Kobanî Kumpas Davası: Katılma talebinde bulunanlar olayın asıl sorumlularıdır

Hukuksuzluğun yargıdaki adı olan Kobanî Kumpas Davası’nın 8’inci duruşması öğleden sonraki oturumuyla devam etti.

Duruşmada MYK Üyemiz Alp Altınörs konuştu. Cezaevinde arkadaşlarıyla birlikte dosyaya bilgisayar üzerinde çalıştıklarını ancak geçen hafta itibariyle bunun bir gerekçe gösterilmeden değiştirilerek tek tek çıkarılmaya başladıklarını aktaran Altınörs, bu anlamda mahkemenin bir ara karar kurarak, tekrardan arkadaşlarıyla birlikte dosyayı çalışmak üzere bilgisayar kullanılması için cezaevi yönetimine müzekkere yazmasını istedi. Altınörs, bu uygulamanın savunma hazırlıklarını zayıflattığını ve mahkemeyi geciktiren bir etken olduğunu ifade etti. 

Heyetinizi atayan kişinin MHP’li olduğu bir gerçek

MHP’nin de müşteki olma talebini görmüş olduklarının kaydeden Altınörs, “MHP bu davanın her yerinde. Bu davanın ilk gününden bugüne kadar biz hep MHP ve Devlet Bahçeli'yi gördük. Bugün de mağdur olarak kendilerini sunmaya çalışıyorlar. Şimdi Hakim ve Savcılar Kurulu Üyesi Hamit Kocabey var. Şöyle bir açıklama ile görevinden istifa etti: ‘TBMM tarafından seçilmiş olduğum görevimden Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ile yaptığımız istişare sonucunda istifa ediyorum.’ Bu kişinin MHP’li olduğunu çok rahat görebiliyoruz. MHP tarafından oraya seçilmiş bir HSK Üyesinin heyet ataması yaparken de Devlet Bahçeli ile istişare etme olasılığı neredeyse % 100'dür. Bu heyetin atanmasında makul bir şüphe vardır. ‘Siz de MHP’lisiniz’ demek istemiyorum fakat sonuç itibariyle sizin heyetinizi atayan kişinin MHP’li olduğu bir gerçektir ve mahkeme üzerinde bir zan oluşturur. Bu zannı mahkemeniz ara kararlarıyla dağıtabilir” diye belirtti. 

Bahçeli kendisinden talimat almayan her türlü kurum ve kuruluşu kapatmak istiyor 

Devlet Bahçeli’nin heyetin değiştiği günlerde bir açıklama yaptığını hatırlatan Altınörs, şunları söyledi: “Bahçeli kendisinden talimat almayan her türlü kurum ve kuruluşu kapatmak istiyor. Aynı dönemde siz yargılamayı hızlandırmaya çalışarak, adil yargılama güvencelerini ortadan kaldıran bir periyodu gündeminize aldınız. Mahkemenin üzerinde oluşturulan bu algıyı kırması benim meselem değil. Sizin bir yargı kurumu olarak adalet dağıtmanız gerekiyor. ‘Biz bir şeyler yapacağız, siz yargıya başvurun’ diyemezsiniz. Biz bunu zaten biliyoruz, bunu belirtmenize gerek yok. Denetime tabisiniz, biliyoruz ama bir mahkemenin kendisinin adalet kaynağı olması gerekir. Bu algıyı kırmak sizin elinizde.” 

Özel heyetsiniz, bir de özel periyot getiriyorsunuz 

Davanın kamuoyunun gözü önünde gerçekleştiğini ifade eden Altınörs, Bahçeli’nin “gün yüzünü haram edecek karar” sözlerini hatırlattı. Bahçeli’nin, bir daha hiç dışarı çıkmasınlar demek istediğini ifade eden Altınörs, şunları dile getirdi: “Mesela mahkemeniz neden tutuksuz yargılamayı esas almıyor, neden birden bire tahliyeler kesildi? Bugünden bütün mahkeme periyotlarının kararını alıyorsunuz. Böyle birşey olabilir mi? Deniz Gezmişlerin mahkemeleri böyle yapılmış, Nazım Hikmet’in 22 yıla mahkum edildiği dava bu şekilde yapılmış, 2. Abdülhamit döneminde Mithat Paşa'ya yapılmış. Bunların yargılama usulüdür bu. Siz zaten özel heyetsiniz, bir de özel periyot getiriyor, tutuksuz yargılamayı değil tutuklu yargılamayı esas alıyorsunuz.” 

