Kobanî Kumpas Davası için ortak çağrı: Sessiz kalırsak sıra hepimize gelir

Önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, MYK üyelerimiz ve yöneticilerimizin de aralarında bulunduğu 108 kişi hakkında açılan Kobanî Kumpas Davası, Sincan Cezaevi Kampüsünde görülüyor. Davayı Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan ve milletvekillerimiz ile EMEP, EHP, TKP, KESK ve bazı STK'lardan temsilcilerin de aralarında olduğu çok sayıda kişi takip ediyor. 

Duruşma öncesi cezaevi önünde açıklama yapan Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, şunları söyledi:

Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bugün Kobanî Kumpas Davasının bir celsesini daha izlemek üzere kurum temsilcisi arkadaşlarımız, milletvekillerimiz ve halkımız ile birlikte buradayız. 

Buldan: Kürt düşmanlığı ile kurulan bu kumpas davasının iddianamesi Saray'da hazırlandı

Kobanî Kumpas Davasının hangi saiklerle yapıldığını geçmişte hep söyledik. Siyasi gerekçelerle oluşturulan bir iddianameyle bugün Kürt siyasi tarihinin önemli aktörlerinin yargılandığı bir dönemi yaşıyoruz. Yargılananlar bu ülkenin demokrasisi, barışı, eşitliği ve özgürlüğü için mücadele eden arkadaşlarımız. Bu ülkeyi yönetenler Kürt düşmanlığıyla ve Kürtleri siyasi arenadan tasfiye etmek amacıyla bu tür kumpas davalarını önüne koydu. Bu davanın bir kumpas davası olduğunu biliyoruz ve iddianamesinin Saray'da hazırladığını da biliyoruz. Cumhurbaşkanı ve onun küçük ortağı olan MHP Genel Başkanının isteği üzerine hazırlanan bu iddianamenin ne kadar boş ve yersiz olduğunu arkadaşlarımız tek tek ortaya çıkardılar. Arkadaşlarımız bu ülkenin hem cumhurbaşkanını hem yargısını hem adaletini yargılamaya çalıştılar. Bu kumpas davasıyla sonuç elde etmeye çalışan bir zihniyet var ortada. Evet, bu ülkeyi yönetenlerin bu kumpas davasının sonucuyla HDP Kapatma Davası arasında bir bağ kuracaklarını da çok iyi biliyoruz. 

Türkiye’nin siyasi tarihine kara bir leke sürdüler

2014 yılında yaşanmış süreçle ilgili 2016’da bu ülkenin cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın meseleyi seçim kampanyası malzemesi haline getirmesi aslında bu günlerin yaşanmasının habercisiydi. Üzerinden tam 6 yıl geçtikten sonra yani 2022 yılında bu davanın açılmasıyla işte Türkiye’nin siyasi tarihine kara bir leke sürdüler. 

İktidar varlığını sürdürmek için bu kumpas davalarını sürdürüyor

O günden bugüne kadar bu meselenin bir siyasi mesele haline getirilmesinin büyük bir amacı var. Bu ülkeyi yönetenler bir kez daha kendi koltuklarında oturmak ve iktidarlarını sürdürebilmek için Kobanî Kumpas Davasını malzeme yapmayı sürdürecekler. Ancak şunu ifade etmek isterim ki, bu yargılama başladığı günden beri yargılanan her bir arkadaşımız bu ülkenin zihniyetini, bu ülkenin yönetimini, bu ülkede Kürt düşmanlığı ve kadın düşmanlığı yapanları yargılıyor. Gerçekleri tek tek ortaya koymalarına rağmen hiçbir gerekçeleri, sundukları hiçbir iddiaları yazık ki mahkeme tarafından kabul edilmiyor. Adil bir yargılama yapılmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Çünkü talimat Saray'dan alınıyor, çünkü bizzat Cumhurbaşkanından ve onun küçük ortağı olan MHP Genel Başkanından alınıyor. Böylesi adil olmayan yargılama sürecinde elbette bizler davayı sonuna kadar sahipleneceğiz, sonuna kadar arkadaşlarımızın yanında olacağız ve peşini bırakmayacağız. 

Yeni kumpaslara giriştiler ancak bunların tamamı beyhudedir

Şimdi kumpas davası ellerine ayaklarına dolandığı için yeni yeni kumpaslar başlatma peşindeler. İkinci bir dalgayla yeni bir süreci başlatıp, farklı arkadaşlarımızı da gözaltına alıp yeni bir tutuklama süreci başlattılar. Ancak bütün bunlar beyhude çabalardır. Bu dava düştü, düşecek. Bu dava onların ellerine ayaklarına dolandı, dolaşmaya da devam edecek. Ellerinde hiçbir gerekçe, somut delil olmadığı için yeni yeni kumpaslar ve ikinci dalgalar yaratmaya çalışsalar da bu davanın düştüğünü ve düşeceğini belirtmek isterim. Burada bulunan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımızla birlikte süreci takip etmeye devam edeceğiz. Teşekkür ediyorum. 

