Kobanî Kumpas Davası: Bu ülkedeki hakimler, savcılar suç işliyor

Kobanî Kumpas Davası’nın 15'inci duruşması dördüncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsünde etti. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına Milletvekillerimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kemal Pekgöz, Züleyha Gülüm, Filiz Kerestecioğlu ve Şevin Coşkun, Kadın Meclisi Sözcümüz Ayşe Acar Başaran, Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatları ile çok sayıda izleyici katıldı. Sincan Cezaevinde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. 

Sanığın ifadesinde Gültan Kışanak’a ilişkin bir beyan yok

Mahkeme tanık Gül Tanrıverdi'nin dinlenmesiyle başladı. Tanığın dinlenmesine yönelik söz alan Avukat Kenan Maçoğlu, “Siz bu tanığa sadece üzerine ifade verdiği Gültan Kışanak’a ilgili sorular sorabilirsiniz. Daha önceki tanıklara beyanları dışında sorular sordunuz. Buna yönelik sorabilirsiniz” dedi. 

Ardından son alan Avukat Çiğdem Kozan, “Tanığa iddianameyi özetleyebilirsiniz ama sadece birleşen dosya iddianamesini özetleyebilirsiniz. Burada tüm müvekkillerimizin isimlerini tek tek saymanız usule uygun değildir. Diğer müvekkillerin fotoğraflarını göstererek teşhis yaptıramazsınız” diye konuştu. 

Heyet, avukatların itirazlarını reddederek tanığa diğer siyasetçilerin fotoğraflarının gösterilmesine ve dava hakkında bilgi verilmesine karar verdi. Daha sonra tanığın ifadesi alındı. 

Tanık Tanrıverdi, “Aradan üç yıl geçti. Ağrı Terörle Mücadelede verdiğim ifadeyi tekrar ediyorum. İsmini verdiğiniz örgüt üyelerine ilişkin ifadelerimi tekrar ediyorum. Örgüt üyelerini tanıyorum, sonuçta 2010’dan 2019’a kadar örgüt üyesiydim. 2019’da teslim olduğumda ifade verdim. Gültan Kışanak’ı orada görmedim” diye konuştu. Tanrıverdi, “Emine Ayna’yı Kandil’de görmedim ama Çözüm Sürecinde geldiğine dair söylentiler duydum” ifadelerini kullanarak yargılanan siyasetçilerin “Kobanî olaylarını büyüttüğüne ilişkin bir bilgim yok” dedi.

İfadenin ardından Ayla Ata Akat, tanığa “Tanık çok net bir şekilde ifade etti. Diğer tanıklar ‘bu siyasetçiler askeri-siyasi eğitim aldı’ dediler. Bu konuda bilginiz var mıdır, çünkü orada arşivde çalışıyordunuz?” diye sordu. Akat’ın sorusuna ilişkin tanık Tanrıverdi, “Böyle bir bilgim yok. Olsaydı bilgim olurdu çünkü kimin ne eğitim aldığı orada not ediliyor” dedi. 

Söz alan Gültan Kışanak, “İfade alırken benimle ilgili bir beyanınız var mı? Teşhis tutanağının tarihi 30 Aralık yazıyor. Siz 25 Kasım'dan 30 Aralık’a kadar mı kaldınız? Oradaki fotoğraflar Çözüm Sürecindeki fotoğraflar mı?” diye sordu. 

Tanrıverdi, “İfade vermiş olmalıyım ki buradayım çünkü başka bir ifadem yok. İkinci soruya cevap vermek istemiyorum, ben şahit olduğum olaylara ilişkin konuşmak istiyorum. Fotoğrafın hangi döneme ait olduğunu bilmiyorum, yanında kimler vardı onu da hatırlamıyorum. Sakine Cansız’la aynı cezaevinde kalması nedeniyle örgüt içinde Kışanak’ın yeri farklıdır, herkes saygı duyar. Gültan Kışanak ve örgüt üyeleri arasındaki not trafiğini bizzat görmedim. Kışanak’ın bizzat not gönderdiğini görmedim” dedi. 

