Kobanî Kumpas Davası: Kadınlar erkek egemen sistemi kabul etmediği için yargılanıyor

Önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız ile MYK üyelerimizin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî Kumpas Davasının 42’nci duruşmasının ikinci günü Sincan Cezaevi Kampüsünde görülmeye devam etti. Duruşma, Meryem Adıbelli’nin savunmasıyla başladı.

Meryem Adıbelli: Nasıl ki Kobanî halkının yanında olduysak, bugün de Filistin halkının yanındayız

Savunmasını Kürtçe yapan Adıbelli, destek amaçlı gelenlere teşekkür ederek konuşmasına başladı. İsrail’in Filistin halkı üzerinde sürdürdüğü katliamı kınayan Adıbelli, “İsrail’in Filistin’e saldırılarında çocuk ve kadınlar katlediliyor. Yani bir tarih kayboluyor. Aynı katliam Kobanî’de de yaşanıyordu. Yani bugün Gazze’de yürütülen katliam ne ise o gün de Kobanî halkı üzerinde sürdürülüyordu. Bizler o gün nasıl ki Kobanî halkının yanında olduysak, bugün de Filistin halkının yanındayız. O dönem dünya halkları nasıl ki katliama karşı ayaklandıysa bugün de Gazze için ayaklandı” dedi.

Kadınlar erkek egemen sistemi kabul etmediği için yargılanıyor

Adıbelli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ne değinerek, “Eğer biz kadınlar bugün burada ağır bir şekilde yargılanıyorsak, bunun tek sebebi karşısında mücadele ettiğimiz erkek egemen sistemin varlığıdır. Kadınlar erkek egemen sistemi kabul etmediği için yargılanıyor. Tarihte olduğu gibi bugün de kadınlar sistematik olarak katledilmektedir” ifadelerini kullandı.

Kadınlar adına o sözleri Diyanet İşleri Başkanı’na iade ediyorum

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın davaya ilişkin müdahil talebine değinen Adıbelli, şöyle devam etti: “Savcı da ‘hareketleri ve davranışları’ şeklinde ifadeler kullandı. Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu söylüyordu. Diyanet, bizlerden bahsederek bu davada yargılanan insanların sapkınlık içinde olduğunu söylüyor. Bizim, toplumun ahlakını bozduğumuzu söylüyor. Bu yüzden en ağır şekilde cezalandırılmamızı istiyorlar. Aslında dedim ya, milattan önce 2500 yıl önceki zihniyeti de aynıdır. Bugün 25 Kasım’a gitmekte olduğumuz günlerde, kadınlar adına o sözleri Diyanet İşleri Başkanı’na iade ediyorum” diye konuştu.

Türkiye’de ne kadar muhalif kesim varsa iktidarın hedefinde

Adıbelli, haklarında hazırlanan ve üç bin sayfadan fazla olan iddianamede birbiriyle alakalı olmayan belgelerin bulunduğunu aktararak, “Bu davaya gerekçe gösterilen şey, partimizin IŞİD’in katliamına karşı yaptığı demokratik bir çağrıydı. O dönem sadece partimiz değil, tüm dünyada çağrılar yapıldı. Böyle bir durumda HDP sessiz kalamazdı. Ama maalesef ne iddianamede ne de mütalaada IŞİD’e dair bir söz yer almadı. Yine bu davanın başladığı tarihten bu yana; sorumluluğu olan hiçbir devlet yetkilisi, kurumu ve kuruluşu dinlenilmedi, sorumluluklarından dolayı yargılanmadı. Yargılanmadıkları gibi HDP’den şikayetçi oldular. Tüm bunlar şunu gösteriyor; iktidar Kürtlerden ve dostlarından intikam almak istiyor. Türkiye’de ne kadar muhalif kesim varsa iktidarın hedefinde” dedi.

HDP sözde bir parti değil; ne söylüyorsa onu pratiğinde yaşatıyor

HDP’nin Türkiye’de resmi bir parti olduğunu, tüzüğünün ve amacının olduğunu kaydeden Adıbelli, “HDP yeni ve demokratik bir toplum yaratmayı hedefliyor. Bu politikalarını da zaten açık olarak ifade ediyor. Bu kadar gerçeklik ortada iken, mütalaada HDP için ‘sözde’ ifadesi kullanılmış. Bunu reddediyorum. HDP sözde bir parti değildir. HDP ne söylüyorsa onu pratiğinde de yaşatıyor. İçinde bu kadar kesimi barındıran bir parti nasıl terörist ya da sözde parti olabilir?” dedi.

Duruşma, Adıbelli’nin savunmalarıyla devam ediyor.

21 Kasım 2023