Kobanî Kumpas Davası: Mahkeme heyeti provoke ederek savunma hakkından vazgeçirmeye çalışıyor

Kobanî Kumpas Davasının bugün görülen 15’inci duruşmasının ilk oturumu gergin geçti. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davayı avukatlar, milletvekillerimiz Dirayet Dilan Taşdemir, Hişyar Özsoy, Züleyha Gülüm ve Murat Sarısaç ile çok sayıda partilimiz takip etti. 

Sebahat Tuncel: Neye gülüyorsunuz, Türkiye’nin mafya düzenine teslim olmasına mı?

Sabah saatlerinde mahkeme heyetinin rehin siyasetçilerin sözünü kesmesi üzerine başlayan gerginlikten sonra öğleden sonra Sebahat Tuncel söz aldı. Mahkeme heyetinin tavrına “Mikrofonumuzu kapatıyorsunuz, sonra bağırdı oluyor. Sesimizi kısmasaydınız, bağırmayacaktık. Sayın heyet sabah yaşananlardan siz sorumlusunuz” sözleriyle tepki gösteren Tuncel, “Biz milyonlarca insanın temsilcisiyiz, demokrasi için mücadele ediyoruz. Sizden adalet beklemiyoruz, defalarca sizi reddettik. Sabah müdahale etmeseydiniz iki söz edip ayrılacaktım. Her canlının kendini ifade etme hakkı vardır. Bizi bir sürü şeyle itham ediyorsunuz ama kabul etmiyoruz. Gizli tanıkları açık tanık yaparak, açık tanıkları gizli tanık yaparak yargılama yapıyorsunuz. Bizi cezalandırmak için uğraşıyorsunuz ama bunun karşısında biz Kürdistan ve Türkiye halklarına karşı sorumluluk hissettiğimiz için savunma yapacağız. Ben savunma hakkımdan feragat etmiyorum ama zaman sınırlaması, içerik sınırlaması olmadan. Lideriniz çete üyesi çıktı, kimseden para aldı mı almadı mı bilmiyoruz ama ortaya çıkacaktır. Biz savunma yaparken gülüyorsunuz. Neye gülüyorsunuz? Halkın yoksullaşmasına mı, Türkiye’nin mafya düzenine teslim edilmesine mi?” şeklinde konuştu. 

Ayla Akat Ata: Kobanî sürecinde yaptıklarımızın arkasındayız

Ayla Ata Akat söz alarak yaşananlara tepki gösterdi. Ata, “Siz bizim yargılama tarafı olmamıza izin vermiyorsunuz, CMK’ya göre var olan haklarımızı kullanmamıza izin vermiyorsunuz. İki dakika konuşacağını belirten arkadaşımıza rağmen siz bütün ara kararları hızla okuyup devam ettiniz. Bu tavrı protesto ediyoruz, kınıyoruz. Biz onlarca ölen insanımızın hesabının sorulması için buradayız. Siz "tweet var attığınız için" diyeceksiniz ama buraya gelen Emniyet mensupları bile söyledi. ‘Olağanüstü bir durum vardı, izinde olanlar bile geri çağrıldı’ dediler. O süreçte yaptıklarımın arkasındayım, hatta az bile yaptık. O zaman yeterince şey yapsaydık, bugün bunlar yaşanmazdı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ne dese yargı ona göre karar alıyor

Ata, Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi kararını ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna açılan davayı hatırlatarak “Danıştay, Meclis'in iradesini tanımadı, ‘Meclis’e gerek yok, Cumhurbaşkanı ister girer ister çıkar’ dedi. O zaman Cumhurbaşkanı istediği anlaşmadan ayrılabilir, yarın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden de çıkar. Cumhurbaşkanı karar alıyor, Danıştay bunu uyguluyor. Cumhurbaşkanı bizim için ne derse burada ona uygun karar çıkacak. Mevcut sistem büyük bir ayıp yaşatıyor. Sizin mahkemeniz bizi yargılamak için yürütmeyi kullanıyor” ifadelerini kullandı. 

Ata, Ankara 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin DEVA Partisi’nin kurucu üyesi Metin Gürcan hakkında verdiği iki tahliye kararını hatırlatarak “Asıl durum hukukta ısrar etmektir. Komşunuz olan 26’ıncı Ağır’ın verdiği karar var. Mahkeme bu kararında ısrarcı olduğu için heyet sürgün edildi” dedi.