HÜDA-PAR’ın avukatı katledilen HDP’lileri görmedi 

Ardından Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) avukatı Hasan Ece, katılma talebinde bulundu. Ece, yaşamını yitiren onlarca HDP’li ile saldırıya hedef olan HDP binalarını görmezden gelirken, sadece yaşamını yitiren HÜDA-PAR’lıları dile getirerek, zarar gören il ile ilçe binalarından bahsetti. İhmali bulunan kamu görevlilerinin de hukuk önünde yargılanmasını isteyen Ece, olaya siyasi değil hukuki açıdan baktıklarını ileri sürdü.

Hukuki ve ahlaki değil 

Partimizin önceki dönem MYK üyeleriniden İsmail Şengül söz alarak, tutukluluk gerekçelerinde dikkat çeken beyanlardan bahsetti. Önceki mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak’ın tutukluluğa dair kurduğu ara kararlarda AİHM’in Demirtaş kararının bu davayı bağlamadığını söylediğini hatırlatan Şengül, tutuksuz yargılanmaları gerektiğini ifade etti. Tanık ifadelerinin tutuklanmadan 9 ay önce dosyaya girdiği halde o dönem herhangi bir tutuklama gerçekleşmediğini ve 9 ayın ardından tutuklama gerçekleştiğini kaydeden Şengül, “Ama siz bu ifadeleri tutuk devam gerekçesi sayıyorsunuz” diye belirtti. Demokratik siyaset yaptıklarını ifade eden Şengül, “Bunun başka noktalara evrilmesi hukuki ve ahlaki değildir” dedi.

Savunma yapmamız engelleniyor  

Ardından önceki dönem PM üyelerimizden Mesut Bağcık, tutukluluğa ilişkin söz aldı. Aylardır tutuklu olup henüz savunma yapmamasına rağmen delil incelemesine girilmiş olmasına tepki gösteren Bağcık, “Olay hakkında doğrudan bilgisi olan sanık açısından, maddi gerçeği açığa çıkaracak olan beyan delilidir. CMK 147 maddesi uyarınca şüpheliye sorguya çekilmeden önce haklarının anlatılması ve hakkındaki suçlamaları öğrenmesi hakkı vardır. Bu dosyanın ortalama yüzde 10’una bakabildim şimdiye kadar. Ben sizin duruşmanız devam ederken, bir önceki tutukluluğa dair itiraz ettim. Yani tutukluluğa itiraz etmeden başka bir duruşma başlıyor. İtiraz hakkımızda ciddi problem var. Flaş belleğimin bozulduğu ve yeni bir tane almam gerektiği söylendi. Savunma yapmak istemiyor değiliz, savunma yapmamız engelleniyor” ifadelerini kullandı.

AKP’nin hukuk ve demokrasi üzerinden bize anlatacağı bir şey yok

Ardından İzmir’den SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Avukat Zeynep Sedef Özdoğan, Kobanî olaylarından 2 yıl sonra gerçekleşen darbe girişimini hatırlattı. Özdoğan, “Bu darbe kalkışmasının ilk haftasında İçişleri Bakanı Efkan Ala, Emniyet Genel Müdürlüğü ile 81 ilin emniyet müdürlüklerinin FETÖ’den görevden alındığını ve haklarında işlem başlatıldığını söyledi. Bu il emniyet müdürlerinin ve daire başkanlarının atamaları AKP’ye ait değil midir? Bunu görmezden mi geleceğiz? Bu sebeple AKP’nin hukuk ve demokrasi üzerinde bizlere anlatacağı bir şey yoktur, katılma taleplerinin reddedilmesi gerekir. Dönemin gazetelerine baktığımızda HÜDA PAR’ın katılma taleplerine ilişkin ise şunları söylemek istiyorum, PKK ve HÜDA PAR çatışması olarak veriyor. HÜDA PAR’ı devletin valisi olarak gösteriyor. HÜDA-PAR’ın katılma talebini devletin valisinin beyanlarını göz önünde bulundurarak, karara bağlamanızı istiyorum” diye belirtti. 

Firari hakimin tapeleri dosyada delil! 

