Kobanî Kumpas Davası savunma hakkının engellenmesiyle başladı, avukatlar duruşma salonunu terk etti

Kobanî Davası başlamadan savunma hakkının engellenmesi üzerine avukatlar durumu protesto ederek salonu terk etti: 

Kobanî Davası başlamadan savunma hakkının engellenmesi üzerine avukatlar durumu protesto ederek salonu terk etti. Tutuklu bulunan parti yöneticilerimiz de savunma hakkının gaspına tepki gösterdi. 

Avukatların salona alınmaması ve savunma hakkının gasp edilmesi üzerine SEGBİS’le bağlanan partililerimiz mahkeme başkanının kimlik tespitine ilişkin sorularını yanıtsız bıraktı. Parti yöneticilerimizin duruma ilişkin cümleleri mahkeme başkanının daha yüksek ses kullanarak sorularını yöneltmesi ile engellenmek istendi.  SEGBİS’le bağlanan partililerimiz kimlik tespitine ilişkin soruları yanıtlamadı ancak savunma hakkının gaspına dair şunları söyledi: 

Alp Altınörs: CMK hükümleri açıktır. Ben her hususta avukatlarımın yanımda olmasını istiyorum. Aynı şekilde CMK’ya göre müdafi desteği alma hakkım var. Avukatım olmadan kimlik tespitini yapmak istemiyorum. 

Ayla Akat: Bu koşullarda sorduğunuz sorulara cevap verebilmem mümkün değil. Şu an Türkiye siyaset tarihinin en önemli davalarından biri görülüyor. Bu dosya savunma makamı yerine oturmadığı için eksik başlamıştır. Yapmanız gereken ikinci sırada olan güvenlik personelinin çıkarılması, oranın savunmaya ayrılmasıdır. 

Ayşe Yağcı: Avukatım olmadan kesinlikle sorulara cevap vermeyeceğim.

Berfin Özgü Köse: Avukatlarım olmadan mahkemenin hiçbir aşamasında herhangi bir beyanda bulunmak istemiyorum

Gülfer Akkaya: Avukatlar alınmadan konuşmak istemiyorum

Emine Ayna: Avukatların bu salondan gitmesinde mutlaka haklı bir gerekçeleri vardır. Sorularınızın hepsinin cevabı iddianamede var. 

Emine Beyza Üstün: Avukatlarım salona alınıncaya kadar sorularınız yanıtsız kalacak. Sizi hukukun ilkelerini uygulamaya devam ediyorum. 

Yüksekdağ: Bu şekilde yargılamaya geçemezsiniz

Figen Yüksekdağ: Savunma hakkının eksiksiz biçimde yerine getirilmesi gerekiyor. Burası, savunma hakkına riayet edilmemesi yoluyla bu davanın nasıl bir rol oynadığı ve oynayacağının işaretlerini gösterdi. Bu husus konusunda hukuk kurallarında biri de savunma haklarının eksiksiz yerine getirilmesidir. Avukatların salonda hazır bulundurulmasını istiyoruz. Bu şekilde yargılamaya geçilemez. (Yüksekdağ’ın mikrofonu kapatıldı) 

Sebahat Tuncel (Mahkeme salonunda): “İyi niyetle gitmez bu iş, hukukla gider. Hukuk hepimizi bağlar. Siz kendi hukukunuza uymuyorsunuz. Benim avukatlarımın burada olması gerekiyor.” Mahkeme başkanının mikrofonu kapatın demesi üzerine alkışlarla protesto başladı. Savunma hakkı engellenemez sloganları atıldı. Sanıklar mahkeme başkanına sırtlarını döndü.

Demirtaş: Bizi darbecilerle karıştırmayın, halkın iradesini temsil ediyoruz: Biz yargılanmaya değil yargılamaya geldik

Selahattin Demirtaş: Buraya susmaya değil konuşmaya geldik. Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik. Avukatların sayısı belliydi. Her bir sanık için 3 avukat olsa da 100’den fazla avukat olacaktı. Mahkeme salonunun kalabalık olacağı önceden belliydi. Bu sorunu çözebilirdiniz. Gerçekten yargılamanın devam etmesini istiyorsanız ara verip bu sorunu çözebilirsiniz. Bilgilerimizi tabi ki mahkemeye vereceğiz. Sormak istediğiniz her türlü soruyu sorabilirsiniz, biz de savunmamızı yapacağız. Yıllardır yargılama yapıyorsunuz. Bizi onlarla karıştırmayın. Sesinizi yükseltmeyin. Karşınızda çocuk yok. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin meclis grubunun eşbaşkanları karşınızda. Her ne kadar sanık sandalyesinde otursak da halkın iradesini temsil ediyoruz. Bizler medeni insanlarız. Daha önce darbecileri yargıladınız, nasıl yargıladığınızı bilemem. Ama bize o muameleyi uygulayamazsınız. Bir duruşma salonunda avukatların bulunması gerekir. Yargılama usule uygun gibi gözüksün yapmak istiyorsanız avukatlar girsinler. Ben orada değilim. Yanımda avukat yok, duruşma salonunda avukat yok. Şu anda duruşma salonunda aleyhime bir şey tespit etme şansım yok. Baskı ortamında yargılamayı yapsanız da avukatların buraya girmesi gerekiyor. (DEMİRTAŞ kimlik tespitine ilişkin sorulara yanıt vermedi)

