Kral çıplak dendiği gün, kral çırılçıplak kalacaktır
Artık duramaz.

Yıkılana kadar koşmak zorunda.

Düşene, yuvarlanana kadar kendini yırtacak.

O koşarken, takımdan dökülenler olacak. Böyle koşuya can dayanmaz.

Şimdi size bu “durmak yok koşmaya devam” ölümcül sloganıyla ifade edilen “çöküş, yıkılış, bitiş” mekanizmasını anlatmaya çalışacağım.

AKP rejimi Türkiye’nin sosyo-ekonomik, askeri ve uluslar arası sistemiyle “uyumunu” kaybetti.

Eğer, Arap Baharı’nda, Müslüman Kardeşlerle birlikte başta Mısır olmak üzere, Suriye, Libya, Tunus gibi ülkelerde Sünnilerin öncülüğünü kazanabilseydi, işler bambaşka olacaktı.

Düşünün sadece Güney Kürdistan pazarından AKP iktidarı yılda 10 milyar doları aşkın ticaret hacmine ulaşmıştı. Sayılan ülkelerde elde edeceği nüfuz, yüzlerce milyar dolarlık bir ticaret hacmi demekti.

Bunun başarılma ihtimali ufukta belirmiş olsaydı, Türkiye’nin bütün kapitalistleri, bütün devlet bürokrasisi ve TSK, AKP’nin etrafında kenetlenecekti. İşte o zaman bu “parlayan yıldız” ABD bayrağına da bir yıldız ilave edecek, Erdoğan rejimi Ortadoğu’da Batı’nın kalesi olacaktı.

Olamadı.

Neden acaba?

Çünkü Arap Baharı sandığı, gerçekte Kürt Baharı idi.

Müslüman Kardeşler ile işbirliği yapacağım derken, El Kaidecilerle ve IŞİD’le kader birliğine sürüklenmişti.

Sahaya girmeyen ABD ve AB hemen manevra yapmıştı ve adım adım Esad gerçekliğini kabul etmeye başlamış, IŞİD’e karşı Rojava devriminin partisi PYD ile ittifak kurmuştu.

Erdoğancı rejim yenilgiye uğradı.

İşte çöküş süreci böyle başladı.

Bu aynı zamanda çökmemek için en küçük bir geri adım atmama, tam tersine var güçle koşma, çatlayana kadar hız yapma süreci oldu. Başkanlık rejimi için Kürdistan’a karşı kanlı sefer koşusu böyle bir süreç...

Kobanê Devrimi’nin zaferi AKP’nin “Stalingrad’ı” olmuştu; Hitler nasıl Stalingrad’da savaşı kaybettiyse, geriye doğru nasıl iki yıllık bir ölüm koşusu yapmak zorunda kaldıysa, Erdoğan rejimi de şu anda aynı yazgıyı paylaşıyor.

Ölümüne ricat koşusu yapıyor.

Yıkılacaktır.

Şu andaki rejim, otoriterliği, basını çiğnediği, Kürdü katlettiği için Batı’nın sistemiyle çelişkiye düşmüyor, bunları yıkılmamak için yapıyor, yenildiği için de artık dünya kapitalist sistemiyle ve Batı ittifakıyla çelişiyor. Başarsaydı alkışlanırdı. Sistemin kanunu açık: Vah vah mağluba!

AKP içinde ve yüksek bürokrasi ve ordu tepesinde yıkılma sürecini artık herkes görüyor.

Ancak, rejim, kendi sonunu hazırlarken, AKP yönetimini, hükümeti, bürokrasiyi, polisi ve orduyu öyle ağır suçlarda kendisine ortak hale getiriyor ki, bunlar geçici bir blok oluşturuyor.

Buna karşılık, suça daha az bulaşanlar, kıyıda kalanlar adım adım batan gemiyi terk etmeye hazırlanıyor.

AKP’nin içinden demokratik bir alternatif çıkması artık imkansız. Ama AKP’yi “çökertecek” bir alternatifin AKP içinden çıkması da kaçınılmaz. Böyle olacak ve oluyor da.

Türklerin tarihini inceleyenler, bu tarihte Şeyh Bedreddin ayaklanması ve birkaç Celali İsyanı dışında var olan devlete karşı ayaklanma ve devrime rastlamazlar. Tartışmalı da olsa, bunda Osmanlı’nın Asyatik, merkezi feodal yapısının rolünden söz edenlerin haklılık payı büyüktür. Pratikte “biat” kültürü, “güce tapınmaya” yol açmıştır.

AKP güçlü görünmek isterken, bu tarihsel gerçeklikten hareket ediyor.

Kendi günlük çıkar derdine düşürülmüş halk, güçlünün arkasına geçiyor, onun zayıflığını gördüğü ana kadar da arkasından yürüyor.

Bütün bu lafları şundan yazıyorum: Düşünün ta Almanyalarda bir komedyen Erdoğan’ı dalgaya aldığında, onun korkutucu suratına aldırmadan ağzına geleni söylediğinde, bunlar sanal medyada yayıldığında, rejim neye uğradığını şaşırıyor. Çünkü böyle basit gibi görünen bir “hakaret” şefin aslında “hakarete uğrayacak” kadar zayıf olduğunu hissettiriyor. Bu da Saray’ı korkutuyor.

O nedenle ölümüne koşarken düştüğü anda, bir daha doğrulamaz.

Arkasından onunla koşan halk, zayıfı çiğner geçer. Bana öyle geliyor ki, bizim vekillerin dokunulmazlığını kaldırıp da, onları teslim alamadığı gün, AKP çöküş koşusunda finiş ipini göğüslemiş olacaktır. Ha gayret...


Filiz Koçali

Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu Üyesi

Etiketler: #kral çıplak , #akp