Koçgiri kıyımını 100. yılında anıyoruz

Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Tülay Hatimoğulları'nın açıklaması:

Koçgiri kıyımının üzerinden 100 yıl geçti. Koçgirili Kürtler bundan tam yüz yıl önce, 1921 Anayasasının da öngördüğü gibi toprakları üzerinde, kendi kendilerini yönetme feraseti göstermişti. Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan eden çeşitli halklardan sonra Kürtler de özgün koşullarına göre örgütlenmiş ve Koçgiri örneğinde olduğu gibi özgürlüğünü ilan etmişti.

Sivas’ın Ümraniye ve Zara ilçeleri başta olmak üzere Koçgiri Bölgesinde ilan edilen Kürt özerkliği İstanbul Hükümeti tarafından da ‘hak’ olarak görülmesine rağmen Ankara Hükümeti, imzaladığı Teşkilatı Esasiye Kanunundaki (1921) özerk yönetim maddelerine rağmen, yerel halkın bu isteğini ‘isyan’ olarak görmüş ve kanlı bir şekilde bastırdı. İzmir’i yakmasıyla ünlenen Merkez Ordusu komutanı Sakallı Nureddin Paşa ile Pontus Rumlarına yaptığı insanlık dışı muameleleriyle tanınan çete başı Topal Osman, Koçgiri Kızılbaş Kürtleri üzerine yürüyerek, ‘isyanı’ destekleyen Türkmen Aleviler de dahil olmak üzere binlerce sivil katletti. ‘Zoları (Ermeniler) bitirdik, sıra Lolarda (Kürtler)’ sözleriyle İttihatçıların katliamlarına sahip çıkan Sakallı Nureddin Paşa’nın Merkez Ordusunun ‘taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadığı’ kıyım, bugün de Koçgirililerin hafızasında tazeliğini koruyor. Bu katliamın komuta kademesinde bulunan Abdullah Alpdoğan da; 1938 yılında, Koçgiri’nin devamı olarak gördüğü Dersim’de, daha kanlı bir katliamın uygulayıcısı oldu.

100 yıl önce katliam ve gözyaşlarıyla boğulan Kürt halkının insani haklarının verilmeyişi yüz yıl sürecek bir kanlı sürecin başlangıcı olarak, bugün Kürt ‘sorununun’ çözümü için ibret verici örneklerle doludur. 1921 yılında Koçgiri’de başlayan, 1925’te Şeyh Said ile süren, 1926-1930 yıllarında Ağrı Dağı direnişleriyle yükselen hak mücadelesi, 1937-1938 yıllarında Dersim’de yapılan kitlesel katliamla kesintiye uğrasa da Kürtlerin hak mücadelesi günümüze kadar süregelmiş ve Türkiye tarihinde barışını arayan bir ‘mesele’ olarak halen çözümünü aramaktadır.

Bu nedenlerledir ki Koçgiri Hareketi ve Kıyımı anlaşılmadan cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlerin ve Alevilerin maruz kaldığı Maraş, Malatya, Çorum, Sivas, Gazi Katliamları anlaşılamaz. 100 yıl önce Koçgiri kıyımını gerçekleştiren zihniyet, 70’li yıllarda olduğu gibi günümüzde de Roboski, Suruç, 10 Ekim Gar Katliamı gibi kıyımlarla kendini güncellemiştir. HDP olarak, 100 yıldır devam eden ırkçı zulme karşı, özgürlük ve eşitlik mücadelesini daha güçlü sürdüreceğimizin sözünü yineliyoruz.

Koçgiri direnişine öncülük eden, direniş hafızamızın sembol isimlerinden Zarife ve Alişêr başta olmak üzere zalimlere karşı direnen; başta kadın ve çocuklar olmak üzere katliamda canlarını yitiren tüm canları saygıyla anıyoruz.

Tülay Hatimoğulları
Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
6 Mart 2021