Kobanî Kumpas Davası: Figen Yüksekdağ: Kirli savaşa demokratik zaferlerle karşılık vereceğiz!

Kobanî Kumpas Davasının 14’üncü duruşması verilen bir günlük aranın ardından 3’üncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsünde görülmeye devam etti. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına tutuklu siyasetçilerin aileleri ile çok sayıda avukat katıldı. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. 

Duruşmada müşteki Onur Bal dinlendi. Bal, Kürt siyasetçilerden şikayetçi olmadığını söyledi. 

Kadınlar erkek egemen sistemi parçalamak istiyor 

Duruşmada tutuklu siyasetçi Ayla Akat Ata söz aldı: 

“Düzenlediğimiz etkinliklerin herhangi birinin illegalize edilmesi mümkün değildir. Ülkenin doğusundaki kadınlar eşitlik istediğinde ‘ülkeyi parçalıyorlar’, ülkenin batısındaki kadınlar eşitlik istediğinde ise ‘aileyi parçalıyorlar.’ Kadınlar bir şeyi parçalamak istiyor evet, erkek egemen sistemi. Silahın sesinin duyulduğu yerde kadınların sesi ilk bastırılan yer olur. Biz kadınlar haklarımız için, kadına karşı şiddet için sokağa çıkarız. Bizim için bir yıl da 8 Mart’tır. Her gün sokaktaydık, her gün emek harcıyorduk ama erkeklerle birlikte çalıştığımızda görünür olamıyorduk. Bu nedenler kadın çalışmalarımızı özgün hale getirdik. Bizim toplantılarımıza erkeklerin katılması mümkün değil. Gizli tanık diyor ki ‘şurda şu toplantı yapıldı.’ Siz bizim söylediğimize itibar etmiyorsunuz, itirafçının söylemlerine itibar ediyorsunuz. 

Sisteme karşı örgütlendiğimiz için sistemin hedefi oluyoruz 

Bu sistemin karşısında örgütleniyoruz ve bu nedenle de kadınlar olarak sistemin hedefi haline geliyoruz ama mahkemeniz bir hakemdir. Biz Kürt kadını olduğumuz için ayrımcılığa uğruyoruz. Bu konuların yargıya gelmesini Türkiye’nin demokrasisi için iyi bir şey olarak görüyorum. İktidarda kalmak isteyen güçler ellerini kollarını gayri meşru ortaklarına kaptırdılar. Daha geçen gün Cumhurbaşkanı, bir cemaat liderinin cenazesine katıldı. Kadınlar peçeli gezsin diyen bir cemaat lideri. Herkes bu ülkede şiddete başvurmama yoluyla fikirlerini ifade edebilir ama ben bir Kürt kadını olarak özgürlük istediğim için neden terörist oluyorum. Biz eşit ve özgür bir yaşam iddiamızı ortaya koyduğumuz için burada yargılanıyoruz. 

Bunlar kadrolu itirafçıdır 

Biz kadınlar eşitlik mücadelesi veriyoruz ama Kürdistan’da yaşayan kadınlar olarak barış kaygımız var. 17 bin faili meçhul cinayeti biz yaşadık. Her gün evimizin üzerinden F-16’lar alçak uçuş yapıyordu, hala yapıyor. Biz savaş ortamında büyüdük. Savaş karşıtı olmak nerede suç? Bu ülkede savaş istemek suç değil, o noktaya geldik. Dağa insanlar neden çıkıyor? Bunu düşünsünler. Eğitim hakkımız elimizden alındığında ya da sevdiğimiz elimizden alındığında bunun şiddet olduğunu bilmiyorduk yıllarca ama öğrendik. Boşanmak istediği için kadınların öldürüldüğü bir ülkedeyiz. Ayda 30 kadın katlediliyor. Savaştan kaynaklı ölüm tablosu ve kadınların ölüm tablosu çıkarılsın. Savaşa ayrılan bütçe ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ayrılan bütçeye bakın. Vatan bölünüyor diye kadınları kriminalize edeceksiniz, kadınları da hiç görmeyeceksiniz. Şimdi de bir erkek itirafçıya ‘kalk gel’ diyorsunuz. Bize ‘kadrolu örgüt üyesi’ diyor. Asıl bunlar ‘kadrolu itirafçıdır.’ Yüz kere ifade vermiş. Bu nasıl bir illegal örgüttür ki bir kişi herkesi tanıyor. Herkes hakkında fikir sahibi olabiliyor. Nerede illegal örgüt gizliliği?” 

Daha sonra söz alan Önceki dönem Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, tanık ve müşteki beyanlarına ilişkin konuştu. 