Tanrıverdi’nin ifadesinde Gültan Kışanak’a ilişkin bir beyan olmadığı ortaya çıktı. Mahkeme heyeti, sorular sırasında sık sık Kışanak’ın sözünü kesti.

Mahkeme heyetinin Mesut Fırat’a “Sanıkların PKK/KCK üyesi olduğuna ilişkin bir bilginiz var mı?” sorusu üzerine Avukat Kenan Maçoğlu itiraz etti. Maçoğlu, “Sanık savunma sanığıdır. Sadece Zeki Çelik hakkında sorabilirsiniz. Diğer müvekkillere ilişkin soru soramazsınız” diye itiraz etti. Mahkeme heyeti, Maçoğlu’nun itirazını reddederek soruyu tekrar sordu. Fırat, “Benim tanıdığım tüm isimler sadece HDP’de siyasetçidir, onun dışında bir şey bilmiyorum. Böyle bir bilgim yoktur” dedi. 

Akat: Asıl sorun bu iddianamenin kabul edilmiş olmasıdır

Fırat’ın ifadesinin ardından Ayla Ata Akat, beyanlarda bulundu. Akat, ‘‘Gizli tanıklardan biri, ‘biz birlikte PKK konferansına katıldık’ diyor. Hangi konferans dediğimiz de cevap verilmiyor. Ama burada dinlenen PKK arşivinde görevli olan birisi ise görmediğini söyledi. Bugün iktidarda olanlar Çözüm Sürecinin karşısında olanlar var diye süreç değişti. Burada gelip iftira atıp bunlar örgütsel toplantılara katıldı diyorlar, kastettikleri toplantılar DTK’nın toplantılardır. O toplantıların sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Bu insanlar bu kadar iftira atıyor. Bu yargılama Türkiye’de demokratik sürecin bir kez daha yargılanmasına neden olacaksa olsun ama hukuka uygun olsun. Siz bu mahkemede neden hukuka uymuyorsunuz? Bu dosya sadece Kobanî için açıldıysa bizim neden bileşen dosyalarımız buraya eklendi? Bir deli bir kuyuya taş atar kırk akıllı çıkaramaz ya bizim dosyamızın durumu budur. Burada asıl sorun bu iddianamenin kabul edilmesidir” diye konuştu. Dosyaya HDP’li vekil olarak eklendiğini hatırlatan Akat, “Bu dosyaya eklenmemin iki nedeni vardır. Birincisi kadın mücadelesinden taviz vermeden mücadele etmem, ikincisi ise 2007’den beri aktif siyasetin içinde olmamdır. Siyasi hayatımda verdiğim mücadelelerden biri cımbızlanarak alınıyor ve bunun üzerinden gidiliyor. Cımbızlanan ne; Sayın Öcalan’ın özgürlüğü konusundaki çalışmalarım. Ben sorunların demokratik süreçlerle çözüldüğüne inanıyorum” ifadelerini kullandı.  

Tuncel: Burada sivil bir yargılama yok, tecrit altındayız

Akat’ın ardından söz alan Sebahat Tuncel ise şunları söyledi:

“Biz mahkemenin başından beri söyledik. Burada sivil bir yargılama olmadığını söyledik. Etrafımıza bakınca görüyoruz. Burada tecrit altındayız. Yan yana bile oturmamıza izin verilmiyor. Askerlerle karşı karşıyayız. Askerlere sorunca ‘mahkeme heyeti karar verdi’ diyorlar. Siz de onların kararı diyorsunuz. Bilerek bizi tecrit altında tutuyorsunuz. Tanıkların dinlenilmesi hukuka aykırıdır. Daha sorgular bitmeden tanıkları dinlediniz. Bizim itirazlarımızı dikkate almıyorsunuz. Yaptığınız usulsüzdür, tanık dinlenmeleri geçersizdir. Kendi işlediğiniz suça bizi de ortak etmeye çalışıyorsunuz ama biz bu suça ortak olmayacağız." 

