HDP Onursal Başkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İçişleri Bakanlığı'na verdiği soru önergesinde, Hatay Erzin'de Mehdin Eryılmaz ve ailesinin ağır yaralanmasına ve hamile olan gelininin çocuğunu düşürmesine sebep olan polis şiddetini sordu.

Kürkçü, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:

"Avukatlarının verdiği bilgiye ve yerel basından alınan haberlere göre, Diyarbakır Lice nüfusuna kayıtlı Mehdin Eryılmaz, Hatay Erzin’e göç etmiş çocuklarıyla inşaat işçiliği yapmakta olan bir kişidir.

14.08.2014 tarihinde saat 19:45 sıralarında kendilerine ait araçla işten eve gelen Mehdin Eryılmaz ile oğlu Emrah Eryılmaz eve vardıklarında arkalarında polis aracının ve içinde iki polisin olduğunu fark etmişler, daha araçtan inmeden polisler yanlarına gelip, “neden durmuyorsunuz, neden kaçıyorsunuz” demeleri üzerine direksiyonda bulunan Mehdin, herhangi bir anons duymadıklarını, kaçmalarını gerektirecek bir durumlarının olmadığını zira işten eve geldiklerini belirtmiştir.

Görgü tanıkları ve ifadelere göre, polisin Mehdin’den araç evraklarıyla kimliğini istemesi üzerine, Mehdin evrakları almak için koltuğun altında bulunan çekmeceye eğilmiş,polis eline copla vurarak “şerefsiz bize silah mı çekeceksin” demiştir. Polisler coplarla Mehdin’e vura vura araçtan indirmişler, oğlu Emrah da araçtan inerek babasını polisin elinden kurtarmaya çalışmış ancak Emrah’a da vurmaya başlamışlar ve telsizle anons yaparak ek kuvvet istemişlerdir. Anons üzerine olay yerine 5 ekip arabası ve özel harekat timi gelmiştir. Sorgusuz sualsiz ellerindeki coplarla silah dipçikleriyle vurmaya başlamışlardır. Bağrışmalar üzerine dışarıya çıkan Mehdin’in eşi Memlüke’yi ve kucağındaki torunu 3 yaşlarındaki Nazlıcan’ı, Emrah’ın eşi olan Emine’yi, daha önce motorsiklet kazası geçirip ayağı kırılan ve koltuk değnekleriyle yürüyen Alican Eryılmaz’ı cop ve dipçiklerle aşağılayıcı sözlerle ve ağza alınmayacak küfürler ederek uzun bir süre darp etmişlerdir. Emine hamile olduğunu söylemesine rağmen kulağının arkasına silah kabzasıyla vurup başının yanından havaya bir el ateş etmişlerdir.Yerde sürükleyerek tekmelemiş ve coplarla vurmuşlardır. Polis bu şiddeti uygularken, şahıslara hitaben “şerefsizler, sizin kanınız zaten pis, ne yapıyorsunuz burada geldiğiniz yere gidin” diyerek darp etmiştir. Memlüke’nin kucağında bulunan torunu 3 yaşlarındaki Nazlıcan’ı kucağından alıp başını duvara vurmuşlardır. Sağlık raporuyla başındaki şişlikler tespit ettirilmiştir.
Hamile olan Emine Eryılmaz, olaydan 2 gün sonra baygınlık geçirerek hastaneye kaldırılmış ve 19.08.2014 tarihinde çocuğunu darp nedeniyle düşürmüştür. Memlüke’nin darp nedeniyle sol kulağında işitme sorunu ve sol gözünde görme kaybı yaşamıştır. Ayrıca beline ve ayaklarına aldığı darbeler nedeniyle yürümekte güçlük çekmektedir.Mehdin Eryılmaz aldığı darbelerden dolayı vücüdunda ekimozlar ve morluklar oluşmuştur.Emrah Eryılmaz’ın aldığı darbelerden dolayı vücudunun büyük bir kısmı morarmış,başta konuşmakta ve yürümekte zorluk yaşamıştır.Ayağı kırık olan Alican,olayı görüp kaçmaya çalışırken üstüne ateş edilmiş ve bu nedenle korkusundan dolayı yere düşmüştür.Düştüğü yerde üstüne yürüyerek cop ve tekmelerle darp etmişlerdir.İyileşmekte olan ayağı tekrar kırılmıştır.

Olay neticesinde polis bütün aileyi şüpheli yapmış ve tuttukları olay tespit tutanağında, şahısların polise direndikleri,polisi vurdukları,polise ve devlete küfür ettiklerini belirtmişlerdir. Avukatların itirazları neticesinde iki polisin şüpheli olarak ifadeleri alınmış ve başta şüpheli olarak gözüken şahısların bu sefer mağdur şüpheli olarak ifadeleri alınmıştır. "

Kürkçü, önergesinde şu sorulara yer verdi:

"Olayda yaşanan polis şiddeti ile ilgili Bakanlığınız bir soruşturma başlatmış mıdır? Başlatmışsa bu soruşturmanın içeriği nedir?
Olaya karışan kamu görevlilerinden idari/adli ceza alan var mıdır? Var ise bunlar kimlerdir?
Olayda kamu görevlileri tarafından dile getirilen “nefret söylemi”nin “nefret suçu”na dönüşmesi sonucu birçok yaralanma meydana gelmiş, hamile bir kadının çocuğunu düşürmesine sebep olunmuştur. Bakanlığınız personelinin nefret söylemi ve nefret suçları ile mücadele konusunda aldığı bir eğitim var mıdır? Var ise bu eğitimin içeriği nedir?
Polisin dur anonsuna uymamanın hukuksal cezası nedir? Personeliniz bu ceza konusunda bilgilendirilmiş midir?
Bakanlığınız yukarda sayılan saldırılara benzer olayların bir daha yaşanmaması için aldığı idari önlemler nelerdir?
Hükümetinizin özellikle İçişleri Bakanlığı’na bağlı kolluk kuvvetlerinin yurttaşlara uyguladığı şiddetle ilgili “cezasızlık” uygulamalarına dair bir kanuni düzenleme hazırlığı var mıdır? Var ise bunun içeriği nedir?"

21.08.2014