“Gerçek anlamda mantığa dayanması için tanığın tanık olması gerekir. Dün dinlenen tanık nöbetçi bir iftiracı. İfade verirken bir önceki verdiği ifadeyi yalanladı. Dün dinlerken dayanamadım güldüm. Trajikomikti. Gizli tanıklık olayıyla asla barışabileceğimizi düşünmüyorum. Siz bu insanlık dışı mekanizmayı devam ettiriyor olabilirsiniz ama insanlık bu mekanizmayı kusacak. Tanıklık yaşayan bir mekanizmadır. Hukuk bu kadar ahlaktan koparsa işte karşımıza tanık diye robotları çıkarırlar ve onların söyledikleri üzerinden davalar devam eder. Dün bu pespayeliği o kadar açık bir biçimde yaşadık ki artık gülüyoruz. Karşımızdaki varlığa kızamıyoruz bile. 

Düşmanıma bile böyle sistem dayatmam 

Bu memleketin delisi bile bu manzaralara inanmazken siz bizim itibar etmemizi bekliyorsunuz ama biz sizin açtığınız çukura düşmeyeceğiz. Bir insan bu kadar insanlıktan çıkarılmaz. Bana iftira atanlara da üzülüyorum. Gerçek bir hukuk düzeni kurduğumuzda bunları tarihin çöplüğüne götüreceğiz. İnsanları bu yollarla kendi paçasını kurtarmaya zorlamak bu ülkeye en büyük kötülüktür. Ben düşmanıma bile böyle bir sistemi dayatmam.

Kendi pespaye zihniyetlerinde boğulacaklar 

En azından biraz daha örgütlenmiş tanıklar getirin de işi ciddiye aldığınızı anlayalım. Tanığın yalanları deşifre oldu. Siz ‘neden yalan söylüyorsunuz’ bile diyemediniz. Avukatımız yalan beyanın cezasını hatırlattı, siz avukatı susturdunuz. O kafasız tanığın kafası karıştı, kendi ifadelerini karıştırdı. Seviyesizlik olur ama bu kadar olmaz. Bir taraftan da yazık günah. HDP’ye karşı, meşru demokratik kimliğine karşı çok kirli bir siyaset yürütülüyor. Bütün savaşlar mertçe olsaydı biz yendiğimizi de yenildiğimizi de bilirdik. Bugün de bu mahkeme yoluyla halkların demokratik iradesine karşı kirli bir savaş yürütülüyor ama biz bu kirli savaşa demokratik zaferlerle karşılık vereceğiz. Kendi pespaye zihniyetlerinde boğulacaklar. 

Duruşmaya verilen öğlen arasından sonra gizli tanık Hermes’e sorular yöneltildi. 

Kobanî protestolarının sorulduğu gizli tanık Hermes, Ayla Akat Ata da dahil olmak üzere birçok siyasetçi hakkında soyut beyanlarda bulunurken, mahkeme başkanına “Ne anlatmamı istiyorsunuz? Sanıklar hakkında teker teker ifade mi vermemi istiyorsunuz yoksa PKK-KCK hakkında genel bir ifade vermemi istiyorsunuz” sorularını sorarak mahkeme başkanından açıkça ifadesini yönlendirmesini istedi. 

Mahkeme başkanının, tanığa ifadesinin kapsamı dışındaki kişilere yönelik sorular sormaya başlaması üzerine avukat Kenan Maçoğlu, duruma itiraz etti ancak mahkeme başkanı itirazı reddetti.  

İfadesinde Günay Kubilay, Mesut Bağcık ve Pervin Oduncu’yu tanıdığını söyleyen gizli tanık Hermes, salonda yer alan Kubilay, Bağcık ve Oduncu’yu teşhis edemedi, mahkeme başkanının ifadesini hatırlatması ve siyasetçilerin isimlerini söylemesi sonrası ise “bir daha bakayım. Şimdi tanıdım” dedi.  

Oluç’a tanıklık teklifi 

Ara verildiği sırada mahkeme başkanı, duruşmayı izlemek için katılan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç’a “HDP Twitter hesabında siz de paylaşımlar yapıyormuşsunuz. Dosyada tanık olarak yer almak ister misiniz” diye sordu. Mahkeme başkanının bu sorusuna salonda yer alan siyasetçiler ve avukatlar yoğun tepki gösterirken, Oluç “tanık” olmayı kabul etmedi. 

Gizli tanığın açıklamalarına ilişkin söz alan Ayla Akat Ata, şunları söyledi:

“Kürt sorunun demokratik çözümünün yanında Kürt kadınları, kadın özgürlüğü perspektifini de önüne koymuştur. Tüm kadınların ortak bir sesi olsun diye biz KJA’nın altında toplandık. Sonrasında ben cezaevindeyken KJA yerine TJA kuruldu. Kadın özgürlük mücadelesi bir savcının yarım aklıyla yazacağı iddianameyle ele alınamaz. Bizim bir farkımız var. Kürt sorununun demokratik çözümünü dert edinen kadınlarız. Yanımızdaki erkeği de dönüştürme projemiz var. Akat Ata burada diye Kürt kadınları duruyor mu? Her gün eylem yapıyorlar” diye konuştu.

Duruşma 4 Temmuz Pazartesi günü devam edecek.

1 Temmuz 2022