediğine dikkat çeken Tuncel, “İstanbul Sözleşmesini kaldıran bir ülke kınayabilir mi, kınamaz.” dedi.

"Barış projesi hayatın kendisidir"

Kürt meselesinin sadece Kürtlerin sorunu olmadığını, bu gerçek çerçevesinde barış projesini hayata geçirmeye çalıştıklarını belirten Tuncel, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bu barış projesi hayatın kendisidir. Türkiye seçimlere gidiyor, konuşulan temel konu ekonomi kriz. Bunun nedeni Kürt sorunu. Türkiye çünkü parasını silahlara veriyor. Barış meselesinin Türkiye’deki özgürlüklerle çok alakası var. Hele de kadınlarla çok alakası var. Kadınlar savaşın en katmerlisini yaşıyor. Bir dönem Meclis kürsüsünde olan kadınları siz burada yargılıyorsunuz.”

26 Eylül 2022