Yalan beyanlarla vekillerimiz hedef gösteriliyor

Ata, mahkemede yalan beyan verdiği ortaya çıkan gizli tanıklıktan açık tanıklığa geçen Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun ifadelerinin televizyonlarda yer aldığını hatırlatarak ekledi: “Medya, yalan söylediği ortaya çıktığı halde Merdan’ın sözlerine yer veriyor. Vekillerimizin fotoğraflarını göstererek hedef gösteriyor. Hakkımda bir karar yok, o arkadaşlarımız sanık bile değil” diyerek siyasetçilere yönelik yürütülen algı operasyonlarına dikkati çekti. Ata, savcılığın Merdan’ın yalan ifadelerini tutuk devam gerekçesi olarak gösterdiğini belirtti.

Hakim Bey şarkısıyla seslendi: Dillerimi bağlasan durmaz

Akşener’in 22 Temmuz’daki esnaf ziyaretinde bir esnafın “Diyarbakırlı annelerin çocuklarının gelmesi için aracı olun” sözlerine ilişkin Akşener’in “Biz bunu söylesek PKK’li oluruz” sözlerini hatırlattı. Ata, “İşte biz bunu yaptık. Nasıl bir taşın altına elimizi koyduğumuz ortadır. Biz bu işin sancılarını uygulamalarda yaşadık” diye konuştu. Dinlenme alanında siyasetçilerle düşündüklerini belirten Ata, “Bugün gergin bir ortamda başlattınız. Biz kendimizi nasıl anlatırız diye düşündük. Sanat yardımımıza yetişti, umarım anlarsınız” diyerek, “Hakim Bey” şarkısının “Sussan olmuyor, susmasan olmaz; Dil dursa hâkim bey tende can durmaz; Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz; Kaleme tedbir koma, tek durmaz; Şikâyetim var cümle yasaktan

Dillerimi hakim bey bağlasan durmaz; Gelsin jandarma, polis karakoldan; Fikrim firarda, mapusa sığmaz eyvah; Mapusa sığmaz…” bölümünü seslendirdi. 

Kışanak: Biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz

Ardından konuşan Gültan Kışanak da “Biz siyaset yaptık. Biz demokratik hukuk devletinin işlemesi için üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz” diyerek yaşananlara ilişkin görüşlerini dile getirdi. Kışanak, beş yüzden fazla suçlamanın yöneltildiği yargılamanın siyasi bir yargılama olduğunu söyledi. Kışanak, duruşmaya hazırlanmak için mahkemeden gereken evrakları talep ettiğini fakat mahkemenin talebi reddettiğini vurguladı. Dinlenen tanıklarının ifadelerinin ve beyanlarının kendilerine ulaşmadığını söyleyen Kışanak, tanıkların ifadelerinin geçersiz olduğunu belirterek, “Benim hakkımda uzun yıllardır ifade veriyorlar, ama benim kadro olduğum bugün akıllarına gelmiş” dedi. 

Yüksekdağ: Bize ve Aysel Tuğluk’a yönelik tutum düşman hukukudur    

Önceki dönem Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ da söz olarak cezaevinde yaşanan saldırılara dikkat çekti. Yüksekdağ, kaldıkları cezaevinde tünel arama bahanesiyle odalarının ve banyolarının zemininin kazıldığını söyledi. Bulundukları ortamda mahkemeye ve gelen evraklara bakamadıklarını belirten Yüksekdağ, “Böyle bir ortamda sizin verdiğiniz ödevleri yapmaya çalışıyoruz ama bazen burada nasıl yaşadığımızı anlamıyoruz” diye konuştu. 

Mahkemenin demans hastası Aysel Tuğluk’a karşı tavrını eleştiren Yüksekdağ, “Aysel Tuğluk ağır hasta, yaşamı ve tedavisi oldukça zor bir hastalıktan bahsediyoruz. Kapı gibi raporu inkar eden bir ATK var, ahlak ve vicdan yoksulluğuyla karşı karşıyayız. Buna rağmen Aysel Tuğlak’a karşı bu zorla getirme uygulaması düşman hukukudur. Bu durum faşist, gerici iktidarlarda bile görülmedi. En son Tuğlak’a tebliğ edilen belgeler siyasidir. Onlar ‘hep düdüğümüzü öttürürüz’ diye düşünüyorlar ama hesap verecekler. Yalan rapor veriyorlar. ATK’ya giden arkadaşımızın sürecini yönetemeyeceklerini anlayınca 2 hafta kalması gerekirken 2 gün sonra geri yolladılar. Arkadaşımız döndüğünde hastalığı artmıştı. Siz yalan rapor gerçekmiş gibi arkadaşımızı mahkemeye getirdiniz. Neredeyse savunmasını yaptıracaktınız. Arkadaşımızın durumunun birinci sorumlusu iktidardır, ikinci sorumlusu onun infaz memuru gibi davrananlardır” diye konuştu. 

