Kobanî Kumpas Davası: İktidar, ‘sesini yükseltirsen, tutuklanırsın’ tehditleriyle bizi korkutamaz

Aralarında önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MYK üyelerimizin de bulunduğu 20’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanî Kumpas Davasının 18’nci duruşma periyodu, 4’üncü oturumuyla Sincan Cezaevi Kampüsünde görüldü. 

İddianame Cumhur İttifakının siparişiyle hazırlandı 

Kürt siyasetçi Aynur Aşan, savunmasını yapmak üzere söz aldı. Hukuk teriminin Hammurabi Kanunlarıyla toplum yaşamına girdiğini belirten Aşan, “Yasalar ortaya çıkmadan önce toplumun dokusunu oluşturan ‘doğal hukuk’ dediğimiz şey vardı. Dünyada adaletin uygulanması konusunda Türkiye bir hayli geri kalmış durumdadır. Dünyadaki adalet sistemlerine baktığımızda hiçbir ülkede Türkiye’deki gibi ağır cezalar dayatılmamıştır” dedi. “Yasalar ve kanunların da ruhu vardır” diyen Aşan, şöyle konuştu: “O ruh yargıçların vicdanıdır. Kafanızda bir soru işareti varsa bunu sanıkların lehine değerlendirmeniz gerekir. Bu hassas bir dengedir. Bu iddianame Cumhur İttifakının siparişiyle hazırlandı. İddianame hazırlandıktan ve dava açıldıktan sonra deliller toplanmaya başlandı. Yasalara aykırı olduğumuz için dava açıldı ama bu iddianameyi hazırlayanlar yasalara aykırı davranmıştır. Bunun nedeni toplumsal ve vicdani duygularının azalmasıdır. Bu davada duruşma periyotlarınızla, gizli tanıkları ve müştekileri dinleme usülünüzle, delilleri toplama yöntemlerinizle, mevcut iktidarın söylem ve isteklerine göre davrandınız. İddianame hazırlanırken bütün kamuoyu ve ulusal medyada biz ‘terörist’ ve ‘katil’ olarak tanımlandık. Masumiyet karinemiz ortadan kaldırıldı. Savcı Ahmet Altun’un iddianamesinin altını mahkeme heyetinin uygulamaları dolduruyor. Bu durum sadece adalet yönünden değil duygusal yönden de zoruma gidiyor” diye konuştu. 

İktidar ve devlet anlayışı: ‘Kürtlere ne kadar baskı uygulayabilirsem o kadar vatanseverim’ 

Mahkeme heyetine, “Bizi FETÖ yöntemleriyle yargılıyorsunuz” diyen Aşan, Türkiye’deki tüm kriz ve kaoslarda devletin Kürtlere karşı bir yönelim gösterdiğini ifade etti. Aşan, “Normalde iktidar ve devlet ayrıdır ama Türkiye’de bu durum böyle değildir. Kim iktidara gelirse kendini devlet olarak görür ve devlete bağlılığını da Kürtlere yönelik katliamlar ve baskılar ile göstermeye çalışır. Erkek ve devletin özellikleri aynıdır. Erkek de dışarıda arkadaşlarıyla oturduğu zaman kadın üzerinde ne kadar baskı uygulayabildiğini anlatarak erkekliğini ortaya koymaktadır. İktidar ve devlet anlayışı da Kürtlere ne kadar baskı uygulayabilirsem o kadar vatanseverim’ anlayışını taşır. Öyle olmasaydı Sayın Abdullah Öcalan ile İmralı sürecini başlatan bir iktidar, bu iddianameyi yargıya dayatmazdı. MHP’yi yanına çekip kendisini sevdirmek için yaptı. Bu dava AKP’nin MHP’ye bir borcudur. Ahmet Altun’un öyle yetenekleri var ki kendi gölgesi üzerinde atlayabiliyor ve somut olmayan ne varsa ortaya atıp bu kadar yüz kızartıcı suçu bizlere yüklemezdi” sözlerine yer verdi. 

İktidar, ‘sesini yükseltirsen, tutuklanırsınız’ tehditleriyle bizi korkutamaz 

38 kez ağırlaştırılmış müebbet ile yargılandıklarını hatırlatan Aşan, buna karşın dosyada hiçbir somut delilin olmadığını aktardı ve “Bu kumpas sadece bizim üzerimizde değil Türkiye halklarının geleceği üzerinde uygulanıyor” dedi. Aşan şöyle devam etti: “Türkçe’de bir söz var: Çamur at izi kalsın. Bİzim lekelenmeme hakkımız var. Onu da mahkeme koruyacak. Bizim yargılama sürecimizde siyasetçiler sürekli medyada magazinsel bir biçimde dava hakkında konuşuyorlar. Onlar bilmiyorlar mı somut delil olmadan bizi yargılayamacaklarını? Devlet Bahçeli ağzını açtığı zaman Türkiye'de bir kriz çıkmakta ve insanlar tutuklanmaktadır. Bu yaşına gelmiş ağzından bir kere iyi bir söz, barış sözü çıkmadı. İktidar bizim şahsımızda bütün muhalif kesimleri tehdit etmek istiyor. Bu yüzden yargı kurumunu kullanıyorlar. ‘HDP’li siyasetçiler, feministler ve sosyalistler tutuklandı. 38 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Sakın sesinizi yükseltmeyin, siz de tutuklanırsınız’ diye korku salıyorlar. Bu iktidarın gücü bizi korkutmaya yetmez” dedi. 

Aşan, “Çok merak ediyorum. Bu suçlarda kimi azmettirmişim? 

Kobanî olayları kapsamında kendisiyle ilgili azmettirme suçuna dair mahkeme heyetinden, somut bir delil göstermesini isteyen Aşan,  “Çok merak ediyorum. Bu suçlarda kimi azmettirmişim? Hangi şehirde, hangi saat, kime yönelik yaptım? Bir tane gösteremezsiniz. Bana bir tane örnek gösterin davanın sonuna kadar susayım. Biz burada konuşuyoruz ama bizim söylediklerimiz iğne ucu kadar bile değer görmüyor mahkeme heyeti tarafından. Madem karar verdiniz, o zaman bırakın bu işkenceyi. Bir gün siz de adalete ihtiyaç duyarsınız” şeklinde dile getirdi. 

Duruşma 31 Ekim Pazartesi günü saat 10.00’da devam edecek.

 

28 Ekim 2022