İzmir’de ağır ceza davalarına baktığı dönemde hakim Serdar Ergül’ün İzmir’deki HDP binalarının dinlenmesi kararını verdiğini hatırlatan Özdoğan, İzmir’deki askeri casusluk davasının firarisi olan Ergül’ün darbe girişiminden önce yurt dışına kaçtığını hatırlattı. Firari hakimin tapelerinin dosyada delil olarak sunulmasına tepki gösteren Özdoğan, müvekkili Pervin Oduncu’nun bu delillerle suçlanamayacağını belirtti.  

Dosyadaki evrakları incelemeden nasıl savunmaya hazırlanabiliriz? 

İzmir’den duruşmaya SEGBİS ile bağlanarak söz alan Avukat Cemile Turhallı Balsak ise duruşmayı uzatmak gibi bir amaçlarının olmadığını dile getirerek, şunları söyledi: “Eğer duruşmayı uzatma gibi bir amacımız olsaydı bir hafta içinde duruşmaya 3 farklı kentten katılmazdım. Sizi katı gerçeklere davet ediyoruz. Bu rüyadan uyanın. Sebahat Tuncel’e kapatma davası kapsamında AYM tarafından tebligat yapıldı ve 1 ay içinde savunmasını yapması istendi. Bu dava devam ederken, devam eden başka bir dava var ve siz ısrarla herkesin burada hazır bulunması gerektiğini söylüyorsunuz. Her gün yeni dosyalar geliyor. Dosyadaki evrakları incelenmeden nasıl savunmaya hazırlanabiliriz?” 

Balsak, müvekkillerin cezaevinde savunmaya hazırlanırken yaşadıkları sorunları anlattı. İzmir il binamıza yapılan saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın yarın ilk duruşmasının görüleceğini hatırlatan Balsak, “‘HDP binaları neden saldırıya uğramadı?’ dedikten sonra HDP binasına bir tetikçi tarafından saldırı gerçekleştirildi ve bir kadın emekçimiz katledildi. Biz bu dava için buradayız şu anda. ‘HDP binası neden saldırıya uğramadı?’ demeniz, bu mahkemeye nasıl yaklaştığınızı ortaya koyuyor” diye konuştu. 

HDP’ye yapılan saldırı heyeti doğrudan ilgilendiriyor 

Diyarbakır’dan SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Avukat Yusuf Çakas, “Heyeti yürekten kutluyorum. Kendilerini Paris ve Fransa ile kıyasladıkları için kendilerini kutluyorum. Bu olsa olsa özgüvendir. Türkiye’de yargılamalara olan güven tamamen yok olmuştur. Heyeti ilgilendiren bir bilgiyi de vereyim. HDP Bahçelievler İlçe Örgütüne saldırı gerçekleşti. HDP’ye yapılan saldırı heyeti doğrudan ilgilendiriyor” dedi. Duruşma periyotlarına da dikkat çeken Çakas, şunları dile getirdi: “Bizleri uzaktan müdafiliğe sürükleyemezsiniz. Hukuk bunu kabul etmez. Tutuklu siyasetçiler yalnız değildir, biz onların yanındayız. Türkiye’deki cezaevleri ölüm evlerine dönüşmüş durumdadır. Müvekkilim Mesut Bağcık yakın zamanda 2 ameliyat olacak. Oluşabilecek her türlü sorumluluktan heyet sorumludur.” 

Müşteki beyanları yeni delil niteliğinde değil 

Avukat Gülşen Uzuner de katılma taleplerine dair söz aldı. Müşteki beyanlarında doğrudan bir zarar ve suçun kurulamadığını ifade eden Uzuner, “Doğrudan zarar görmemesine rağmen müştekilerin davada yer aldığını gördük. Bu bir ‘gıcık kaptık’ yargılaması. Bu nedenle suç vasfının lehe değişmesi oldukça muhtemel. Müşteki beyanları yeni delil niteliğinde değil. Katılma taleplerinin reddedilmesini talep ediyoruz” dedi. 

