Kobanî Kumpas Davası: Kumpasın kurucusu, MHP’nin yargıdaki paralel yapılanmasıdır

Kobanî Kumpas Davasının 36’ncı duruşmasının dördüncü günü Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsünde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Siyasetçiler tutukluluk haline ilişkin beyanlarda bulundu. Duruşmada konuşan Alp Altınörs şunları söyledi:

“Hukuki açından tutuklu halin devamı konusunda hiçbir gerekçe yok. Başından beri bu dosyanın kumpas olduğunu söylüyoruz ve hala aynı noktadayız. Bu dosyayı açan savcı Ahmet Altun ile ilgili çıkan haberleri duyuyoruz. Altun aynı zamanda Sinan Ateş’in dosyasına bakıyor. Ancak MHP’liler yargılandığı için dosyadan çekilmek istiyor. Savcı kaçınmaya, uzak durmaya çalışıyor. İşin içinde MHP’li eski Milletvekili Olcay Kılavuz da var. HDP’ye karşı nefret söylemlerde bulunan bir milletvekilidir. Ki kendisi de Ülkücü Ocakları eski Genel Başkanıdır. Cinayeti birinci derecede azmettiren kişi evinden çıktı. Polislere ne dedi: Siz gidin sahipleriniz gelsin.”

Şüpheli HDP'li ise delil uydurulur 

“Siyasi saik ile hareket ettiği ortaya çıkmıştır. Ankaranın ortasında öldürülen bir akademisyenin dosyasından ise çekilmek istiyor. Bu dosya altında imzasının olmasını istemiyor. İddiaya göre; MHP’li bir yönetici Altun’a bir liste veriyor ve bunların tahliye edilmesini istiyor. Bunların incelenmesi lazım. Bu davanın temelini oluşturan iddianameyi hazırlayan savcı, gerçek bir cinayet dosyası ile karşılaştığında çekilmek istiyor. Bu dosyanın gizli siyasi bir amaç doğrultusunda açıldığı bir kez daha ortaya çıktı. Eğer şüpheliler HDP’li ise delil uydurulur, olmayan bir delil üzerimize yapıştırılır.”

Tutuklu siyasetçi İsmail Şengül, AİHM kararına dikkat çekerek tahliye talebinde bulundu.

MHP size de kumpas kurmuş

Şengül’ün ardından konuşan Nazmi Gür ise şunları söyledi:

“Maşallah yargımız çok hızlı. Ne de olsa adalet söz konusu. Bir üst mahkemeye itiraz ediyoruz ve hiçbir gerekçe sunmadan reddediyor. Burada vicdan sahibi 10 kişiye sorun; tek bir delil var mı? AİHM de aynı şekilde ikna edeceğiniz tek bir deliliniz yok diye karar verdi. Biz bunun bir kumpas davası olduğunu söyledik en başından beri. Bu iddianamenin MHP’nin mutfağında hazırlandığını söyledik. Üç yıl sonra bu iddiam doğrulandı. Tarih bizi doğrulayacak. Kumpasın kurucusu da MHP’nin yargıdaki paralel yapılanmasıdır. Bahtiyar Çolak’tan başlayarak Ahmet Altun’a kadar. MHP sadece bize kumpas kurmamış aynı zamanda AKP’ye de kurmuş.

Bu işin arkasında çıkar, siyasi çatışmayı her göz görür 

“Adliyeye giren herkes Altun’un kime neye yakın olduğunu bilir. Sadece bu da değil. Altun dışındaki savcı ve hakimlerin de kime yakın olduğu hangi cemaat ve yapılmanın içinde olduğu bilinir. Ne demişti Devlet Bahçeli? ‘Tek bir ülküdaşımı, yol arkadaşımı alamazsınız’ dedi. Ne yaptı? Kılavuz’u Mersin’den 4’üncü sıradan gösterdi ve seçilemedi. Demek ki bir konuda anlaştılar. Altun’un dosyadan çekilmek istemesi de çok vahim bir durum. Bütün bu gelişmelerden bihaber olduğunuzu düşünemiyorum. Bu işin arkasında çıkar ve siyasi çatışmayı her göz görür. Bu çıkar çatışması sadece Adliye’de değil, her yerde var.”  

“Bu Ahmet Altun kim? Bize kumpası hazırlayan kişi. Siz bizi neye göre tutuyorsunuz. Altun’un hazırladığı iddialar ile tutuyorsunuz. Neden bizi tutuklamaya devam ettiğinizi çok iyi biliyoruz. AİHM zaten diyor; siyasi saik diyor. Biz de buna denk gelen şeyi söylüyoruz; kumpas diyoruz. Bu Ahmet Altun yargılanmayacak mı? Bu kişiyi görevlendiren kişi olan ve Yargıtay üyesi olarak atanan savcı hakkında birçok iddia var. Çete liderleri ile ilişkisi olduğu konuşuluyor. Bu dosya da onun önüne gidecek. Kumpası görüyor musunuz? Kimlerin rol aldığını görüyor musunuz?"

Çatışma ve çözümsüzlüğün getirdiklerini herkes görüyor

“Ahmet Altun bizim üzerimizden Yargıtay’a yürümek istiyor. Sırtımıza binip yükselmek istiyor. Bize boyun eğme görevi kendisine verilmiş. Ancak biz boyun eğmeyiz. Dimdik ayaktayız. Suç işlemedik. Bir dönemin tanıklarıyız. Çözüm sürecinde hükümette yer alan ve bürokraside, AKP’de  görev alan herkes yargılanacak. MHP öyle söylüyor. Amaç ne? Bir daha HDP gibi bir parti bir süreçte yer almasın. Çözüm lafı dahi konuşulmasın. Çatışma ve çözümsüzlüğün getirdiklerini herkes görüyor. Bu kadar mı dilsiz ve sağır olduk? Bu kadar mı kör olduk? Demirtaş’ı, Yüksekdağ’ı 7 yıldır tutuyorsunuz. Başınız göğe mi yükseldi?”

Gür’ün ardından Ali Ürküt, Ayşe Yağcı, Meryem Adıbelli, Ayşenur Aşan, Dilek Yağlı da tahliye talebinde bulundu.

12 Ekim 2023