Kod-29 zulmüne son verilsin, işten çıkarılanlar geri alınsın

Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Şaziye Köse'nin açıklaması:

İşçiler üzerindeki güvencesizlik, baskı ve sömürü düzeyi, pandemi sürecinde hiç görülmediği kadar derinleşmiştir. AKP-MHP ittifakı, sermayeye her türlü ayrıcalığı tanıyarak, işçilerin yaşam haklarının ihlali başta olmak üzere her türlü sömürü mekanizmasını hayata geçirmiştir.

En önemli hak ihlallerinden biri işçilerin, Kod-29 gerekçesiyle işten atılmasıdır. Kanun gereği işverenler işten çıkardıkları işçiler için Sosyal Güvenlik Kurumu’na on gün içinde işten çıkarma gerekçesini de göstererek işten ayrılış bildirgesi vermek zorunda. ‘KOD-29’ adıyla bilinen düzenleme işçinin İş Kanunu’nun 25. maddesinde sayılan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” sergilediği gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesini düzenlemektedir. 16 Nisan 2020 tarihinde, Covid-19 önlemleri kapsamında İş Kanunu'na eklenen geçici madde ile iş veya hizmet sözleşmelerinin, “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller”, iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin faaliyetinin sona ermesi, işin sona ermesi halleri dışında, işveren tarafından feshedilmesi yasaklanmıştı. Sermaye durumu fırsata çevirerek Kod-29’u işçilere karşı bir silaha dönüştürürken AKP-MHP iktidarı duruma seyirci kaldı.

SGK verilerine göre sadece 2020 yılı içerisinde 176 bin 662 işçi Kod-29 gerekçesi ile keyfi bir biçimde işten atıldı. Yasak olmasına rağmen, kitlesel işten çıkarmalar Kod-29 ile gerçekleştirildi. Hukuksuzluk zinciri bununla da sınırlı değil. Kod-29 bahanesi ile haksız şekilde işten çıkarılan bir işçinin hukuki yollara başvurması en az üç yıllık bir dava sürecini gerektirirken, buna karşın işverenin haksız yere Kod-29’u kullanmasına tek bir müeyyide getirilmemektedir. Hukuksuzluk zincirinin sonunda Kod-29 ile işten çıkarılan işçiler ne İŞKUR üzerinden iş bulabilmekte ne başvurdukları işyerlerinde işe alınmakta ne de işsizlik maaşı alabilmektedir. Açıktır ki, çoğunlukla Kod-29 ile işten çıkarmaların önemli bir bölümü işverenin tazminattan kurtulmak için gerçeğe aykırı iddialarına dayanmaktadır. Ekmekçioğulları, Migros deposu, PTT, SML Etiket, Döhler, Sinbo ve onlarca işyerinde işçilerin Kod-29 ile işten çıkarılmaları bu zulmün örneklerinden sadece bir kaçıdır.

SGK’nin 8 Nisan 2021 tarihinde yaptığı açıklama, Kod-29 haksızlığının ve yaygınlığının itirafıdır. Başta işçilerin direnişi olmak üzere Kod-29 haksızlığına karşı gelişen toplumsal tepkiler ve SGK’nin itirafı, Kod-29 zulmünün son bulması için güçlü bir zemin oluşturmuştur. Vakit kaybetmeksizin Kod-29 bahane edilerek işten çıkarılan işçiler işlerine iade edilmeli, mağduriyetleri giderilmelidir. Ayrıca Kod-29 haksızlığının kalıcı çözümü, işçileri işverenin insafına bırakmamak, Kod-29’dan kaynaklı sorunların çözümü için yasal düzenleme yoluna giderek bu zulmü mevzuattan çıkarmaktır. HDP olarak, işçilerin haklarını savunmaya, birlikte direnmeye ve mücadele etmeye devam edecek ve mutlaka kazanacağız.

Şaziye Köse
HDP Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı
9 Nisan 2021