Gizli tanıklar Kürt siyasetçileri susturmak amacıyla kullanılıyor 

Söz alan Avukat Çiğdem Kozan, yargılama aşamasında bir düzen olmadığını ifade etti. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine vurgu yapan Kozan, katılma taleplerinin reddine karar verilmesini istedi. Gizli tanıkların Kürt siyasetçilerin susturulması amacıyla kullanıldığını belirten Kozan, şunları ifade etti: “Bu gizli tanıkların tamamı Emniyet tarafından yönlendirilen tanıklar. Müvekkil Ayla hakkında 2019’dan bu yana bir gizli tanık silsilesi var. Gizli tanık, tanık olduğu durumları ifade etmek zorunda. Müvekkilin TJA’da çalıştığını söylüyor. Bu zaten herkes tarafından bilinen bir şey. Burada yapılmak istenen kadın kurumlarının kriminalize edilmesidir. Bu şekilde kadın kurumları kriminalize edilemez. Bir IŞİD katliamı olan Kobanî’de insani yardım koridoru isteyen siyasetçiler yargılanıyor burada. Kaldı ki AİHM’in bu yönlü kararı var.” 

Tape kayıtları suç unsuru olamaz

Tape kayıtlarının suç unsuru olamayacağını ifade eden Kozan, “Tapeleri okudunuz mu çok merak ediyorum? Ama okumadınız çünkü okumuş olsaydınız tutuk devam kararına gerekçe göstermezdiniz. Kadın çalışmaları alanında birlikte faaliyet yürüttüğü bir kadın arkadaşıyla yaptığı sohbet nasıl suç unsuru olabilir? Mehmet Öcalan ile yapılan görüşme suç unsuru olarak kabul edilmiş. Meclis konuşmaları yeni geldi. Meclis’te çokça yapılan açıklamalar var ve henüz sizin de bunları inceleyebilmeniz için yeterli bir zaman geçmedi” diye belirtti. 

Katılma talebinde bulunanlar olayın asıl sorumlularıdır

Ardından konuşan Avukat Maviş Aydın, “Yarın Deniz Poyraz duruşması var. 14 Ocak’ta duruşmayı sürdürmeyi düşünüyorsanız, Konya davası var orada olacağız. Ona göre duruşma periyodu ayarlamanızı istiyoruz. Duruşma zabıtları ve SEGBİS kayıt tutanaklarının gecikmeksizin bize ve müvekkillerimize iletilmesini istiyoruz. Bundan sonraki tüm duruşmalarda tercümanın hazır bulunmasını istiyoruz. Talimatla dinlediğiniz tüm müştekilerin burada dinlenmesini istiyoruz ve soru sorma hakkımızı kullanmak istiyoruz. Talimatla dinlediğiniz tüm müştekilerin talimatını iptal etmenizi istiyoruz. Bize okusanız dahi biz onlara soru sormak isteyeceğiz. Katılma talebinde bulunanlar olayın asıl sorumlularıdır. Katılma taleplerinin reddini talep ediyorum. Gizli tanık beyanlarının sadece savcı ve katibi tarafından alınabilir ama buradaki gizli tanık beyanlarının Ankara TEM tarafından alındığını biliyoruz” dedi.  

Bu özgürlük ve rehin halini artık sonlandırmak gerekiyor 

Aydın’ın ardından konuşan Avukat Özgür Erol, şunları dile getirdi: “Bu davanın asıl meselesi burada tutuklu yargılanan siyasetçilerin özgürlüklerinden yoksun olmasıdır. Cezaevlerinde savunma hazırlamaları bir sorun. Bu özgürlük ihlali ve rehin halini artık sonlandırmak gerekiyor. Arkadaşlarımızın özgürlüklerini verin, sonra biz sizinle davayı nasıl sürdüreceğimizi tartışalım. Zaman onların özgürlüğünden akıp gidiyor. Bir mekanizma Kürdü dövmeye veya cezalandırmaya karar vermişse bahane çok kolay. Gizli tanık Mercek’in varlığı da yokluğu da bir dert. Mercek denilen şahıs var mı yok mu bilmiyoruz ama olmadığı ortaya çıktı. AKP, MHP ve HÜDA-PAR katılma talebinde bulundu. Onların dilekçeleri UYAP’a geçtikten sonra, onları inceledikten sonra beyanda bulunacağız. Bu hakkımızın saklı kalmasını isteyerek, o zamana kadar katılma taleplerinin kabul edilmemesini istiyoruz. HÜDA-PAR tarafından adalet sağlanamaz. Bu dosyaya katılma talebinde bulunmaya devam ettikleri sırada bunun iyi incelenmesini istiyoruz. Zararın müvekkillerimizle bağını kuramadılar. Dargeçit’te zarar gördükten sonra protestocu olduklarını düşündükleri 2 genci vurarak öldürdüler. Bunlardan biri Bilal Gezer’di. Şimdi o ölenlerle ilgili müvekkillerimiz azmettirmekle yargılanıyor. Bunu yapanlar müdafi olarak davaya katılamazlar. Bilal Gezer, Kandıra Cezaevi’nde şaibeli şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer’in abisiydi.

