Kobanî Kumpas Davası: Müvekkillerimizi yaftalıyorsunuz, özel bir ajandaya göre hareket ediyorsunuz

Kobanî Kumpas Davasında konuşan dava avukatları mahkemenin özel bir ajanda ile hareket ettiğini, hukuksuzluk yaptığını belirterek, özellikle son zamanlarda yargılananlara ilişkin gönderilen ve değişik panolara asılan ilanların teşhire dönüştüğünü söyledi.

IŞİD'in Kobanî’ye yönelik saldırıları üzerine Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemeleri gerekçe gösterilerek aralarında önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerimizin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanî Kumpas Davasının 9’uncu duruşması Sincan Cezaevi Kampüsünde görülmeye başladı.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar, Eş Genel Başkan Yardımcımız Tuncer Bakırhan, Ümit Dede, kısa süre önce tahliye edilen önceki dönem milletvekilimiz Abdullah Zeydan, Grup Başkanvekilimiz Saruhan Oluç, milletvekillerimiz Fatma Kurtulan, Gülistan Kılıç, Mahmut Toğrul, Kemal Bülbül, Oya Ersoy, Hüseyin Kaçmaz, Dersim Dağ, Celadet Gaydalı, Filiz Kerestecioğlu, MYK üyelerimiz ve üye ve yöneticilerimizin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.

Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.

Aysel Tuğluk ATK’ye sevk edilecek

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada dosyaya eklenen evraklar okundu. Kandıra 1 Nolu Cezaevinde tutulan ve sağlık sorunları yaşayan Aysel Tuğluk’un 3 hafta süreyle Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından gözlem altında tutulacağı bilgisi paylaşıldı. Aysel Tuğluk için duruşmadan vareste tutulmasına yönelik talep de dosyaya eklendi. İddia makamı vareste tutulma taleplerinin reddi ve mazeret bildirenlerden ise sağlık mazereti dışında diğer mazeretlerin reddi yönünde karar verilmesini talep etti.

Tuğluk’un vareste tutulma talebinin reddini istemek insani değil

Aysel Tuğluk'un avukatı Ali Bozan, iddia makamının Aysel Tuğluk'un vareste tutulma talebinin reddini istemesinin hukuki olmadığı gibi insani ve vicdani de olmadığını belirtti. Bozan, “İstanbul ATK’nin vermiş olduğu bir karar var. Müvekkilimiz İstanbul ATK’ye sevk edilecek bu hafta. Bunlar göz önünde bulundurularak vareste tutulmasını talep ediyoruz” dedi. Mahkeme başkanı Aysel Tuğluk’un savunmasının alınmamış olması nedeniyle vareste tutulması talebinin reddine, ancak sağlık durumuna ilişkin ATK’den randevu alınmış olması ve gözlem altına alınmış olması nedeniyle bu duruşma periyodunda mazeretli sayılmasına karar verdi.

Dosya yamalı bohçaya dönüştü, anlamak için bulmaca çözmeye çalışıyoruz

Avukat Ali Bozan duruşma periyotlarına ilişkin itirazlarının sürdüğünü belirterek, “Mahkeme bütün işlemleri ara kararlarla yapmak zorunda. İfade verme işlemlerine ilişkin detayları anlamak için adeta bulmaca çözmeye çalışıyoruz. Bunu yaşamak zorunda değiliz. Bir anda mahkemenin aklına gelmiş ‘falanca sanıkların ifadelerinin gönderilmesine’ diye yazı gönderiyor. Bu haliyle dosya yamalı bohça haline döner. Bundan sonraki periyotlarda duruşma tutanaklarında karar altına alınan hususlar dışında herhangi bir işlem yapılmaması talebimiz var, aksi yasaya aykırı olacak” diye konuştu.

Müştekilere soru sorma haklarını hatırlatan Bozan, “Geçen celse kurduğunuz bir ara kararla müştekilere soru sorma hakkımızı yazılı olarak vermemiz gerektiğine karar kıldınız. Bu karar bizim itirazlarımızın haklılığını ortaya çıkarıyor. Soracağımız soruya verilen cevaba göre yeniden soru sorma hakkımız var. Bunların yazılı olması halinde bu hakkımızın ihlali söz konusu olacak” şeklinde konuştu.  

Müvekkillerimizin isimleri liste halinde değişik ilan panolarına asılıyor

Ardından söz alan dava avukatlarından Mehmet Oruç, daha önce verdiği dilekçenin işleme alınmadığının altını çizerek, “Biz bu dilekçeleri veriyoruz ama gelen evraklarda bile bunlara yer verilmiyor. Değişik adreslere ve muhtarlıklara gönderilen ilanlardan, tesadüfen öğreniyoruz. Türkiye’nin değişik ilan panolarına asılan ilanlar var. Üstelik yargılananların tamamının isimleri liste halinde yazılarak suçun şahsiliği ilkesi çiğneniyor” dedi.