Siz bir yargılama yapmıyorsunuz, yargısız infaz yapıyorsunuz

"Bu suça ortak olmayacağız diyenlerin başına neler geldiğini gördük. Barış Akademisyenleri ihraç edildi, birçoğu yurt dışına gitti ama biz bu suça ortak olmayacağız. Tanıklar birbirini yalanladı ama siz hala dinliyorsunuz. Siz bir yargılama yapmıyorsunuz, yargısız infaz yapıyorsunuz. Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun yalan söylediği ortaya çıktı. Birçok tanık dedikoduları aktarıyor, kendilerinin gördükleri bir şey yok. Bu ülkedeki hakimler, savcılar suç işliyorlar. Biz hukuk devletinde miyiz, güvenlik devletinde miyiz? Sizin davranışlarınıza göre burası bir güvenlik devletidir. Tanıkların yalan söylediği ortadayken, siz karakollardaki ifadeleri esas alıyorsunuz. Bize düşman hukuku uyguluyorsunuz, demokratik hukuku uygulamıyorsunuz. Peki, niye bunu yapıyorsunuz? Siz bu davanın bir an önce bitirilmesini istiyorsunuz, üzerinizde siyasi baskı var. Süreci hızlandırmak istiyorsunuz ama bir yöntem krizi olduğu için dosyayı uzatıyorsunuz. Yöntem sorunu var bunu her gün bu salonda görüyoruz. Bu yöntemsizliğinizden vazgeçin. Siz Cumhur İttifakı adına bir yargılama yapıyorsunuz. Buna göre yargılama yaparsanız buradan adalet çıkar mı?” 

Bu dosyada da kadın mücadelesi yargılanıyor

Tuncel, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesiyle birlikte uluslararası sözleşmelerin tehlikede olduğunu belirtti. Mahkeme heyeti Tuncel’in İstanbul Sözleşmesine ilişkin sözlerini keserek konuşmasına engel olmak istedi. Tuncel, mahkeme heyetinin davranışlarının hukuka uygun olmadığını söyledi ve “Sizden adalet beklemiyorum. Kadınların katledilmesi bu düzenin bir sonucudur. Bütün bunlar bizim sorunumuzdur. Bu dosyada da kadın mücadelesi yargılanıyor. Bu zihniyetle bu sorun çözülmez. Sürecin bittiği 2015’ten bugüne Türkiye’nin durumuna bakın. Geldiği duruma bakın, bunlar hukuksuzluğun sonucudur. Demokrasinin olmadığı ortamda her türlü çürüme vardır. Bu çürümenin nedeni demokratik siyasetin ortadan kaldırılmasıdır. Siz siyasi iktidarın temsilcisi olduğunuz için bunu size söylüyorum” dedi.

Tuncel mahkeme heyetinin gülmesine tepki gösterdi: 37 kişi hayatını kaybetmiş, bir süreç bitmiş siz gülüyorsunuz

HDP’nin demokratik sürecin işlemesi için çaba harcadığını belirten Tuncel, “HDP hala çözüm olsun diye uğraşıyor” dedi. Tuncel’in ifadelerine mahkeme heyetinin gülmesi üzerine Tuncel, “Niye gülüyorsunuz? Türkiye’nin haline mi gülüyorsunuz? Yanı başınızdaki meslektaşınız çete üyesi çıktı, Adana’daki meslektaşınız uyuşturucu satıyor. Neye gülüyorsunuz? Sizi biraz ciddiyete davet ediyorum. 37 kişi hayatını kaybetmiş, bir süreç bitmiş siz gülüyorsunuz” diye tepki gösterdi. Tuncel, tanık beyanlarını reddettiğini belirterek konuşmasını bitirdi.

Mahkeme heyeti, duruşmayı 1 Ağustos’a erteledi ve Aysel Tuğluk’un SEGBİS’le dinlenmesine karar verdi. 

29 Temmuz 2022