EMEP: Kobanî Davası ve Gezi kararları faşizme giden yola döşenen taşlardır

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan: Kobanî Davası adı altında yürütülen bu yargılama, başından itibaren siyasi bir yargılama sürecidir. AKP’nin içerideki baskı politikaları ve Kürt halkının taleplerini yok sayma politikaları ile yayılmacı ve yeni Osmanlıcı dış politikaları doğrudan ilişkilidir. Bugün fotoğrafın bütününü görmek açısından baktığımızda; Kobanî Davası, Kavala kararları, Demirtaş kararı, Figen Yüksekdağ’ın yargılanması, HDP’nin kapatılma süreci, Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararlar ve en son Gezi kararı bu siyasi iktidarın faşist bir rejim olarak siyasi rejimi tahkim etme politikalarının bir parçasıdır. Rejim açısından faşizme giden yollara döşenen taşlardır. Yargı sürecinin işletilmesi dahil Türkiye’nin gerçek demokrasiyle, hak ve özgürlüklerle donanmış demokratik siyasi bir rejime ihtiyacı vardır. Demokrasiyi kazanacağımıza inanıyoruz. Buna umudumuz ve gücümüz var. Bu kumpas davalarını boşa çıkaracak olan da mücadelemizdir. 

EHP: Kumpas davaları bu iktidara kaybettirecek

EHP’den Sanem Deniz Kural: Bugün burada yargılanan gerek Kürt halkı gerek de mücadele eden tüm kesimlere karşı baskıcı ve otoriter rejimin inşasına yönelik bir çaba olduğunu düşünüyoruz. Mücadele ile bu davaların, bu çabaların boşa düştüğünü, kumpas davalarının da hiçbir sonuca yol açamayacağını, seçime giden bu süreçte bu antidemokratik uygulamaların AKP’nin ayağına dolanacağını ve kaybedeceklerini biliyoruz. HDP’li dostlarımız yalnız değildir. Bu davayı izlemeyi sonuna kadar sürdüreceğiz. 

KESK: IŞİD barbarlarına karşı yapılan çağrı nedeniyle HDP yargılanacaksa hepimizin yargılanması lazım

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik: Uzun süreden beri yürütülen Kobanî Kumpas Davasındaki asıl niyet açığa çıkmıştır. Bunun üzerinden HDP’ye açılan kapatma davası ve yine demokratik siyasete yönelik baskı politikaları, Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi ve 20 Temmuz’da AKP’nin ilan etmiş olduğu OHAL ve KHK rejimi ile evrildiğimiz bir anayasasızlık sürecini, açık bir faşizm sürecini ifade ediyor. O günlerde barbar IŞİD’in hem Kobanî'de hem de Türkiye’de emek meslek güçlerine, demokrasi güçlerine, barış isteyenlere yönelik katliamları ve saldırıları oldu. HDP’nin o dönemde toplumsal kesimlere duyarlılık çağrısı yaptığı bir tweet üzerinden açılan bu dava, hem Anayasaya hem de uluslararası hukuka aykırıdır. O dönemde biz de KESK olarak emekten yana, barıştan yana olan kesimlere IŞİD barbarlarını durdurmaya yönelik benzer çağrılar yaptık. O dönemde hizmet üretmeyerek barıştan yana tutumumuzu ifade ettik. Bir yargılama olacaksa hepimizin yargılanması gerekiyor. Bugünkü kumpas davası Türkiye demokrasisine vurulmuş en büyük darbedir. Biz buna sessiz kalırsak, ki Gezi kararları, sol sosyalistlere verilen cezalar açısından baktığımızda, sustukça sıra hepimize geliyor. 

TKP: Hukuksuzluklara karşı HDP’nin yanındayız

TKP’den Ali Ufuk Arıkan: AKP iktidarı kurulduğu günden bu yana türlü kumpas davalarıyla ülkenin direncini teslim almaya çalıştı. Her dönemde iktidar hukuksuzluklar üzerine iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştı. Gezi kararı ve bu davadaki hukuksuzluklar, komik gerekçeler bu iktidarın nasıl hareket ettiğini gösteriyor. Biz boyun eğmeyenlerin mücadelesine inanıyoruz. TKP olarak HDP’nin yanındayız. Kapatma davasının kaldıracı olarak kullanılacak bu davadaki komediyi ifşa etmenin ve bununla mücadelenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Dayanışmamızı dile getiriyoruz. 

TÖP: Demokratik bir ülkeyi birlikte kurabiliriz

TÖP’ten Hatice Göz: Bu dava sokakta halkı yenemeyen iktidarın, çeşitli hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve kumpaslarla halkın iradesini yenmeye çalıştığı bir davadır. Burada yendiği ölçüde faşizmi kurmak için önemli adım atmış olacaktır. O nedenle dayanışmaya ve yan yana olmaya devam edeceğiz. Demokratik bir ülkeyi hep birlikte kurabileceğimize inanıyorum. 

30 Mayıs 2022