Kendi ajandanıza göre bu yargılamayı yürütüyorsunuz

Oruç, Ertuğrul Kürkçü’nün yurtdışında ikamet ettiğini ve kaçmadığını bu soruşturma yürütülürken defalarca Türkiye girip çıktığını hatırlatarak, “Üstelik, uygun şekillerde tebligat da gönderilmiş değil. Ama buna rağmen Selahattin Demirtaş ve diğer yargılananlar hakkında verilen tutuk devam kararlarını Ertuğrul Kürkçü’nün kaçak olduğu gerekçesine dayandırıyorsunuz. Müvekkilim kaçak değil ama siz kaçak olduğuna karar vermişsiniz. Sizin başka bir ajandanız var başka bir saikle yürütüyorsunuz işleri” diyerek tepkisini dile getirdi.

“Mahkemeniz görünemeyen, izlenemeyen, fark edilemeyen bir duruşma süreci izliyor” diyen Oruç, Kürkçü’nün tarihsel bir şahsiyet olduğunu ve yargılamadan kaçmadığını belirtti. Oruç, “Eğer müvekkilim savunma yaparsa bundan 60 yıl önce cinayetlerin nasıl devlet içinde örgütlendiğini anlatır, dönemin başbakanın Yassıada yargılamalarından bugün yaşananlara kadar gelir ve demokrasi mücadelesine katkı olarak sunar. Siz şimdi müvekkilim ve diğer yargılananları yaftalıyorsunuz. Bu ihsası rey niteliğindedir. Müvekkilimi yaftalamayın” dedi.

AİHM yarın dokunulmazlıklara dair karar verecek

Avukat Erhan Ürküt ise söz alarak Selma Irmak için de aynı yaftalamanın gerçekleştiğini belirtti. “Selma Irmak’ın bu dosyadaki yargılama gerekçesiyle dokunulmazlığı kaldırılmıştı. AİHM dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin yarın karar verecek. Bir ihlal kararı verilecektir. Ve bu karar doğrultusunda yargılama düşecektir” dedi.  

Kerem Gökalp’in ifadesi HDP'yi kapatma davasında çıktı

Dava avukatlarından Kenan Maçoğlu, açık tanık Kerem Gökalp için taleplerin reddedildiğini hatırlatarak, “Açık tanık Kerem Gökalp’e ne şekilde ulaşıldığına dair dosyada bir bilgi ve belge yok. Ya savcılık ona ulaştı ya da o savcılığa ulaştı. Diğer gizli tanık Ulaş da aynı şekilde. 13 Ocak 2021 tarihli fezlekede yer alıyor. Kerem Gökalp’in bu dosyada tutuk gerekçesi yaptığınız 6 sayfalık ifade tutanağı var. Fakat bir de soruşturma dosyası kapsamında verdiği bir ifade var. Bu bizden de sizden de saklanmış Biz bunu AYM’deki kapatma davasında gördük. Biz bunu sunduk ama talebimizi reddettiniz. Dosyaya neredeyse her hafta bir tanık ifadesi ekleniyor. Onların tamamı gönderiliyorsa bunların da gönderilmesi gerekiyor. Gizli tanık Ulaş’a nasıl ulaşıldığına dair tek bir bilgi yok. Nereden ve ne şekilde bilgi sahibi olduklarına dair bilgi elde edilmesi gerekirken dosyaya eklemiyor ve tutuk devam gerekçesi yapıyorsunuz. Gizli tanık Ulaş'ın ifadelerinin tamamının mutlak şekilde dosyaya getirilmesi gerekiyor, aksi durumda suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

İzmir’de olması gereken savcı Ankara’da Kobanî soruşturması yürütmüş

Kobanî Kumpas Davasının temel dayanağının gizli tanık ifadeleri olduğunu ifade eden Maçoğlu, “Savcı Ahmet Altun, 25 Temmuz 2018 tarihinde HSK tarafından İzmir’e başsavcı olarak atandı. Daha sonra İzmir’den Ankara’ya atanmış. 10 ay boyunca Savcı Altun, İzmir’de başsavcı vekili olması gerekirken Ankara’da Kobanî soruşturması yürütmüş. Bunun ne şekilde yapıldığının sorulmasını talep ediyoruz” dedi. Avukat Zeynep Sedef Özdemir de yargılananların kapılarına asılan “açık ilanların” teşhire dönüştüğünü belirterek bu durumdan vazgeçilmesini talep etti.

Duruşma öğleden sonra Bülent Parmaksız’ın beyanlarıyla devam edecek.

31 Ocak 2022