Bu dava sonrasında HDP’ye doğrudan kapatma davası açıldı 

Bu dava sonrasında HDP’ye doğrudan kapatma davası açıldı. Bu davanın yargılananları ilk etaptan beri katil ilan edildiler. 17 Haziran’da konuşma yaptığım ve sizin ‘HDP binalarına neden saldırı olmadı?’ diye sorduğunuz gün, HDP İzmir il binasına silahlı saldırı gerçekleşti. Orada Deniz Poyraz katledildi. Hemen ardından 31 Temmuz’da Konya’da Kürt bir aile katledildi. Bugün ise HDP İstanbul Bahçelievler ilçe binasına saldırı düzenlendi. İzmir il binasına saldıran kişinin Kuzey Suriye’deki gruplarla irtibatı olduğunu biliyoruz. Deniz Poyraz duruşması yarın İzmir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşecek. Bu yargılama ile dava arasında bir bağ olduğunu düşünüyoruz. Biz yarın orada olacağız. Biz üzerimize düşeni yapacağız.”

Dosyanın uzaması veya kısalmasıyla ilgili bir problemlerinin olmadığını ifade eden Erol, “Heyet üzerinde bir baskı olduğu hissediliyorsa yargılama bir an önce bitirilmeli. Yargılamanın ayın son haftası olarak gerçekleşmesini talep ediyoruz. Deniz Poyraz davasında olacağımız için sonraki duruşma günlerine yetişmemiz mümkün değil. Tahliye taleplerini karara bağlayarak, duruşma için uygun bir tarih belirlemenizi istiyoruz”  diye konuştu. 

Davada yargılanan ve hakkında yakalama kararı olan partimizin önceki dönem MYK üyelerinden Zeynep Karaman’ın Edirne Uzunköprü’de yakalandığı belirtildi. İddia makamı Edirne Adliyesi’nde bekletilen Karaman’ın tutuklanmasına karar verilmesini talep etti. Karaman’a ne ile suçlandığını belirten mahkeme başkanı, gizli tanık Ulaş’ın Karaman hakkındaki beyanlarını okudu.

Önceki dönem MYK üyelerimizden Karaman hakkında tutuklama kararı

Daha sonra söz alan Karaman, savunmasını avukatlarıyla görüştükten sonra yapacağını ve siyasi bir davadan yargılandığını belirtti. Karaman, duruşma salonunda hazır bulunmayı talep etti.

Ardından söz alan Avukat Maviş Aydın, şunları söyledi: “Müvekkilin sağlık durumu iyi değil. Bu aşamada beyanda bulunamadı. Suçlamalarda açlık grevine girdiği haberi var, ANF’den alınmış bir haber. Sami Baran ve gizli tanık Ulaş’ın beyanları var müvekkil hakkında. Bu aşamaya kadar dosyanın tamamıyla ilgili öne sürdüğümüz olaylarla müvekkil arasında bağ kurulamacağını beyan ettik. Bir ANF haberi ve tanık ifadesi yüzünden müvekkil hakkında tutuklama kararı verilemez. Dosyadaki delil durumu tutuklama için yeterli değil. Örgüt mensubu olduğuna dair herhangi bir somut delil bulunmamakta. Tutuklama yönünde bir karar verecekseniz de Edirne’de kadın cezaevi yok ve tutuklama kararı verilecekse de Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne getirilmesini istiyoruz. Müvekkilin adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

Ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, Karaman hakkında “devletin birliği ve bütünlüğünü bozmadan” yakalama emri düzenlendiğini ifade ederek, tutuklanmasına karar verdi.

Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini dikkate almayarak 30 Aralık Perşembe günü duruşmaya devam edilmesine karar verdi. 

28 Aralık 2021