Kobanî Kumpas Davası devam ediyor: İktidar, varlığını HDP’nin yokluğuna bağlamış

Partimize yönelik siyasi iktidar tarafından yönetilen Kobanî Kumpas Davası’nın 3’üncü duruşması 4’üncü gününde Sincan Adliyesi’nde devam ediyor. Duruşma mahkeme heyetinin gelmesinin ardından dava dosyasına eklenen evrakların okunmasıyla başladı. Önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın ana davasının görüldüğü 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın Kobanî Davasıyla birleştirme kararı okundu. Ardından önceki dönem Parti Sözcümüz Günay Kubilay dün yarıda kalan savunmasını yapmak üzere söz aldı. 

Kubilay, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “kontrol edemediğimiz güçler var” sözlerini hatırlattı. Kubilay, Ala’nın yapmış olduğu açıklamanın, partimiz HDP tarafından olaylara ilişkin sorulan pek çok sorunun neden yanıtsız bırakıldığına ve önergelerin neden engellendiğine ışık tuttuğunu söyleyerek, “Bakan Ala’nın söylediklerine bir ‘hukuk devleti’ perspektifiyle bakıldığı zaman eğer bu davanın amacı, siyasi bir tasarrufla HDP’yi yargı yoluyla cezalandırmak değil de hakikate ulaşmak ise, o zaman mutlaka o dönemde hükümet adına siyasi sorumlular olan Başbakan Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Efkan Ala da mahkemece dinlenmelidir. Son zamanlarda sıkça ‘şeffaf devlet’ten ve ‘dürüst devlet adamlığı’ndan söz eden Ahmet Davutoğlu mutlaka konuşmalı, kol kırılıp yen içinde kalmamalıdır. Şeffaflığın tam da yeridir” dedi.

İktidar varlığını HDP’nin yokluğuna bağlamış

İddianamenin temelini oluşturan tweetin, hükümetin Kobanî’ye yönelik politikasına karşı atıldığını ifade eden Kubilay, “AİHM’in Demirtaş kararında da tescil ettiği gibi ifade özgürlüğü sınırları içinde kalan şiddet içermeyen tweetterdir. Bu nedenle gelişen bu üzücü olaylardan HDP sorumlu tutulamaz" dedi.

Açılan davada siyasi saiklerle hareket edildiğinin altını çizen Kubilay, "Neden 6 yıl sonra bu dava? Neden 6 yıl sonra HDP?” sorularını yöneltti. Kubilay, 7 Haziran seçimlerinde iktidarın aldığı yenilginin ardından gidilen 1 Kasım seçimlerini ve HDP'ye yönelik yapılan siyasi tasfiye operasyonlarını hatırlattı. HDP’nin anahtar parti rolü devam ettikçe ve iktidar bloğunun karşısında konumlandıkça ilk seçimde Saray iktidarının ve parlamento çoğunluğunun el değiştirme ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiren Kubilay’ın savunması şöyle devam etti.

“İşte bu nedenle HDP'nin şu ya da bu şekilde verili politik denklemin dışına düşürülmesi ve seçimlerde belirleyici bir politik faktör olmaktan çıkarılması amaçlanmıştır. Artık iktidarın varlığı HDP’nin yokluğuna bağlanmış durumdadır”.

Saray saltanatını sarsanların önü kesiliyor

HDP’nin hukuk dışı yollarla devre dışı bırakılmasının amaçlandığına dikkat çeken Kubilay, “Bütün bu süreçten anlaşılıyor ki bu dava, 7 Haziran 2015’in nefret duygusunun 31 Mart 2019’un siyasi intikam duygusuyla birleşip yargıya yansımış 2021 versiyonudur. Bu dava 6 buçuk yıl aradan sonra, karanlıkta kalan o olayları aydınlatmak için açılmış bir dava değildir. HDP’den kurtulmanın ve kapısına kilit vurmanın zeminini oluşturmak için açılmış bir davadır. HDP artık çok yaşamsaldır. Çünkü 19 yıl boyunca devasa bir sömürü çarkını ve sarsılmaz bir sarayı bunun üzerine inşa ettiler. Kurulmuş olan saraydaki saltanatın sarsılmasını, bu çarkın durmasını istemiyorlar. Bu çarkın önünde duran ve saray saltanatını sarsan HDP'nin önünü kesiyorlar şimdi. HDP’den sonra diğerlerine sıra gelecektir. Bu nedenle bu sorun sadece HDP’nin değil demokratik geleceği sorun eden herkesin sorunudur” dedi.