Gültan Kışanak: Yüzyüzelik ilkesine riayet edeceksiniz. Ne kimse kimseyi görüyor, ne sizi görüyoruz. Bir de avukatlarımızı salondan çıkardınız. Saray’ın talimatıyla karar verilmiştir. Bu dava taraflı ve bu tiyatroda biz olmayacağız. Hukuk kurallarına uymuyorsunuz. Yüzyüzelik ilkeleri yerine getirilmemiştir. Dava hükme bağlanmıştır, Saray’ın talimatlarıyla hüküm veriyorsunuz. Siz hukuka ve hukukun temel ilkelerine riayet etmediğiniz sürece sorularınıza cevap vermeyeceğim. 

Gülser Yıldırım (Kürtçe söz aldı): Duruşmayı izliyorum, hukuk namına bir şey görmüyorum. Bu nedenle de sorulara cevap vermek istemiyorum. Bu mahkeme talimatla kurulmuştur, bu nedenle de bu mahkemenin sorularına cevap vermeyeceğim. Kimlik bilgilerim de zaten önünüzde var, bana sormanıza gerek yok. 

Günay Kubilay: Ben savunma hakkımı istiyorum. Avukatlarım olmaksızın konuşmayı düşünmüyorum. Avukatımı istiyorum. Kapıları açarsanız hepsi gelecek. Mahkeme başkanı olarak bir prestij sorunu haline getirmeyin. 

Mesut Bağcık: Avukatlarım olmadan hiçbir soruya cevap vermeyeceğim. 

İbrahim Binici: Avukatlarım olmadan hiçbir sorunuza cevap vermiyorum. 

İsmail Şengül: Avukatlarım olmadan hiçbir aşamada sorulan sorulara cevap vermek istemiyorum.

Nazmi Gür: Sizi hukuka davet ediyorum. 

Sırrı Süreyya Önder: Avukatlarım olmadan cevap vermeyeceğim.

Mahkeme başkanı kimlik tespiti sırasında bazı sanıklara, “Türkçe okuma yazmanız var mı?” diye sordu.  

Avukatlar: Keyfi gerekçelerle savunma hakkı engelleniyor 

Durumu protesto eden avukatlar ise mahkeme önünde basın açıklaması yaptı. Burada avukatlar adına konuşan Mehmet Emin Aktar ile Atiye Arıkan şöyle konuştu:

Mehmet Emin Aktar: Savunma için geldik, bir kısım avukat arkadaşımız alınmadı. Biz mahkeme başkanından dışarıdaki arkadaşlarımızın alınmasını istedik. Avukatların keyfi gerekçelerle almayacağını, almazsa bizim de devam edemeyeceğimizi, çünkü savunma bütünlüğünün bozulduğunu ve duruşma salonunda kalamayacağımızı belirttik. Bu nedenle de yoklama vermedik, isimlerimizi zapta geçirmedik. Beyanımızın zapta geçirilmesini istedik, mahkeme bunu da reddetti. Söz hakkı vermeksizin kimlik tespitine geçildi. Mahkeme iddianamenin kabul kararının okunduğunu, yoklama yapmaksızın kimlik tespitine geçildi. Kimin müdafiisi var kimin yok bilmeksizin bunu yapmaya çalıştılar. Biz bu hukuksuzluğa ortak olmamak adına içerideki meslektaşlarımızla dışarı çıktık. 

Savunma hakkı tanınmadığı sürece duruşma salonuna dönmeyeceğiz

Bu giderilmediği sürece, bu davada savunma görevini üstlenen avukatların tümü bu salona ya da uygun görülecek bir başka salona savunma görevlerini bağımsızca, serbestçe yapabilecekleri koşullar yaratılmadığı sürece biz burada savunma vermeyeceğiz. Şu anki kararımız bu. Yer olmamasının temel nedeni çok fazla sayıda cevik kuvvet ve jandarmanın bulunmasıdır. Yaklaşık 15 civarında tutuklu getirilmiş ama onun yanında 200 civarında asker bir o kadar da  polis var içeride. Bu kadar sayıda olunca haliyle dışardaki meslektaşlarımızın içeri girip görevlerini yapmaları sağlanmadı ve bu engellendi.

Atiye Arıkan: Avukatların görevini yapmaları da engelleniyor ve şu anda yargılanan hiç kimsenin müdafii bulunmuyor. Bu durumu protesto ediyoruz.

24 Nisan 2021