AKP gidecek ve siz de hesap vereceksiniz

Cezaevindeki infaz kurumunun Aysel Tuğluk’a zorla dilekçe hazırlatmak için baskı uyguladığını belirten Yüksekdağ, “Memurlar ‘Biz mahkemeye hesap veremeyiz. Bunu yazmak zorundasın’ diyerek baskı uyguluyor. Tuğluk, 3 satırlık yazıyı okuyamazken böyle bir baskıyla karşı karşıya. Tuğluk’un duruşmaya katılıp katılmayacağına dair üzerinde bir baskı var. Bunu mahkemenin yaptığını söylüyorlar. Bunun hiçbir insani tarafı olmadığı gibi hukuk dışıdır da. AKP böyle kalmayacak, arkadaşımız buradan illaki çıkacak ve siz bundan sorumlu tutulacaksınız. Savunma yapmaya zorladığınız için suç işlemiş sayılacaksınız. Siz de bu insanlık dışı uygulamanın içindesiniz” diyerek Tuğluk için gereken her yere başvuracaklarını söyledi. Tuğluk’un gelen evraklara yönelik karar verecek durumda olmadığını belirten Yüksekdağ, “Bu yok hükmünde bir yargılamadır. Aysel Tuğluk açısından yargılama durdurulmalıdır” dedi. 

Alp Altınörs de gizli tanık ULAŞ’ın ifadelerinde ‘Duyduğum dedikoduyu anlatıyorum’ dediğini aktararak gizli tanıkların gerçeği söylemediğini ve “dedikoducu” olduğunu belirtti. Altınörs, gizli tanık ULAŞ’ın ifadelerinin çelişkili olduğun belirterek, “Bu tanıkların ifadeleri iki satır önceki söyledikleriyle çelişiyor. Siz bu tanıkların ifadeleriyle mi tarih yazacaksınız?” diye sordu. 

Zeynep Karaman: Mahkeme bizi provoke ederek savunma hakkımızdan vazgeçirmeye çalışıyor

Zeynep Karaman yaptığı Kürtçe savunmada mahkemenin kendilerine 'siz neden bu kadar direniyorsunuz, biz usulsüz hareket ediyoruz, artık kendinizi savunmaktan vazgeçin' dediğini belirtti ve “Mahkeme heyeti, provoke edersek bunlar savunma hakkından vazgeçer diye düşünüyor ama biz vazgeçmeyeceğiz. Kararların yukarıdan geldiğini ve ceplerinde durduğunu biliyoruz” dedi. Gizli tanıklara değinen ve “Usulsüzlükler bu mahkemenin temeli haline gelmiştir” diyen Karaman, “Bir kez daha söylüyorum ki savunmamızı doğru bir şekilde yapmamızı istemedikleri için savunma haklarını bir güne indirdiler” şeklinde konuştu. Karaman, mahkeme heyetini Aysel Tuğluk konusunda hukuka davet ederek konuşmasını bitirdi. 

Ölbeci: Mahkeme heyeti bizi hiç yanıltmıyor

Meryem Adıbelli Kürtçe savunmasında “Siz bizim sinir sistemimizle oynamak istiyorsunuz ama buna gelmeyeceğiz” dedi. Dilek Yağlı da “Sabahki gerginlik nedeniyle konuşamadım. Usule ilişkin sizinle tartışmaktan gereken savunmayı yapamıyoruz” dedi. Zeynep Ölbeci de Kürtçe savunmasında, “Her periyot başladığında acaba bugün nasıl bir sürprizle karşılaşacağız, mahkeme heyeti bizi hiç yanıltmıyor” diye düşündüklerini ifade ederek heyetin tutumuna dikkat çekti ve Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesini istedi.

Aşan: Şiddet uygulama hakkını nerden buluyorsunuz?

Kürtçe konuşan siyasetçi Aynur Aşan da “Bize sabah neden şiddet uyguladınız? Bu durum her pazartesi yaşanan bir durum haline geldi. Bu şiddet uygulama hakkını nereden alıyorsunuz gerçekten merak ediyorum. Nazmi Gür arkadaşımız kalp krizi geçirseydi, siz Nazmi Gür tanık dinleme hakkında vazgeçti mi diyecektiniz. Gür’ün fenalaşmasına rağmen kararları okumaktan vazgeçmediniz, 2 dakika ara verip müdahale edilsin demediniz. İnsani olarak hayretler içinde kaldım” şeklinde konuştu. 

Avukatlar ise beyanlarında heyetin yargılananları ve avukatlarını provoke etmeye ve savunma haklarından vazgeçirmeye çalıştığını dile getirdi. Duruşma yarın saat 10:00’da devam edecek. 

25 Temmuz 2022