AYM’nin varlığına yönelik tehdit söz konusu

HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davaya ilişkin hazırlanan ikinci iddianameye dair de konuşan Kubilay, şunları söyledi: “İlk iddianamede 680 kişiye siyaset yasağı isteniyordu. Bu kişilerin 480’e düşürüldüğü yazılıyor. Bu 200 kişiye ne oldu da birden buharlaştı? Neden azaldı? HDP 6,5  milyon oy alan bir parti. Bunun artık emirlerle ve talimatlarla yapıldığı çok belli. İster kapatma davasına bir dayanak için açılmış olsun ya da başka saikler olsun bu davanın ölü bir teori üzerine inşa edilmiş bir siyaset mühendisliği olduğunu düşünüyorum. Ölü bir teoriyle canlı bir yaşamın yok edilemeyeceğini önümüzdeki seçimde de göreceğiz ömrümüz yeterse. Ayrıca AYM’nin varlığına da yönelmiş bir tehdit ve şantaj söz konusudur.

HDP’liler karınca gibi imece usulü çalışır ve karıncalar asla yuvasız kalmaz

Ben HDP’lilere güveniyorum. Bu HDP’liler sizin arkadaşlarınız olmamıştır ama karınca gibidirler imece usulü çalışırlar. Karıncaların düşmanı vardır. Zaman zaman karıncaların yuvasını bozarlar. Ama karıncalar yuvalarını imece usulü yeniden yaparlar ve karıncalar asla yuvasız kalmazlar.

Bizler talimatlarla yönetilen küçük dünyaların değil büyük ideallerin peşinde koşan insanlarız

İddianamede yer alan iddialara da değinen Kubilay, “Bu iddianamede talimatçı zihniyetin derin izlerini görüyorum. Bizler dünyanın gözü önünde yaşanan insanlık trajedisine karşı tutum alacak insanlarız, bunun için talimat almamıza gerek yok. Bizler talimatlarla yönetilen küçük dünyaların değil büyük ideallerin peşinde koşan insanlarız. Böyle iddiaların HDP’nin meşruiyetine gölge düşürmek için yapıldığını biliyor ve reddediyorum. Benim bütün insanlığı talimatlardan da talimatçılardan da kurtaracak eşitlikçi ve özgürlükçü sosyalist bir dünya görüşüm var. Siyasal bilincim ve özgür iradem var. Talimatlı siyaseti sosyalist kimliğime ve kişiliğime hakaret sayıyor ve reddediyorum” dedi.

HDP’nin talimatla yönetilen başka partilerle karıştırıldığına dikkati çeken Kubilay, “Bu noktada size HDP farkını anlatmak isterim. HDP bu toprakların rengini, tadını ve tozunu kendine katmış özgün bir partidir. Ben soruşturma savcısına ‘öküz altında buzağı arıyorsunuz, öküzün altında buzağı olmaz’ diyorum o da ‘olur’ diyor. ‘Olursa göster’ diyorum ‘yok ben göstermem siz olmadığını gösterin’ diyor. Hukuk bu hale mi geldi Türkiye’de?. İddiada bulunan kimse iddiasını kanıtlamak zorundadır. Eğer bunu yapmıyorsa hukukta tuz kokmuş demektir” diye konuştu.

Kobanî Davası kapsamında 25 Eylül 2020’de gözaltına alındığı sırada evinde yapılan polis aramasında suç delili olarak iddianameye eklenen materyallerden de bahseden Kubilay, “Tüm bu gelişmelere rağmen, çıkmayan candan umut kesilmez. Hukuk devleti hala retorikten ibaret değilse hukuktan ve hakikatten yana bir karar vermenizi bekliyorum” dedi.

Kubilay’ın savunmasının ardından duruşmaya 14:00’e kadar ara verildi.

17 Haziran 2021